Öğrencilerin ve velilerin çilesi


Türk eğitim sistemi lime lime dökülüyor. Neresine el atsanız elinizde kalıyor. Çocuklar başka veliler başka çile çekiyor. Bir eğitim sisteminden hele milli bir eğitim sisteminden bahsetmek mümkün değil. Kılavuzu ÖSYM olanın Son rezalet ÖSYM’de yaşandı. Sözüm ona ÖSYM kılavuz hazırladı ki, çocuklar üniversite tercihlerini gerçekçi yapsınlar. Geçen yıl hangi okul en az kaç puanla öğrenci almış, son öğrencinin başarı sırası neymiş... Bu yıl sınava giren öğrenciler bu kılavuza bakacaklar ve tercihlerini yapacaklar. Ne mümkün? Anlaşıldı ki, ÖSYM kılavuzu sakat. Hem de ne sakatlık; geçen yıl ilk 2000’e giren öğrenciyi alan bir okula, bu yılki kılavuza göre 86.000’inci öğrenci girebiliyor. Hani kılavuzu ciddiye alıp tercih yapsanız vay halinize? ÖSYM Başkanı “Küçük bir unutkanlık” dedi. O kadar “küçük” bir hata ki, çocuklara “Kılavuzu esas alarak tercih yapmamalarını tavsiye ediyoruz” diye ekledi. Peki kılavuza göre tercih yapılmayacaksa, neye göre yapılacak? Kafana göre yaz Bu soruya verilen yanıt da evlere şenlik: Efendim, adaylar en çok istedikleri okulları yazsınlar! Böyle kılavuzluk olur mu? En çok istediğin okulları yaz! Anlamsız bir öneri değil mi? Yani öğrenciler “isteyenin bir yüzü...” diye en çok istedikleri okulları alt alta yazınca tercih mi yapmış olacaklar? Sınava ne demeli? Kılavuz rezaleti, bakalım ne tür sonuçlara yol açacak? Kılavuz bir yana üniversiteye giriş sınavı da yaz boz tahtasına döndü. Nasıl olsa üniversite az, aday çok; her yıl bir sınav “reformu” yapıyor bizimkiler. Neler denemediler ki; tek sınav, çift sınav, üç aşamalı sınav; tek sınavda iki aşama, tek sınavda üç aşama, dört sınavda dört aşama... Sınava üç ay kala sistem değişikliği mi dersiniz; katsayı oynamaları mı dersiniz, ne ararsanız var... Bu karmaşa içinde çocukların sınava girmeleri ve yanıtlayacakları soru gruplarını bile bulmaları başarı bence! Liseler başka âlem Üniversiteye giriş arapsaçı da liselerin durumu farklı mı? Bir OKS vardı, “tek sınavla gelecek belirlenmez, ayıptır” dediler, kaldırdılar. OKS’yi kaldırıp yerine üç tane SBS koydular. Daha sistemin sonucu alınmadan, hop onu da kaldırdılar hem de OKS’yi kaldırdıkları aynı gerekçeyle. Peki OKS’yi geri mi getirdiler? O da şimdilik belli değil! Önemli de değil! Bakarsınız sınav yaklaşırken yeni bir sistem getirirler! Bu da yetmedi, Anadolu liselerine el attılar; özetle söyledikleri, “Anadolu lisesi olmayan lise kalmayacak!” Güzel. Nasıl olacak bu? Liselerin adı “Anadolu lisesi” olacak! İşte sorun çözüldü. Şimdi de ara ki Anadolu lisesi olmayan normal bir lise bulasın ki, çocuk açıkta kalmasın! MF misin, TM mi, TS mi? Liselerde çocukları ayırıyorlardı; matematik-fen; türkçe-matematik, türkçe-sosyal, diye... Ayırıyorlardı ki, çocuk lise ikide ne olacağını bilsin! Bilinçli hazırlansın! Şimdi bu da kalkıyor. Niye? Milli Eğitim yeni bir sistem deneyecek de ondan. Sistem nedir? Daha belli değil. Çocuklar bölümlere ayrılmayacak ama tercihlerine göre ek ders saati marifetiyle fiilen MF’ci, TM’ci veya TS’ci olacaklar, herhalde. Milli eğitimimiz ayrımcılığa karşı duruş sergileyecek galiba! Gerçekten nedir bu çile, bu işkence?
<< Önceki Haber Öğrencilerin ve velilerin çilesi Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER