Gerçekleri bilmemek sorumluluğu yok eder mi?


İlhami Soysal anlatmıştı. Genelkurmay Başkanlığı'ndan tanıdığı Cevdet Sunay Cumhurbaşkanı olunca, ilk demecini vermek için İlhami Soysal'ı Çankaya'ya çağırmış. İlhami Soysal da bu mülakatta Sunay'ın cevaplandırması için 40 soru hazırlamış. Cumhurbaşkanı Sunay bu soruların bulunduğu kâğıdı alıp, baştan sona okumuş. Sonra İlhami Soysal'a dönmüş, - İlhami kardeşim, bu soruların cevabını bilseydim burada olur muydum, demiş. Rahmetli Sunay şakacı bir kişiydi... Ama bu söylediklerinde gizli bir gerçeğin var olduğu da inkâr edilemez. Beşar Esad biliyor mu? Geçenlerde Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın ABC'den Barbara Walters'le yaptığı söyleşiyi izlerken, Cevdet Sunay'ın İlhami Soysal'a "Bu soruların cevabını bilseydim burada olur muydum" demesini hatırladım. Barbara Walters, rejim aleyhinde gösteri yapan kalabalıklara askerlerin ateş açmasını, yüzlerce sivilin asker kurşunları ile vurulmasını sorguluyordu. Beşar Esad aynen şöyle dedi: - Ben kimseye göstericilere ateş etsinler veya sert davransınlar diye emir vermedim. Ancak deliler kendi insanlarını öldürür. Ben Başkanım, ülkenin sahibi değilim yani bu insanları öldürenler benim adamlarım değiller. Öldürülen insanlar için tabii ki üzüntü duyulur. Ama bunları siz öldürmemişseniz, suçluluk duymazsınız. Aslında Beşar Esad'ın bu söylediklerinde de gizli bir gerçek yok mu? Rejimin esiri Neticede o da Suriye'deki "Rejim"in bir esiri değil mi? Sonu belli olmayan bir serüvenin başrol oyuncusu gibi görünen ama figürandan öteye ağırlığı olmayan bahtsız bir kişi Beşar Esad. Belli ki Barbara Walters'e söyledikleri de Suriye'yi gerçekten yönetenlerin öfkelenmesine sebep olmuş. Nitekim dün Suriye Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Makdisi basın toplantısında ABC televizyonunu kınadı ve Beşar Esad'ın mülakatının tahrif edildiğini iddia etti. Sözcü Esad'ın, "Sorumluluk bende değil" şeklinde medyada yer alan ifadelerinin yanlış olduğunu ileri sürdü... Gerçekleri bilenler Acaba Beşar Esad'ın demeci kimleri öfkelendirmiş olabilir? Mesela belli ki "Cumhuriyet Muhafızları"nın bağlı olduğu kardeşi Mahir Esad veya Suriye ordusunun başındaki Asef Şefkat, ya da "Muhaberat"ın yöneticisi Abdül Fatah Kudsiya, herhalde Beşar Esad'dan daha çok şey biliyorlar ve duruma ondan daha fazla hâkimler. Baas rejiminin bürokratik oligarşisi bir nevi hanedan olmuş Suriye'de. Örneğin Cumhuriyet Muhafızları'nın komutanı General Manaf Tlas'ın babası Mustafa Tlas, 2004'te emekli oluncaya kadar tam 33 yıl Suriye'nin Savunma Bakanı olarak rejime ve Hafız Esad'a hizmet etmişti. Bu gibi durumlar tabii ki Beşar Esad'ın sorumluluğunu hafifletmiyor. Nitekim onun için iddianameler yazılmaya başlandı bile. Kıssadan hisse çıkarmaya gelince. Siz siz olun... "Babamdan bana kaldı" diyerek, yanlışları da sahiplenmek durumunda kalmayın.
<< Önceki Haber Gerçekleri bilmemek sorumluluğu yok eder mi? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER