Kaddafi şimdi mutlu mudur?


Libya'da muhalifler başkent Trablus'u da büyük oranda denetim altına aldı. Kaddafi'nin iki oğlu ev hapsine alındı. Bir oğlu da NATO bombardımanlarında hayatını kaybetmişti. Kaddafi'nin nerede saklandığı ise bilinmiyor. Saddam gibi er ya da geç ele geçirileceği açık... Böylece Mübarek gibi direnişi seçen bir diktatör daha halkı tarafından ayaklanma ile devrildi. "Arap baharı" boyunca en akıllıca davranan lider her şeye rağmen Tunuslu Bin Ali oldu. İktidarını ve servetini kaybetti ama hayatını ve özgürlüğünü kurtardı. Ülkesine en büyük zararı ise (Saddam gibi) Kaddafi verdi. İdaredeki zalimlikleri ve diktatörlükleri ile koltuklarını terk edişleri arasında sanki bir paralellik var. Bir insan 42 yıl iktidarda kaldığı halde neden koltuğundan ayrılmamak için kan akıtır? Ülkesini yabancı güçlere bombalatır? Halkını birbirine kırdırır? Hatta parayla yabancı keskin nişancılar getirip kendi vatandaşlarını öldürtür? Sadece Trablus'un düştüğü pazar günü bin 300 Libyalı'nın hayatını kaybettiğini ifade ediyor kaynaklar. Allah akıl fikir versin... Umarım Tunus, Mısır ve Libya "yüz değiştirme" operasyonlarından daha dinamik ve güçlü çıkarlar. Umarım diktatörlerin yerini yeni kuklalar almaz. Umarım özgürlük, birlik ve refah tüm bu ülkeler ve bölgelerinde gelişir. Bin Ali, Mübarek ve Kaddafi'nin acı sonu aslında yeni bir dünya anlayışını gösteriyor. Artık İslam ülkelerinde de diktatörlerin zulümlerine uluslararası güçler müsamaha göstermiyor. Darısı Ortadoğu ve Avrasya'nın diğer diktatörlerinin başına... Temenni ederiz ki; Esed ve Kerimov başta olmak üzere diğer diktatörler de ülkelerini benzer felaketlere sürüklemeden, kendi sonlarını da felakete dönüştürmeden girdikleri bu hatalı yoldan dönerler. Güç sarhoşluğu içerisinde çılgınca davranışlara girişen Kaddafi'nin de akıbetinden mutlu olduğunu sanmıyorum. Türkiye'nin de Libya sürecinden çıkarması gereken dersler var. Siyasi veya ticari, engel ne olursa olsun, Türkiye tercihini halktan yana ve demokratik reformdan yana kullanmalı. Gösterilecek tereddüt veya gecikmeler ayaklanmaların başarıya ulaşmasını engellemiyor. Belki sonuca geç ulaşılmasına neden oluyor. Bu da demokratik gelişimi ve ekonomik kalkınması ile "model ülke" haline gelen Türkiye'ye itibar kaybettiriyor. Halk devrimleriyle kurulan yeni yönetimlerle ilişkilerde de etkinliğimizi azaltıyor. Unutmamak gerek ki, Türkiye'nin halk desteğine sahip demokratik yönetimlerle kuracağı siyasi ve ekonomik ilişkiler, dikta rejimleriyle kurmak zorunda kaldıklarından çok daha sağlam ve yapıcı olacaktır.
<< Önceki Haber Kaddafi şimdi mutlu mudur? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER