Buyur? Ne king ne king?
Planking efendim, planking. Yeni bir
protesto biçimiymiş. Facebook'tan mı,
Twitter'den mi, hani kızlarla ilişki kuramayan yüz elli kiloluk "asosyal"
hamburger şişmanlarının bilgisayar başında oturup "sosyalleştikleri" siteler var ya, onlardan birinden çıkmış.
Dünyada hızla yayılıyormuş. Hayırlı olsun. "Türkiye'yi de etkisi altına almış", Balkanlar'dan sarkan
soğuk ve yağışlı hava kitlesi gibi.
Planking, "Rıfkı'yı" çekenin kaybettiği bildiğiniz King oyununa benzemiyor, ortada plan program falan da yok, bu
eylemde yüzüstü uzanacaksın... "Kalaslama" diye tercüme edebiliriz, bir "plank" yani kalas gibi, döşeme tahtası gibi yatacaksın.
Bu kadar. Başka hiçbir şey yapmayacaksın.
Ayaklarını
piyade eğitim talimatnamesinde belirtildiği şekilde birleştireceksin (topuğunu kaldırma, kurşunu yersin), kollarını da açmayacaksın, vücuduna yapıştıracaksın.
Bir süre öylece yüzüstü yatıp sonra da kalkacaksın.
Yatıp kalkarken "ay dizlerim tutuldu" diye ağlamamak için de
genç olman gerekiyor.
Azıcık da bön tabii... Çağdaş yani...
Böylece birşeyleri "protesto" etmiş oluyorsun.
Eskiden "oturma grevi" falan vardı da, bunun "yatmalısını" keşfetmek için demek ki "siber âlemlerde" sosyalleşmek gerekiyormuş. (Birbirlerinden "kes yapıştır" yöntemiyle haber araklayıp sözüm ona yayın yapan uyanıkların kurduğu sitelere de "sosyal medya" diyorlar.
Biz de herhalde asosyal medya oluyoruz, eh, kilomuz da var maalesef...) Avustralya'nın Brisbane şehrinde genç bir kalas bu kalaslama eylemini yedi katlı bir binanın tepesinde yapmaya kalktı, düştü ve öldü.
Siz akıllı olun, eylemlerinizi "düzayak" yerlerde gerçekleştirin.
Örneğin,
Haydarpaşa Garı'nda.
Geçen gün yirmi kadar twitter çocuğu yaptı bunu vallahi.
Çocuklar Türk ama örgütün ismi de
yabancı tabii: "Planking and Dash"...
What the fuck...
Bu çocuklar bu eylemi
Haydarpaşa Garı'na karşı niçin gerçekleştirmişler?
Herhalde şöhreti saman alevi gibi parlayıp sönmüş "Haydar Paşa'nın gelini Christine" adına (anaları yaşındadır) ya da ondan çok daha ünlü Kadriye'yi eleştirmek için değil.
Bilirsiniz, bu Kadriye çok kötü bir kızdır, Haydarpaşa Garı'nda herkesi tersler...
Çocuklar istasyona karşı yere yatmışlar, bir süre kalkmamışlar.
"28
Kasım 2010 tarihinde garın çatısının yandığını" belirtmişler. Hiç duymamıştık herhalde.
Belki de Tayyip yakmıştır!
Eee? Sonra?
Öncesi sonrası bu işte, garın çatısının yanmasını protesto ediyorlar. "Yapının en kısa zamanda eski haline kavuşturulmasını" istemişler.
Bu kadar.
Korkmasınlar, kimse garı yıkacak falan değil. Tamir çalışmaları da başladı bile.
Yok yok, garın
otel yapılmasına falan karşı çıkmıyorlar, bunlar Aydın Doğan'ın yanında çalışmıyorlar. Öylesine eylem yapıyorlar.
Bu durumda bu eylem azıcık "haybeden" olmuş ama eylem eylemdir. Sağolsunlar.
Neyse ki ona buna yumurta atmaya kalkmamışlar.
Haklarıdır. Demokraside herkesin saçmalama özgürlüğü de vardır. İnanmayan Kılıçdaroğlu'nu izlesin.
Bu da haftanın sorusu: Kalaslar oylarını kime verecekler acaba?