ŞENGÖR'DEN MEKTUP

Prof. Şengör, "Üniversite bilim ve din" başlıklı yazıma cevap veriyor.


SAYIN Prof. Celal Şengör, geçtiğimiz cuma günü elektronik postayla bir mektup göndermiş fakat seyahatte olduğum için ancak dün görebildim. Prof. Şengör, "Üniversite bilim ve din" başlıklı yazıma cevap veriyor. (Milliyet, 1 Şubat 2008) Gecikmeden özür dileyerek, Şengör'ün mektubunu aynen yayımlıyorum: Mektubun metni: Muhterem Taha Beyciğim, Nazik ve güzel yazınızı okudum. Bu yazının her satırının altına imzamı atarım. Söylediğim ve yazdıklarımı daha etraflı söyleyip yazmam gerekirdi: Benim bugüne kadar pek çok türbanlı öğrencim oldu. Hiçbirine kapıyı göstermedim. Bunun sebebi basittir: Bunlar belli bir siyasi görüşü sınıfa getirmiyorlardı. Kendi inanç dünyalarının gereğini yapıyorlardı. Öğrettiklerimi de bal gibi öğrendiler. Sizin üzerine bastığınız çok önemli bir kavram var: Öğrenme hakkı. Ben bu hakkı bir inanç organizasyonu tarafından elinden alınmış veya bu hakkını teslim etmiş insanların üniversitede yerleri olmadığını savunuyorum. Türban bir siyasi hareketin üniforması olmadan önce ortada sorun yoktu. Hiç kimse bir öğrenciyi inançları nedeniyle üniversite dışında tutamaz ve hatırlarsınız, tutmuyordu da. Üniversite dışında tutulması gerekenler, inançlarını tartışmaya açmamak kararlılığında olan ve üniversitenin hür tartışma ortamını baltalamak isteyen militanlardır. Ne yazık ki son zamanlarda bunları da gördük: Örneğin okul koridoruna yüksek sesle NAMAZ KILMAYA KALKANLAR OLDU. İşte bunların üniversitede yerlerinin olmadığı kanaatindeyim. Bilmem buna katılır mısınız? Bu arada çok önemli bir çalışma bitirdik. 250 milyon yıl önce, belki duymuşsunuzdur, dünya üzerinde yaşamın % 95'i ortadan kalktıydı. Bunun nedenleri 150 yıldır jeolojinin temel sorunlarından biri olarak durmaktaydı. Sanırım bunu nihayet anladık... Makale kabul edilene kadar mahrem tutulması ricasıyla, siz de görmek ister misiniz? Her zamanki gibi sevgi ve saygıyla, Celal Birkaç not Elbette makaleyi görmek istediğimi Sayın Şengör'e yazdım. Şimdi meramımı anlatmak için birkaç not... Türkiye'de türban 1982'den beri, yani Prof. Şengör'ün de türbanı "bir siyasi hareketin üniforması" diye görmediği, türbanlı öğrencilere ders verdiği yıllarda da yasaktı! O zaman türbanlı öğrenciler üniversitede "öğretilenleri bal gibi öğrendiğine" göre, türban bilim öğrenmeye engel değil. Dün türban "masum"du, ama bugünküler "militan" mıdır?! Bu noktada, Sayın Şengör'le paylaştığımız Popperci bilim anlayışı açısından üç soru var: # Okul koridorunda yüksek sesle namaz kılmak falan gibi çirkin ve provokatif örneklere bakarak ve izlenimlere dayanarak bütün türbanlılar hakkında "genelleme" yapmak bilimsel olarak mümkün mü?! # Türbanlıların bilim düşmanı olduğuna dair bu 'a priori' önyargıyı bilimsel olarak 'sınama'nın yolu nedir? Yasak kaldırılır, "öğretilenleri bal gibi öğrenenler" öğretime devam eder, öğrenimi "baltalamak" isteyenler üniversiteden atılırlar, bunu yapan herkes gibi. # Bir kimse, Şengör'ün bilim adamı mümin dostları gibi, hem yaratılışa inanıp hem çok iyi matematikçi olamaz mı?! Ya da tersi, evrime inanan ama siyasi alanda bağnaz biri. Üniversitede kimin neye inandığına göre değil, "öğrenme" durumuna göre işlem yapmak daha doğru olmaz mı? Hür üniversitenin anlamı bu değil mi?
<< Önceki Haber ŞENGÖR'DEN MEKTUP Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER