Ordu mevcudu 10 bin azaltılsa...


TSK üzerinde, "bedelli"den öte bir derin muhasebeye ihtiyaç olduğu kesin. Genelkurmay eski Başkanı Işık Koşaner'in "Kelimesi kelimesine söylediklerimin arkasındayım" dediği ses kayıtlarında şunlar vardı: "Herkesin gözü üzerimizde. Nasıl üzerimizde? Kim hangi asker kanunsuz iş yapıyor? Hangi subay er kullanıyor? Hangi subay, general, amiral her neyse köpeğini, itini, bilmem nesini askere gezdiriyor? Okuyorsunuz değil mi gazetede? Hangi subay çocuğunu arabayla bilmem nereye gönderiyor? Hangi bilmem ne okula gönderiyor? Eşini bilmem nereye gönderiyor? Herkesin gözü üzerimizde. Hiçbir şey artık gizli değil. Herkes birliğine sahip olsun. Şu er kullanma işini yavaş yavaş piyasadan kaldırmamız lazım. Evinin badanasını askere yaptırıyor. Özel evinin badanasını hey Allah'ım. El birliği ile kaldıralım. Yoksa kaldırtacaklar. Bakakalacağız, bakakalacağız böyle." Bu sözlerin özeti şu: -Boş işler için er kullanımını terk edin! En üst seviyede ifade edildiğine göre demek ki, it gezdirmek için, evin badanasını yaptırmak için, eşini-çocuklarını bilmem nereye göndermek için erler kullanılıyor. Acaba böyle boş işler için kullanılanların sayısı ne kadardır? 50 bin eksiltilse... Genelkurmay ordu mevcudunu açıkladı. Tüm mevcut 720 bin, er ve erbaş sayısı 458 bin 368. Şöyle bir soru soralım: -Acaba en azından şu 458 bin 368 erbaş ve erin 10 binini eksiltsek, ordu gücünden bir şey kaybeder mi? Ya 20 binini eksiltsek, ya 50 binini... 10 bin, 20 bin, 50 bin... Ne kadar kolay söylüyoruz değil mi? Oysa bu rakamın içine giren her bir kişi, yemek demek, yatacak yer demek, postal demek, giysi demek ve sivilde yapmakta olduğu işten kopmak demek... Acaba Genelkurmayımız ya da siyasi irade, bugüne kadar, Türk Silahlı Kuvvetleri için bir tasarruf projesi geliştirdi mi? Aynı işi ve belki daha kalitelisini daha az insanla ve daha az maliyetle gerçekleştirebilir miyiz diye bir soru üzerinde düşünüldü mü? Yoksa "Bizde nasıl olsa insan bol ve ucuz. Alalım, evimizin itini bile bu çocuklara gezdirtelim" gibi bir düşünce ile mi hareket edildi? TSK'da köklü reform ihtiyacı Vatanın güvenliği tabii ki çok önemli. Bir ordunun varlığı ve silah gücü tabii ki önemli. Kimse ordusuz bir ülke safsatasını savunamaz. Ama bizde askerlik işinin bir hayli sorunlu hale geldiği de açık. İşte, bedelli sebebiyle ortaya çıkan durum: 30 yaşın üstünde 460 bin, hadi "asker kaçağı" demeyelim, askerliğini yapmamış insan varmış. "Vatan borcu" yaklaşımının bir hayli aşındığı muhakkak. Askere gidip gelenlerin, ciddi tecrübe travmaları yaşadığı net bir gerçek. Koşaner'in ses kaydına yansıyan tespitler ise sadece başta aldıklarımdan ibaret değil ve herkes hatırlıyor ki, orada ordunun savaş gücündeki zaaf dahil müthiş çarpıklıklara işaret ediliyor. Bedelli işi, günü kurtarma hadisesi. Bu açık. Getirilen formüle bir yığın itiraz yapılabilir. Ama TSK ile ilgili köklü bir reform ihtiyacı ortada duruyor. Bu coğrafyada, Türkiye'nin "güçlü bir ordu"ya sahip olması gerektiğinde kuşku yok. Bunda kimse tereddüt etmiyor. Ama bu güçlü ordunun, sadece "insan sayısı"ndan ibaret olmadığında da kimsenin kuşkusu yok. Silahlı kuvvetleri, siyasi bir güç olmanın dışına çıkarıp, ülke güvenliği için vazgeçilmez ve caydırıcı kapasiteye sahip hale getirmek de hayati... Orada siyasi irade çok daha belirleyici olmalı. Demem o ki, TSK'dan bir köklü reform projesi istenmeli, sivil kadrolar, bu noktada ciddi bir hazırlık yapmalı ve önümüzdeki zamanları, muhtemel risklere karşı, etkin bir silahlı kuvvetlerin inşası için değerlendirmeli.
<< Önceki Haber Ordu mevcudu 10 bin azaltılsa... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER