Kalpten Tıbba, Tıptan Kalbe Geleceğe Hazırlık

Kalpten Tıbba, Tıptan Kalbe Geleceğe Hazırlık sempozyumu -TÜ Rektörü Prof. Dr. Yörük: -Çağdaş tıp diye eğitimini aldığımız ve uygulamasını yaptığımız noktada ülkemizde çok eksiklerimiz olduğunu düşünüyorum (Fotoğraflı -


EDİRNE (A.A) - Trakya Üniversitesi (TÜ) Rektörü Prof. Dr. Yener Yörük, çağdaş tıp eğitiminde ve uygulamasında Türkiyede eksikler bulunduğunu düşündüğünü söyledi.
     Trakya Üniversitesi ve Türk Musikisini Araştırma ve Tanıtma Grubu (TÜMATA) işbirliğiyle Sultan II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesinde düzenlenen Kalpten Tıbba, Tıptan Kalbe Geleceğe Hazırlık sempozyumunda konuşan Yörük, müzenin tarihi, tıbbi ve bilimsel bir şifa yuvası olduğunu anlattı.
     Fiziğin baskın olması nedeniyle metafiziğin unutulduğunu öne süren Yörük, metafizik ve fizik arasındaki dengenin kurulmasında bilimin önemli bir yeri olduğunu vurguladı.
     Çağdaş tıp diye eğitimini aldığımız ve uygulamasını yaptığımız noktada ülkemizde çok eksiklerimiz olduğunu düşünüyorum diyen Yörük, şöyle devam etti:
     Şairin dediği gibi, Şeytanın sinek kağıdına yakalanmış melek kelebeğidir insan. İnsanın hastalığı sadece maddi değil, bir bütündür. İnsanı bir bütün olarak ele almalıyız. Bu noktayı hem eğitimde hem de hastanemizde uygulamada unutuyoruz. Bu anlamda tıp fakültesi öğretim üyelerine büyük görevler düşüyor. Bunun ötesinde cana şifa ve ruha gıda olan bu sempozyumun bilime büyük katkısı olacağını düşünüyorum.
     Öte yandan, beni son günlerde üzen noktalardan biri de ülkemizdeki bir ulusal gazetede şifa olarak sunulan, bayanların, önemli insanların yurt dışında şifa aramalarının tam sayfa lanse edilmesidir. Sıfıra ulaşmak için arayışa gerek yok. Biz sıfırda, Nirvanada değiliz, çok çok yükseklerdeyiz. Kültürümüz, medeniyetimiz zirvedeydi, hala zirvede. Biz bu zirvenin eteklerindeyiz, farkına varmalıyız.
    
     -Mozart ne kadar evrenselse, Dede Efendi ve Itri de o kadar evrenseldir-
    
    
     TÜ Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Levent Öztük ise Türklerin müziği Orta Asyadan alarak geliştirdiğini söyledi.
     Geleneksel Türk müziğinin pek çok alt etnik öğeyi barındırdığına dikkati çeken Öztürk, Aslında Türk müziği, Osmanlı kültürünün izlerini taşıyan bir müzik türüdür. Günümüzde müziğin evrensel ya da yerel olarak tanımlandığını görüyoruz ancak Avrupada klasik ya da popüler olarak ayrılıyor. Dolayısıyla, Mozart ne kadar evrenselse, Dede Efendi ve Itri de o kadar evrenseldir diye konuştu.
     TÜMATA Grubu Başkanı ve emekli Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Oruç Güvenç de tıbbın zamanla sadece bedene bakar duruma geldiğini, tıbbın sadece bedeni değerlendirmesinin eksikliğinin zamanla hissedildiğini bildirdi.
     Almanya Matrix Merkezi Yöneticisi Dr. Ulrich Rondoll da hastalıkların tedavisinde maneviyatın büyük yeri olduğunu söyledi.
     Beden ve maneviyatın bir bütün olduğunu ifade eden Rondoll, Hz. Mevlananın sözü gibi iyileşmek için her şeyi içimizde bulabiliriz. Kişiler içlerindeki iyileştirici gücü keşfetmelidir. Bu da rejeneratif (yenileyici) tıpla mümkündür. Ayrıca maneviyat, toplumdaki birleştirici gücü ortaya çıkarmaktadır şeklinde konuştu.
     Sempozyum yarın sona erecek.
    
     Muhabir: Cihan Demirci / Salih Baran
     Yayıncı: Kemal Kaymak
<< Önceki Haber Kalpten Tıbba, Tıptan Kalbe Geleceğe Hazırlık Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER