Halka Arz Seferberliği Kayseri Toplantısı (1)

Halka Arz Seferberliği Kayseri Toplantısı (1) -İMKB Başkanı İbrahim Turhan: -Satın alma paritesine göre düzeltilmiş milli gelirimiz 1.1 trilyon dolar. Bizim bunu önümüzdeki 10 yıl içerisinde 2 trilyon dolara çıkarmamız lazım.


KAYSERİ (A.A) - İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Başkanı İbrahim Turhan, Türkiyenin satın alma paritesine göre düzeltilmiş milli gelirini 10 yılda 1.1 trilyon dolardan 2 trilyon dolara çıkarması gerektiğini belirterek, Zor bir iş, bugünkü Türkiyeye bir Türkiye daha ekleyeceğiz. Bunun için yatırım yapmak lazım, şirketlerimizin de hem büyümesi hem de sayılarının artması lazım, daha çok üretmemiz lazım, daha verimli olmamız lazım, süreçlerimizi iyileştirmemiz lazım dedi.
     Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, İMKB ve Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşlar Birliği (TSPAKB) tarafından yürütülen halka arz seferberliği çalışmaları kapsamında düzenlenen tanıtım toplantısı, Kayseri Sanayi Odasında yapıldı.
     İbranim Turhan, toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiyenin 1970li yılların ortasından 2000li yılların başına kadar yaklaşık 25 yıl ciddi bir istikrarsızlık dönemi yaşadığını savundu.
     Bu dönemi iktisadi savaş dönemine benzettiğini ifade eden Turhan, Tabi bu dönemin ekonomimize maliyeti çok büyük oldu. 1990 yılların başında bizim kişi başına milli gelirimiz 3 bin dolan civarındaydı. 2000li yılların başında yine 3 bin dolar civarındaydı. 10 yıldan fazla bir zaman geçirmişiz, ömürlerimiz harcamışız, para harcamışız, ülkemizin doğal kaynakların tüketmişiz, sermayemizi harcamışız ama bir arpa boyu yol gitmemişiz dedi.
     Turhan, 2000li yılların başından itibaren Türkiyede çok şeyin değiştiğine dikkati çekerek, şunları anlattı:
     Öyle bir noktaya geldik ki, ortalama enflasyon yüzde 80den yüzde 8e, kamu kesimi açıkları yüzde 15ten yüzde 1.5lara geldi. Bağımsız bir merkez bankamız var. Bankacılık sektöründe Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) son derece etkili bir denetim ve gözetim işlemi yerine getiriyor. Artık eskiden olduğu gibi bir krizden 22 banka birden Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna (TMSF) devredilmesi gereken günleri geride bıraktık. Yani her alanda çok ciddi bir iyileşme yaşandı ve bu büyümeye de yansıdı. Şu anda satın alma paritesine göre düzeltilmiş kişi başına milli gelirimiz 15 bin dolar. Bu da ABDde kişi başına düşen milli gelirin artık yüzde 33-34ü oldu. Eskiden bir Amerikalının 5te biri kadar satın alma gücüne sahip olan Türk Vatandaşı, şu anda 3te birine geldi.
     Bütün bu iyileşmeler oldu, Türkiye ekonomisi dünyanın 16. büyük ekonomisi oldu ama, bu yetmiyor. Daha fazla büyümek mecburiyetindeyiz. Bakın biz 2010 ve 2011 yıllarında kümülatif olarak birlikte düşünüldüğünde dünyanın Çinden sonra büyüyen ikinci ekonomisiyiz. 2 yılda ortalama yüzde 8.5 büyüme. Bu yıl büyüme yüzde 4 civarında gerçekleşecek. Belki 4ün biraz daha altında diye tasalanıyoruz, fakat bu büyüme hızı Avrupanın en büyük büyüme hızı yine. Hamdolsun bu duruma geldik. Borcun milli gelire oranı yüzde 100dü şu an yüzde 40ın altında ve dünyanın gelişmiş ekonomileri krizle boğuşurken Türkiye emin adımlarla ileriye doğru gidebiliyor.
    
     -Türkiyeye bir Türkiye daha ekleyeceğiz-
    
     Bu ortamın, imkanın mutlaka kullanılması gerektiğine işaret eden Turhan, şöyle devam etti:
     Satın alma paritesine göre düzeltilmiş milli gelirimiz 1.1 trilyon dolar. Bizim bunu önümüzdeki 10 yıl içerisinde 2 trilyon dolara çıkarmamız lazım. Zor bir iş, bugünkü Türkiyeye bir Türkiye daha ekleyeceğiz. Bunun için yatırım yapmak lazım, şirketlerimizin de hem büyümesi hem de sayılarının artması lazım, daha çok üretmemiz lazım, daha verimli olmamız lazım, süreçlerimizi iyileştirmemiz lazım. Bütün bunlar için de sermaye lazım. Fakat sermaye konusunda o kadar rahat bir durumda değiliz. 1990lı yıllar ciddi kayıp içinde geçti ve bu yıllarda biz yatırım anlamında büyük bir açık oluşturduk. Yapmamız gereken yatırımların önemli bir kısmını yapamadık. Türkiyedeki insanımızın ortalama tüketim düzeyi yetersizdi. Şimdi yavaş yavaş hem milli gelirin artmasıyla hem finansal hizmetlere, yani bankacılık hizmetlerine erişimin mümkün hale gelmesiyle, hem tüketicilerimiz aradaki o açığı kapatmaya çalışıyor. Gelirimizin önemli bir kısmını harcıyoruz. Tasarruflarımızın milli gelire oranı yüzde 12-14 seviyelerine geriledi. Hükümet bunu artırmak için doğru istikamette kararlar alıyor. Tabi bu bir zaman alacaktır. dolayısıyla bizim bir yerden sermaye bulmamız gerekiyor. Bunun basitçe 2 yolu var. Birisi banka kanalıyla, diğeri sermaye piyasası kanalıyla.
     Turhan, bankaların verdiği borcun 2 katı teminat istediğini, işler biraz sıkıntıya girdiğinde krediyi geri istediğini ya da şartlarını değiştirme yaklaşımına girdiğini belirterek, bunu emanet para kullandırdığı için yaptığını anlattı.
     Bu problemi çözmenin yolunun, emanet paradan bir kademe daha iyisinin, borçlanma aracı ihracı olduğunu vurgulayan Turhan, borçlanma aracı ihracından bir kademe iyisinin de öz kaynak ihracı, halka arz olduğunu kaydetti.
    
     -Borsayı halka arz edeceğiz-
    
     İbrahim Turhan, yeni Sermaye Piyasası Kanununun bu ay sonundan önce yürürlüğe girmesini ümit ettiklerini belirterek, Bu gerçekleştiğinde her anlamda uluslararası standartlarda bir sermaye piyasası mevzuatına sahip olacağız ve borsayı anonim şirket haline getirerek halka arz edeceğiz. Borsanın kendisi de herkesin yatırım yapabileceği halka açık bir anonim şirket haline gelecek dedi.
     Teknolojiye büyük yatırım yaptıklarını ifade eden Turhan, göreve geldiği günden bugüne dek yapılan yatırımlar sonucu üyelerinin borsaya emir gönderme kapasitelerini ve borsadaki teknolojik platformların o emirleri işleme kapasitelerini artırdıklarını, gelecek 6 ay içinde bunu bir misli daha artıracaklarını kaydetti.
     Turhan, başka borsaların bilgi işlem sistemlerini İstanbuldaki yerleşkelerinin içerisinde yer almasını mümkün kılacak bir altyapı içerisinde olduklarını belirterek, İstanbul Finans Merkezi Projesine büyük katkı sağlamış olacaklarını anlattı.
     Turhan, sermaye piyasalarında yatay ve dikey entegrasyonu gerçekleştirmeye çalıştıklarını dile getirerek, Aralarında Fastan Katara, Suudi Arabistandan Endonezyaya, Malezyadan Birleşik Arap Emirliklerine kadar 19 ülkeden 50 firmanın hisselerinden oluşan, İslami prensiplere uygun bir endeks hazırladık. Bunu dünyanın en büyük endeks hazırlama firmalarından Standard & Poors (S&P) hesaplıyor ve uluslararası olarak yayına açıyor. Bu da çok büyük bir ivme. Hem içerde hem de uluslararası alanda çok büyük atılımlar içerisindeyiz diye konuştu.
     (sürecek)
    
     Muhabir: Orhan Canbulatel / İsmail İçer
     Yayıncı: Hamdi Ateş
<< Önceki Haber Halka Arz Seferberliği Kayseri Toplantısı (1) Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER