Tuz yesek bir türlü, yemesek bir türlü durumları...


Sanki bir kozmik şakacı insanlığın iki ayağını bir pabuca sokmak için uğraş vermekte... Bir yandan doktorlar "Aman tuz yemeyin, erken ölürsünüz" diye sürekli uyarıyorlar insanları. Gelişmiş ülkelerde lokantalar sofraya tuzluk getirmemeye başladılar. Neredeyse tuz ile sigara eşit yasaklar konumuna gelmek üzereler. Buna karşı Japonya'daki nükleer kazanın radyasyon yayılmasına ilişkin sonuçlarına karşı tek savunmanın iyot olduğu yazılıp çizilmekte... İyot ise kullanıma en açık biçimde tuzda var. Haberleri izliyorsunuzdur. Çin'de halk marketlerde tuz stoklarının tükenmesi üzerine toptancıların önünde uzun kuyruklar oluştururken, ABD'de de market ve eczanelerin iyot kapsülü stokları tükenmiş. Türkiye'de ise sofralık tuz içinde kullanılması zorunlu olan iyot sıkıntısı çekilmeye başlanmış. İyot darlığı yüzünden sofralık tuzun fiyatının yüzde 20 artması bekleniyormuş. Enerjideki ikilemler Kozmik şakacının insanlığı köşeye sıkıştırma denemeleri tuz üzerindeki ikilemlerde kalmıyor. Katı ve sıvı yakıtlara karşı alternatif enerji kaynağı olarak en etkin yöntem görülen nükleer enerjiye karşı insanlığın güveni sarsıldı. Çernobil kazasındakinden daha büyük çapta bir radyasyon fobisi var şimdi dünyada. Geçenlerde İstanbul'daki evhamlı bir tanıdığım "Yağmur yağdığı zaman radyasyon vardır ihtimalini düşünerek sokağa çıkmıyorum" dedi bana. Bizde bir nükleer enerji santralının yapılmasına karşı olan çevrecilerin, Japonya depremi ertesinde ortaya çıkan sonuçlara dayalı haklı uyarılarını da her gün duymaktayız. "Nükleer enerji" alternatifi devre dışına çıkartılmak üzere olduğuna göre, geriye petrol ve kömür kalıyor. Tabii bir de doğalgaz var. Ortadoğu kaynayan kazan Kozmik şakacı burada da devreye giriyor. Dünya petrol rezervlerinin ana deposu olan Ortadoğu ülkelerinde halkları ayaklandırıyor. Şu anda Bahreyn'de minyatür bir Arap-İran çatışması Sünni-Şii gerginliği biçiminde sürmekte. Suudi rejiminin ayakta kalması ise Kral'ın ülke servetini halkı ile paylaşmasına bağlı görülüyor. Libya'da ise kozmik şakacıyı Kaddafi temsil ediyor ve kendi halkını bombalayarak ülkesini kurtardığını iddia ediyor. İran'da muhalefet bastırılmasa, bu ülkenin geleceği ne olur bilinmez. Irak'ın istikrarını ise ABD eski Başkanı Bush işgal ile zaten şakaya çevirmişti. Carla tatilde Bir yandan "Enerjide dışa bağımlıyız" diye yakınıyoruz, bir yanda bu bağımlılığımızı azaltacak nükleer enerjiye karşı çıkıyoruz, bir yanda da petrol ve doğalgaz fiyatlarını artıracak Ortadoğu'daki halk ayaklanmalarından "Demokrasi geliyor" diyerek mutluluk duyuyoruz. Bir yanda da dünyevi şakacılar var kozmik şakacının yanında. Hatırlarsınız... Bizim 1974 Kıbrıs Harekâtı'nın ikinci bölümünün başlayacağı, Cenevre'de ateşkesi görüşen Dışişleri Bakanı Turan Güneş'e kızının adı kullanılarak "Ayşe tatile çıkıyor" şifresi ile bildirilmişti. Şimdi de Libya'daki bombalamanın başlayacağı Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy'ye eşinin adı kullanılarak "Carla tatile çıkıyor" şifresi ile bildirilmiş Washington'dan.
<< Önceki Haber Tuz yesek bir türlü, yemesek bir türlü durumları... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER