Veterinerin, baba mesleği bakırcılığı yaşatma azmi

Veterinerin, baba mesleği bakırcılığı yaşatma azmi -Kemeraltındaki atölyesinde bakır döven İnan Yıldırım, veteriner olmasına karşın gelişen teknolojiye yenik düşen bakırcılık mesleğini yaşatmaya çalışıyor -Bakır ustası İnan Y


İZMİR (A.A) - Hüseyin Bağış - Gelişen teknolojiye yenik düşen meslekler arasında olan bakırcılık, eski ustaların yanı sıra bu mesleğe gönül veren genç ustalarca yaşatılmaya çalışılıyor.
     Tarihi Kemeraltı Çarşısındaki atölyede, üçüncü kuşak usta olarak bakır döverek her biri sanat eseri niteliğinde salep kazanları, alemler ve çeşitli bakır eşyalar yapan İnan Yıldırım, baba mesleğine gönül vererek onu yaşatma çabası veriyor.
     Mesleğe başlamasının öyküsünü ve bakırcılığı, AA muhabirine anlatan Yıldırım, bakırcılığın aile mesleği olduğunu ve babasından devraldığı mesleği üçüncü kuşak olarak sürdürdüğünü söyledi.
     Yıldırım, eğitimini aldığı asıl mesleğinin veterinerlik olduğunu, ancak fakülteden mezun olduktan sonra baba mesleğininde yeni ustaların yetişmediğini görerek bakırcılık yapmaya karar verdiğini ifade ederek, şunları söyledi:
     Eski ustalar kadar iyi bir çekiç ustası değilim, ama yeni ustalar yetişmediği ve baba mesleğini devam ettirmek için bu işi öğrenmek zorunda kaldım. Dededen, babadan kalan mesleği devam ettirmeye çalışıyorum. Ama giderek seri üretime yenik düştüğümüz için bakır işçiliği azalıyor.
    
     -Müşteriler daha ucuz diye pres ürün istiyor-
    
     Atölyesinde daha çok salep kazanı imal ettiğini, ancak el işçiliği bakırcılığa talebin giderek azaldığını, müşterilerinini daha ucuz ve kısa sürede imal edildiği için pres makineden çıkan ürünler talep etmesinden yakınan Yıldırım, şöyle devam etti:
     Biz de ister istemez makineye, kalıba, prese dökmek zorunda kalıyoruz. Müşteriler, el yapımı bakır işlemeli bir kazanın, işçiliği ve maliyetinin biraz daha fazla olmasından dolayı presten çıkan ürünleri tercih ediyor. Yaptığım el yapımı bir salep kazanının 450 liradan aşağı maliyeti olmuyor. O da geçen seneki fiyatı, çünkü bu sene daha yapmadım. Bu sene hep makine ile ürettiğimiz kazanlardan sattık. Onların fiyatları 300 lira civarında. El yapımı ile makine üretimi arasında ister istemiz kalite farkı oluyor. Bir kez el yapımında bakır daha kalın oluyor. İşçilik, emek daha fazla oluyor. Makine ile üretilen hepsi standart, asker gibi duruyor. Ama müşterilerin istekleri bizi buna itiyor
    
     -Kalay ocağı dönüşümlü yanıyor-
    
     Yıldırım, artık evlerde de bakır eşya kalmadığı için mesleğin önemli bir unsuru olan kalaycılığın da neredeyse sona erdiğini dile getirdi.
     Bakır eşyaların nispeten daha fazla talep gördüğü yıllarda günde 20-30 parça kalay işinin geldiğini, ama artık onun da bittiğini ifade eden Yıldırım, o yüzden kalay ocağını artık çarşıdaki diğer bir atölyeyle dönüşümlü olarak haftada bir yaktıklarını söyledi.
    
     Yayıncı: Ömer Erim Baştimar
<< Önceki Haber Veterinerin, baba mesleği bakırcılığı yaşatma azmi Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER