Türkiyedeki Zoonoz Hastalıklarının Dünü, Bugünü ve

Türkiyedeki Zoonoz Hastalıklarının Dünü, Bugünü ve Yarını sempozyumu -Trabzon Halk Sağlığı Müdür Yardımcısı Özgün: Dünyada her yıl yaklaşık 55 bin kişi kuduz nedeniyle ölüyor


GÜMÜŞHANE (A.A) - Trabzon Halk Sağlığı Müdür Yardımcısı Şükrü Özgün, dünyada her yıl yaklaşık 55 bin kişinin kuduz nedeniyle öldüğünü söyledi.
     Özgün, Gümüşhane Üniversitesince düzenlenen Türkiyedeki Zoonoz Hastalıklarının Dünü, Bugünü ve Yarını sempozyumunda yaptığı konuşmada, sempozyumun, 28 Eylül Dünya Kuduz Gününde anlamlı olduğunu belirterek, Kuduz insanlık tarihindeki en eski ve en ölümcül hastalıktır dedi.
     Kuduzun, tedavisi olmayan bir hastalık olduğunu ifade eden Özgün, Bununla birlikte önlenebilir bir hastalıktır. Buna rağmen dünyada her yıl yaklaşık 55 bin kişi bu hastalık nedeniyle ölüyor. Afrika kıtasından düzenli veriler alınamadığı için bu rakamın daha da fazla olduğunu düşünülebilir dedi.
     Avrupada sokak köpeğine bağlı hastalığın görüldüğü tek ülkenin Türkiye olduğunu kaydeden Özgün, yapılan çalışmalarla bu vakaların her geçen gün daha da azaltıldığını söyledi.
     Türkiyede 2012 yılı içerisinde kuduza bağlı herhangi bir ölüm vakasının yaşanmadığını dile getiren Özgün, şöyle devam etti:
     Ülkemizde her yıl 120 binden fazla ısırık vakası meydana geliyor. Dolayısıyla şüpheli ısırıklar nedeniyle çok fazla aşılama yapmak zorunda kalıyoruz. Bu da önemli bir maliyet oluşturuyor. Önlenebilir bir hastalık olmasına rağmen vatandaşlar küçük boyutlu ısırıkları önemsemedikleri için sağlık kuruluşlarına başvurmuyorlar. Isırılma vakalarında yaranın vakit kaybetmeden bol su ve sabunla yıkanması gerekiyor. İyotlu bir antiseptikle yapılacak müdahalenin ardından, vakit kaybedilmeden sağlık kuruluşuna gidilmesi önemlidir. Sağlık Bakanlığı tarafından kuduz tedavisi ile ilgili verilen hizmetler tamamen ücretsizdir. Yeter ki vatandaşlarımız bu aşı programlarına düzenli bir şekilde devam etsin.
     Gümüşhane Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hasan Hüseyin Eker ise kuş gribi ve domuz gribiyle ilgili yaptığı sunumda, kuş gribinin yüksek ateş, boğaz ağrısı, kuru öksürük, yaygın kas ve eklem ağrıları, solunum güçlüğü ve zatürre belirtileri, nadiren karın ağrısı ve ishal gibi belirtileri olduğunu kaydederek, Kuş gribi ülkemizde ilk kez Balıkesir ili Manyas ilçesi Kızıksa beldesinde, ikinci vaka ise Iğdırda görüldü. Hastalık daha sonra Doğu Anadolu ve bazı illere yayıldı dedi.
     Domuz gribinin ise ilk kez 15 Mayıs 2009 tarihinde görüldüğünü belirten Eker, Yaz döneminde sınırlı sayıda görülen vaka sonbaharla birlikte mevsim normallerinin çok üzerine çıkarak kasım ayı sonlarında en üst seviyeye ulaşmıştır. Hastalığın seyri daha sonra giderek azalmış, Ocak 2010 tarihinde mevsim normallerinin altına inmiştir. Tüm dünyayla birlikte ülkemizde de pandemiyle mücadele kapsamında alınan en önemli tedbir, erken dönemde pandemi aşısının yapılmasıdır. Domuz gribinin yüksek ateş, adele ağrısı, öksürük, boğaz ağrısı, baş ağrısı, üşüme hissi, burun akıntısı ve yorgunluk gibi belirtileri vardır diye konuştu.
     Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığıyla ilgili sunum yapan Atatürk Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Akın Kırbaş ise KKKAnın kenelerden insanlara bulaştığını, hastalığın ilk kez 1944 yılında Rusyanın Kırım bölgesinde görüldüğünü söyledi.
     Tarım çalışanları, hayvancılık yapanlar, çiftlik çalışanları, kasaplar, çobanlar, veteriner hekimler, hasta hayvan ile teması olanlar, endemik bölgede görev yapan sağlık personeli, askerler, kamp yapanlar ve deri fabrikası çalışanlarının risk altında olduğunu belirten Kırbaş, KKKA, ülkemizin Erzurum, Erzincan, Gümüşhane, Bayburt, Tokat, Yozgat, Sivas, Amasya, Çorum, Çankırı, Bolu, Kastamonu ve Karabük illerinde yoğun olarak görülmektedir. Keneden bulaşan bu hastalıktan korunmak için Sağlık Bakanlığının önerdiği kurallara mutlaka uyulmalıdır dedi.
    
     Muhabir: İbrahim Özdemir
     Yayıncı: Asena Akçay
<< Önceki Haber Türkiyedeki Zoonoz Hastalıklarının Dünü, Bugünü ve Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER