İki kardeşten biri PKK'da diğeri Ergenekon'da çıkarsa?


Seçim yaklaştığı için biz de son günlerde yollardayız. 12 Haziran'a kadar da Türkiye'nin muhtelif kentlerine gidip seçmenin nabzını tutmaya çalışacağız. Aslında, gittiğimiz her yerde ayrı bir yazı konusu olmayı hak eden çok güzel başarı hikâyelerine şahit oluyoruz. Öyle ki Anadolu'da insanın başını döndüren bir gelişme var. Fakat gerek siyasilerin mitingleri, giderek sertleşen atışmaları gerekse de Ergenekon tarzı örgütlenmelerin kirli organizasyonları nedeniyle artan terör yüzünden bu konulara eğilemiyoruz. Siyasetin tecrübeli isimlerinden Cemil Çiçek'in ifadesiyle de 'Şeytan taşlamaktan Tavaf'a fırsat kalmıyor.' Malum olduğu üzere son dönemde polise yönelik saldırılar arttı. Hatta Başbakan Erdoğan'ın konvoyuna, üstelik de Kastamonu'da saldıran PKK bir polisi şehit etti birini de yaraladı. Son olarak da Silopi'de iki polis şehit edildi. Peki ama örgüt, ki son bir ayda 30 civarında kayıp verdi askeri operasyonlar nedeniyle, neden polise yöneldi? Buradan 'neden askere saldırmıyor' anlamı çıkarılmasın ama hayatın normal akışına bakarsak operasyona operasyonla cevap verilmesi beklenir. PKK kaynaklarını takip ettiğinizde karşınıza ciddi bir konsept değişikliği çıkıyor. Örgütün internet sitesinde Kasım Engin (bu isme dikkat) imzasıyla çıkan bir analizde 'AKP'nin dalgakıranları' olarak polis gösteriliyor. Yani 'AK Parti'yi vurabilmek için önce polisi aşmaları gerektiğini' düşünüyor örgüt yönetimi. Ayrıca KCK operasyonlarından kaynaklanan rahatsızlık da cabası. Yazıda stratejinin detayları var. Fakat ben Kasım Engin kod adına dikkat çekmek istiyorum. Çünkü burada enteresan bir ayrıntı var. Kasım Engin kod adıyla HPG içinde faaliyet gösteren ve 'derin analizler' yazan kişi İsmail Nazlıkul. Resmi görevi de HPG basın irtibat merkezi sorumluluğu. Nazlıkul'un son dönemdeki yazılarının ortak özelliği polisi hedef alması. 13 Nisan'daki yazısının başlığı 'polis devletin faşist yüzüdür.' 'Bundan sonra resmi ya da sivil fark etmez tüm polislerin hedef olduğu talimatı'nı veriyor. Kayıtlara göre Nazlıkul PKK'ya Almanya'da katılmış. 1993'te birçok sivilin öldürülmesi olayına iştirak ettiği biliniyor. Nazlıkul'la ilgili PKK'ya muhalif sitelerde yer alan bir bilgiye göre ise verdiği ifadeler yüzünden 'Terzi Cemal' kod adlı terörist örgüt içi yargılamadan sonra infaz edildi. Esas ilginçliklerden birisi de şu. PKK'ya muhalif kaynaklarca 'şüpheli' bir isim olarak tanımlanan Kasım Engin kod adlı İsmail Nazlıkul'un abisi ise Ergenekon sanığı. Abi Hüseyin Nazlıkul 23 Eylül 2008'de Ergenekon operasyonu kapsamında Adil Serdar Saçan ve Tuncay Özkan ile birlikte gözaltına alındı. Daha sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Halen de 2. iddianamenin sanıkları arasında ve 'Ergenekon Terör Örgütü adına faaliyette bulunmaktan' yargılanıyor. İki kardeşten birisinin dağda, birisinin askerde olduğu türü hikâyeleri görmüştük ama birinin PKK yöneticisi diğerinin Ergenekon'da sanık olduğuna şahit olmamıştık. Tabii ki bu iki kardeşin başka dünyalara savrulmaları tamamen tesadüf de olabilir. Fakat bu durum bizim Ergenekon ve PKK gibi yapılanmalara şüpheli bakmamızı engellemez. Bu konuda Aksiyon'da Haşim Söylemez'e konuşan Şükrü Gülmüş'ün çarpıcı iddiaları da var. Ayrıca Kandil'deki terör örgütü liderlerinden Murat Karayılan'ın kaleme aldığı kitapta da doğrudan olmasa bile 'derin çetelere göndermeler' var. Daha önce de söyledik yine tekrar edelim. Fırat'ın öte yakasında yaşanan kirli işler ortaya dökülmedikçe Türkiye'nin demokratikleşmesi, terör sorununu çözmesi mümkün değil.
<< Önceki Haber İki kardeşten biri PKK'da diğeri Ergenekon'da çıkarsa? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER