Bu iş sadece merkez bankalarıyla olamaz


Geçen hafta global finans piyasaları gelişmiş ülkelere bir an evvel ekonomilerini yeniden eski hızlarında büyütecek yapısal önlemleri almaları yönünde önemli bir uyarı yaptılar. Ama görünen o ki, bu uyarıyı dikkate alan şimdilik sadece merkez bankaları. Piyasaların ihtarına karşı ilk harekete geçen Avrupa Merkez Bankası (ECB) oldu. Daha önce Yunanistan, İrlanda ve Portekiz için yaptığı gibi ikinci piyasada İtalya ve İspanya'nın tahvillerini almaya başladı. Piyasalar artık bu ülkelere borç vermekte nazlandıkları için borçlanma maliyetleri yükseliyordu. Bu durum bu ülkelerin zaten yüksek olan borçların ödenmesini daha da zorlaştıracak ve tasarruf ihtiyacını artıracaktı. ECB bir haftada yaptığı 22 milyar Euro'luk büyük alımla % 6 üzerindeki getirileri % 5'in altına çekebildi. ECB'nin yanında ABD Merkez Bankası FED de gerekli uyarıyı alarak harekete geçti. Tarihinde çok az yaptığı bir şeyi yaparak politika faizinin seyrine yönelik tarih verdi ve en az 2013 ortasına kadar FED Funds faizini (bankaların gecelik borçlanma maliyetini) değiştirmeyeceğini açıkladı. Bununla da yetinmedi; gerekirse İngilizce isminin baş harfleriyle QE olarak bilinen parasal genişleme programının (tahvil alıp piyasalara likidite verme programının) üçüncüsü dahil çeşitli fonlama imkanlarını da devreye sokabileceğini ima etti. Ama bunlar yetmez Merkez bankalarının bu uygulamaları sadece kısa vadede piyasalardaki çöküşü durdurur ve zaman kazandırır. Ama eski seviyelerine getirmek için yetmez. Kaldı ki, bu yapılanların hiçbiri yeni değil. FED 2008 yılından beri zaten gecelik faizi sıfıra yakın tutuyor. Üstelik bugün ima ettiği QE programlarının iki tanesini daha önce devreye soktu ve 2,3 trilyon $'lık tahvil alımı yaptı. Bu sayede hisse senedi fiyatlarını da yükseltebildi ama yine de ABD ekonomisi 2011 yılının ilk yarısında potansiyel büyüme oranının çok altında, ancak % 0,8 büyüyebildi. (Grafik 1) ECB de İtalya ve İspanya tahvillerinden önce ikinci piyasadan 75 milyar Euro'ya yakın Yunanistan, İrlanda ve Portekiz tahvili satın almıştı. Çok kısa vadede tahvil getirileri düşse de alımlar bittiği anda getiriler yeniden eskisinden yükseğe çıktı ve sonunda bu üç ülke EFSF adlı Euro üyesi ülkelerin ortak destek fonu ve IMF tarafından kurtarıldılar. Bu sayede yeniden borçlanmak zorunda kalmadan vadesi gelen tahvillerini ödeyebiliyorlar. Ama bu desteğe karşılık tasarruf yapmak zorunda kaldıkları için bu üç ülkenin de ekonomisi 2011'in ilk yarısında küçüldü. Euro Bölgesi toplamda yerinde saydı. Devletlerin tek başlarına tasarruf önlemleri açıklamaları da yetmez. Panikle beraber İtalya ve Fransa hemen yeni tasarruf tedbirleri açıkladılar. Ama piyasalar bu tür tasarruf tedbirlerinin büyümeyi daha da zorlaştırdığını, yarardan çok zarar verdiğini diğer küçük ülke örneklerinde gördüler. Açık ve net olan şu: Eğer piyasalardan yeni ve çok daha şiddetli bir tokat yemek istemiyorlarsa ABD ve özellikle Avrupa'da politikacılar devreye girmeli ve alacakları "yapısal" önlemlerle ECB ve FED'in kazandığı bu kısa zamanı çok iyi değerlendirmek zorundalar. Ne yapmaları gerekiyor? ABD'nin yumuşak karnı gayrimenkul sektörü. Özellikle konut sektörü sıkıntılı. (Grafik 2) 2010 sonunda ipotek kredi bakiyelerinin dörtte biri ev değerinin üzerinde. Ev sahiplerinin borçlarını ödemek için bir motivasyonu kalmadığı gibi eski kredilerini kapatamadıkları için yeni kredi alıp bugünün çok düşük faizli ortamından faydalanamıyorlar. Sektörde mevcut satışlarla ancak 9 ayda normal seviyelerine indirilebilecek bir konut stoku var ve banka hacizleri bu stokun inmesini zorlaştırıyor. Bankalar eskisi kadar ve özellikle büyük miktarda (jumbo) ipotek kredisi veremiyorlar, verdiklerinin de çoğunun zaten batık durumdaki devlet finansman kuruluşları Fannie Mae ve Freddie Mac tarafından garantilenmesi gerekiyor. Bu mekanizma düzeltilmedikçe ekonomiyi düzeltmek de çok zor. Acilen Fannie ve Freddie'ye yeni sermaye verilerek yeni bir yapılanma ve yeni bir iş modeli ortaya konması, bankaların ev hacizlerinin engelleneceği yeni mekanizmalar oluşturulması ve gerekiyorsa bunun için banka sermayelerinin desteklenmesi gerekiyor. Avrupa'nın yumuşak karnı ise kamu borcu yüksek ekonomilerin borçlarını çevirmekte zorlanmaları. Avrupa'nın ortak parasını koruyabilmek için parasal birliğinin yanına "kamu finansman birliğini" de eklemesi gerektiği anlaşıldı. Bunun için yapılması gerekenler de belli. 440 milyar Euro büyüklüğündeki EFSF adlı destek fonunun finansman garanti gücü en az 2 trilyon Euro'ya çıkartılacak. (Grafik 3) Bu fon çıkartacağı tahvillerden elde edeceği kaynaklarla ikinci piyasada tahvil alabilecek ve zordaki bankalara da destek verebilecek. Halen fondan destek alan tüm ülkelerin borçları yeniden yapılandırılıp EFSF tahvilleriyle değiştirilerek tüm ülkelerin arkasına Euro Bölgesi garantisi konmuş olacak. Bu süreçte çok daha ciddi stres testleriyle banka bilançoları şeffaflaştırılacak, sermaye açıkları belirlenecek, iş modelleri sorunlu bankaların belli bir sürede birleşme yoluyla piyasadan çıkmaları istenecek ve bu tür bir yeniden yapılanma için gerekli banka sermayesi EFSF tahvilleriyle sağlanacak. Almanya'nın ortak tahvil çıkartılmasını kabul etmesi için tüm Euro üyesi ülkelerin ulusal bütçelerini onaylama ve gereken değişiklikleri yapma yetkisi AB Komisyonu'na verilerek merkezileştirilecek. Bütçe planına/hedefine uymayan ülkeler otomatik mekanizmalarla cezalandırılacak (bu birkaç kez tekrarlandığında Euro'dan çıkartılacak). Tüm bu yeniden yapılanma sürecinde hem FED hem de ECB finansal sistemlerine koordineli bir şekilde her türlü parasal desteği en ucuz şekilde sağlayıp banka spekülasyonlarını engelleyecekler. Bu yapısal önlemlerin bir kısmı zaten tartışılıyor ama önemli bir kısmı yeni ve oldukça radikal. Sırf EFSF'nin büyütülmesinin Almanya'ya 450 milyar Euro ek maliyeti olacak. Hemen uygulamaya da konamaz; üzerinde çalışması bile zaman alacak. Ama piyasaların gerisinde kalıp sürekli tokat yedikçe harekete geçen otoriteler ancak bu şekilde piyasaların önüne geçebilecek. Piyasalar için bu yöndeki bir niyet bile yeterli.
<< Önceki Haber Bu iş sadece merkez bankalarıyla olamaz Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER