MHP NE ÖNERİYOR?

Bölükbaşı'nın açıklamaları ve Bahçeli'nin gruptaki konuşması arasında çok yakın başka benzerlikler de var.


MHP Ankara milletvekili Deniz Bölükbaşı: “AKP kapatma davasından sonra herkesin kendilerine tuzak kurduğu paranoyasına kapılmıştır.” Duyanı gülümsetmesi gereken bir değerlendirme bu; Ak Parti'nin “divana yatırılması” eksik kalmıştı bir. İptal kararı ortada, parti kapandı kapanacak. Ama Bölükbaşı'ya göre bunlar uzak durulması gereken “paranoya” belirtileri... “Paranoya” teşhisinde bulunan sadece Bölükbaşı değil; MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin tahmini de bu yönde: “AKP'nin bu süreçte paranoyaların esiri olmaması ve cihat psikolojisi ve anlayışıyla hareket etmemesi kendisi açısından yararlı olacaktır.” Bölükbaşı'nın açıklamaları ve Bahçeli'nin gruptaki konuşması arasında çok yakın başka benzerlikler de var. En başta da, birkaç gün önce Enis Berberoğlu'nun köşesinde ortaya çıkan şu “klon parti” meselesi. MHP lideri, bu aralar Köksal Toptan'ı Meclis Başkanlığı'ndan başka bir makama taşımayı kafasına koymuş görünen Berberoğlu'nun köşesinde bu “klon parti” fikrinin uykulu bir zamanında nasıl aklına geldiğini şöyle anlatıyordu: “Dün gece sabaha kadar düşündüm ve hayali senaryo diye algılanmazsa, AKP'nin normalleşme süreci için atması gereken bir adım olduğunu gördüm. Ben buna siyasi klonlama adını verdim..” Siyasi plandaki “Dolly”mizin dünyaya gelişi şu yöntemle olacakmış: Yargıtay Başsavcısı'nın haklarında siyasi yasak istediği –Başbakan dahil tabii ki- 39 milletvekili dışında kalan AK Parti milletvekilleri önce yeni bir parti kurar, sonra da bir genel başkan ve başbakan çıkarırlar. 301 milletvekili ile hükümeti kuran bu yeni parti ile “normalleşme süreci”ne girilir. Bahçeli, yeni partinin ve hükümetin “özellikle CHP ile ilişkilerini geliştirmesi” gerektiğini de hatırlatıyordu. Bu yöntem her şeyden önce, kapatma sonrasında kurulacak yeni partinin yeni hukuki sorunlarla karşılaşmamasını sağlayacaktır. Enteresan bir öneri doğrusu. “İyi ama Başbakan'ın da içinde olduğu 39 kişinin siyasi hakkı ve hukuku ne olacak” diye soracak olursanız, buna da cevap hazırdı: “Efendim, eğer AKP kapatılmaz ve Başbakan'a siyasi yasak gelmezse, Anayasa Mahkemesi kararından sonra partiler birleşebilir.” Hele şu “Dolly”yi bir görelim, gerisi kolaydı... Bahçeli'nin aklına sabaha karşı düşen bu çözüm yolu, bana, 7'en 70'e herkesin bildiği şu ünlü masalı hatırlatıyor. Başbakan ve 28 arkadaşının Meclis'in arka sıralarına yerleşmesi sağlanırsa, “Dolly”nin etrafında turlamak çok daha kolaylaşmayacak mıdır? Sonrası Allah kerim... Bahçeli, “klon parti” önerisini dünkü grup konuşmasında da tekrarladı. Belli ki konu “hayali senaryo” olarak bırakılmayacak. Üzerinde çalışılmış da ayrıca. MHP Genel Başkanı, kapatma davasının 340 milletvekilini “rehin alması” yerine zararın 39 milletvekiliyle atlatılmasını bir kere daha öneriyor. Bahçeli'nin şu sözlerine bakarsanız, bir iki gün içinde partinin “klonlama” teknolojisi üzerinde çalıştığı da anlaşılıyor: “AKP'nin parçalanması ve Başbakan Erdoğan'ın tasfiye edilmesi gibi niyetleri bize atfedenler, klonlamanın genetik özelliklerin korunarak bir organizmanın kopyalanması olduğunu unutmuş görünmektedirler.” Bahçeli'nin bir takım kötü niyetlilere karşı “klonlama”nın esasını bilimsel olarak açıkladıktan sonra şu kritik sözleri sarf ettiğini görüyoruz: “Bizim endişe ve telaşımız, AKP'nin parçalanması ve Başbakan Erdoğan'ın kurban edilmesi değil, demokratik rejimin geleceğinin kurtarılmasıdır.” Anlaşılan o ki, Bahçeli ve başında bulunduğu MHP açısından, AKP'nin parçalanması ve Başbakan'ın kurban edilmesi “demokratik rejimin geleceği” açısından hiç de endişe ve telaş yaratacak gelişmeler değildir. AK parti kapatılabilir, parçalanabilir, başbakan ve arkadaşları siyasi yasaklı olabilir, o kadar da abartmamak gerekir... Yeter ki “demokratik rejimin geleceği” kurtarılsın! Bölükbaşı'nın Akşam gazetesinde yer alan açıklaması, “demokratik rejimin geleceği” konusunda Bahçeli'den dinlediğimiz fazla “larj” yorumu daha da ileriye götüren cinsten: “AKP kapatılmazsa demokrasi açısından memnuniyet duyarız. Bir açıdan da seviniriz çünkü AKP'yle seçim sandığında hesaplaşacağız. Ama kapatılırsa da dünyanın sonu değildir. TBMM görevinin başındadır ve bir hükümet çıkarır. Hiçbir siyasi parti vazgeçilmez değildir. AKP kapatılırsa dünyanın sonu olmayacaktır.” Yazının başlığında sormuştum: “MHP ne öneriyor?” Sorunun cevabı Bölükbaşı'nın bu son açıklamasında. Açıklamanın “TBMM görevinin başındadır ve bir hükümet çıkarır” bölümü (mecburen biraz abartarak söyleyeceğim) iki kelime ile “tüyler ürpertici”dir.

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER