Kurban olsun bayram sana...


Sağolsun Bayram gazetesine tahammül edemeyip, gazetesini bayramlaşan partililer, elini kesen acemi kasap haberleriyle çıkarmakta direnen Zafer Mutlu sayesinde bu bayram günü de buradayım. (Acaba kendisi nerelerde?) Onun yüzünden yüzlerce editör, muhabir bugün gün boyu partilerarası bayramlaşma ziyaretlerinde yapılan kötü esprilere maruz kalıp, dün kurban keserken kendini kesen acemi kasaplardan üçü taburcu edildi diye haberler yapmakla meşgul olacak. Anne babam uzaklarda. Babaannem, dedem, anneannem, büyükbabam ise daha uzaklarda. Neyse ki DSİ, Gaziantep Üniversitesi, Türk Eczacılar Birliği, Konya Ticaret Odası beni bu bayram günü unutmamış. Tayyip Erdoğan beş kez, Kadir Topbaş üç kez, Numan Kurtulmuş ve Masum Türker birer kez bayramımı kutlamış. Deniz Baykal ile bu bayrama da küs girdik. Büyükşehir Belediyesi bir de çikolata göndermiş. Tadı fena değil. Yiyip yiyip besleme basın oluyorum. Kürtçe kurban mesajlarına Kürtçe cevap verip, Kürt açılımı yapıyorum. Ama yine de mutlu olamıyorum. Hep bir şeyler eksik. Bayram havasına girmek için insanlıktan çıktım, kapıya gelen çocuklara zorla elimi öptürüp cebimdeki son beş lirayı verdim. Yine olmadı. Kiralık eli öpülesi babaanne dede olsa tutacağım, o haldeyim. Keşke gökten koç yerine yazı konusu inse gibi kelime oyunlarıyla yol almaya çalıştım, olmadı. Tam burada “Peki, biz kendi İsmailimizi kurban edebilir miydik bu uğurda” diye araya parça atmayı düşündüm ama o da pek tatsız tuzsuz, samimiyetsiz geldi, vazgeçtim. Hâlâ “eski bayramlar” diye yazanlara, “şu eski bayramlar edebiyatını bırakın yeni bayramlara bakalım”cılar iki kez tur bindirdi. “Hadi bayramı tatil zannetmeyi bırakın, komşunuzun kapısını çalın, akrabalarınızı arayın”cıların yazılarını Bodrum, Assos, Antalya mahreçli yazdıkları ortaya çıktı. “Bu manzaralar AB adayı bir ülkeye yakışmıyor”cular ile “Kurban sevincini münferit olaylarla lekelemeye çalışanlar”cılar arasındaki kavgaya ise hiç giresim yok. Kurban Bayramı’nda başımıza militan vagan kesilen laik gazetelerin kolonyal valisi tarzlarına fena halde gıcık olsam da hayvanlar söz konusu olduğu için Ergenekon karşısındaki solcu kıvamında “yiyin birbirinizi ama hayvanları bırakın” demek istiyorum. “İslâmcılar bize demokratlık dersi vereceklerine önce Kerbela ile hesaplaşsın”, “Ergenekon İddianamesi’ni bir Alman, bir Amerikalı bir de Fransız’a okuttuk, üçü de ‘Temel suçsuz’ dedi” diye bile yazı yazabilirim ama bayramla ilgili içimden hiçbir şey yazmak gelmiyor. Ve sonunda buldum bayram havamı bozan şeyi. CHP’li Beşiktaş Belediyesi’nin “Nice Aydınlık Bayramlara” afişleri. “Aydınlık dini bayram” nasıl oluyor diye sormayın burası en çok aydınlık, çağdaş, cumhuriyet diyenin çöpleri en düzenli toplayacağına inananların yaşadığı bir ilçe. Adam bütün seçim boyunca sadece aydınlık vaat etti ve seçimleri kazandı. O afişi gördüğümden beri her şey bana anlamsız geliyor. Hiçbir şey beni normalleştiremedi. Galiba Kurban Bayramı’nı kutlarken bile laiklik mesajı verilen bir ülkede en normal ruh halindeyim. Bu arada hepinizin bayramını kutlarım. Umarım sizin bayramınız daha iyi geçiyordur. Ama siz bu güzel bayram günü hâlâ gazete mi okuyorsunuz. En az Zafer Mutlu kadar siz de bu güzel bayram akşamı hâlâ burada oturmamdan dolayı suçlusunuz. Teessüf ederim.
<< Önceki Haber Kurban olsun bayram sana... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER