Özeleştiri olmadan arınma olur mu?


Kadınları öldürmeye devam ediyoruz... Bir de çocukları parçalamaya başladık... Bu patolojik vahşet nasıl ürüyor, toplum içinde nasıl barınıyor, bunları da sormuyoruz... Hatta üstünü örtüyoruz... Hâlbuki sosyal psikolojinin araçlarına müracaat etmeden, kendimize üçüncü bir gözle bakmadan, hepimizin yüzünü kızartan bu hastalıkları bırakın tedavi etmeyi, yaygınlaşmasını da önleyemeyeceğiz... Ne kadar çok öldürme... Ne kadar çok taciz... Ve ne kadar çok aldırmazlık... Bunu idam cezası ile değil, nedenlerini derinlemesine ele alarak çözebiliriz... *** Kayseri’de 1.5 yıl önce kaybolan üç çocuğu öldürdüğünü itiraf eden 33 yaşındaki Uğur Veli G.’yi çevresi, “kendi halinde” ve “zararsız” biri olarak tanımlıyormuş... Kendi halinde ve zararsız birisinden ortaya çıkana bakın... Acaba binlerce potansiyel suçlu çevremizi mi sardı? Pedofili (çocukları cinsel açıdan çekici bulma) tehlikesi acaba hangi boyutlarda? *** Çocuklara karşı cinsel istismarın dünya genelinde son yıllarda büyük bir artış gösterdiğini, hatta yeni bir ekonomiye dönüştüğünü biliyoruz... Kimliklerini gizlemeye çalışan pedofililer için en uygun ortam ise internet... Pedagog Barış Çiçek de çocuk istismarının Türkiye’deki boyutlarını araştırmaya koyuldu... Yaptığı araştırma çocuk istismarının Türkiye’deki boyutlarını gözler önüne serdi. Ve ortaya sarsıcı bir tablo çıktı... *** “Pedagog Barış Çiçek, yıllardır sürdürdüğü araştırması için herhangi bir Cuma günü öğleden sonra internet sohbet sitelerinden birine girdi. Takma isim olarak Begüm10’u kullanan Çiçek, kendisini 10 yaşında ve beşinci sınıf öğrencisi olarak tanıttı. Şüphe çekmemek için de klavyeyi yavaş kullandı ve kasıtlı imla hataları yaptı. ‘Begüm10’a ilk yarım saat içinde 43’ü cinsel içerikli, 100 mesaj geldi. Begüm özellikle bu 43 kişiye ilk mesajda 10 yaşında olduğunu tekrar belirtti. Sadece bir kişi yaşı öğrendikten sonra özür dileyerek bağlantısını kesti. Diğerleri ise görüşmeyi kesmediği gibi bağlantının kesilmemesi için olağanüstü çaba sarf etti. Hepsi büyük bir istekle 10 yaşındaki bir çocuğa cinselliği öğretmeye çalıştı.” *** Çiçek, “internette çocukların peşine düşmüş binlerce sapığın olduğunu, 40 kontör karşılığı çocuklardan kamera görüntüsü istendiğini ve çocukların da bunun kötü bir şey olduğunu çoğu zaman anlamadığını” belirtirken... İstismara karşı yeterli önlem alınmadığını ise şu şekilde izah ediyor: “Anne baba bilmiyor, chat yani internette sohbet nedir bilmiyor. İstismar açısından en etkili ortam orası. Çünkü kontrolsüz bir ortam. Çocuğunuzu parka gönderdiğinizde camdan izliyorsunuz. Ama internete girince kontrol dışına çıkıyor. Çocukları internette kandırmak çok daha kolay.” *** Çiçek’in çocuk istismarının engellenmesi konusunda devletin görevine yaptığı vurgudan ziyade ailelere tavsiyeleri daha çok çarpıcı: “Yapılacak şey şu, çocukları sağlıklı bir şüphecilikle yetiştirmeliyiz. Hayır demeyi öğretmeliyiz. Nasıl sokakta bir kadına sarılamazsınız çocuklara da böyle yaklaşılmalı. Çocuklarımız sürekli öpülmeyi, kendilerine dokunulmasını normal bir şey zannediyorlar. Gelişmiş ülkelerde kreşler, çocuklara bağırmayı öğretiyor. Biz ise hep baskılıyoruz. Sesini yükseltme bağırma, sus gibi... Hâlbuki çocuk önce tehditleri, sonra da nasıl davranacağını ve kendini savunacağını öğrenmeli.” *** Bu bir pedagogun yaptığı bir deneyin sonucu... Gerisini varın siz düşünün... Bizde genel yaklaşım hastalıkları ortaya sermek değil, serene kızmaktır... Hâlbuki... Örtmek ve saklamak hastalıkları azdırıyor... Çocuk canavarlığı artık saklanamaz bir hale gelmiş gibi görünüyor... Türkiye bunu masaya olduğu gibi yatırma cesaretini gösterebilecek mi, yoksa hamaset ile bu hastalığın onanmaz bir hale gelmesine göz mü yumacak? Özeleştiri olmadan bir toplum arınamaz, iyileşemez... Bir tek araştırmanın ne halde olduğumuzu anında ortaya koyduğu bu utanç verici durum çoktandır davul çalıyor... Yeter ki duyacak cesaret olsun...
<< Önceki Haber Özeleştiri olmadan arınma olur mu? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER