"AİHM'in kararı depremzedelerin yaralarını sarmaz ancak emsal teşkil eder"


Kocaeli Depremzedeler Derneği eski Başkanı Nurcan Taşpınar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Gölcüklü depremzedelerin müteahhitlere açtığı davanın reddedilmesini 'adil yargılama hakkının ihlali' olarak değerlendirerek, Türkiye'yi tazminat ödemeye mahkum etmesinin bir yaptırım oluşturacağını söyledi. Taşpınar, "İnşaatlar yeteri kadar denetlenseydi, malzemeden çalınmasaydı can kayıpları ya çok az olacaktı ya da olmayacaktı. Devlet asli görevini yerine getirseydi böyle bir tazminata gerek kalmazdı." dedi.

Gölcük'te yaşayan 20 vatandaş tarafından 4 Mayıs 2000 tarihinde, konutların yapımında standartlara uyulmadığı ve kullanılan malzemenin kalitesiz olduğunu gerekçesi ile inşaat şirketlerine maddi-manevi tazminat davası açıldı. Yalova bölge mahkemesi 27 Aralık 2001'de, inşaatın tamamlanmasının üzerinden on yıllık zaman aşımı süresi geçtiği gerekçesi ile (6 Kasım 1975) davayı reddetti. Bu karar 25 Haziran 2002 tarihinde Yargıtay 13. Dairesi tarafından onandı.

Bu arada 4 Eylül 2002 tarihinde Yargıtay 4. Daire, önüne gelen benzer başka bir davada 13. Daire'nin aksine inşaatın bitiş tarihini değil depremin olduğu tarihi göz önünde bulundurdu. Başvuranlar 13. Dairenin kararını düzeltmesini talep emesine rağmen bu talepler geri çevrildi. Strasbourg mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. Maddesini (adil yargılama) göz önünde bulundurarak, Yargıtay'ın farklı dairelerinin benzer davalarda farklı kararlar vermesi sebebiyle adil yargılama hakkının ihlal edildiği gerekçesi ile şikayetçilerin tazminat talebini kabul etti. Türkiye'yi her bir başvuran için 4 bin 500'er Euro olmak üzere toplamda 90 bin Euro ödemeye mahkum etti.

Kocaeli Depremzedeler Derneği eski Başkanı Nurcan Taşpınar, depremin zararının bu kadar büyük olmasının nedenini devletin ya da devlete bağlı ilgili kurumların asli görevlerini yerine getirmemesine bağladı. Taşpınar, şöyle devam etti: "Eğer yapılan inşaatları düzgün bir şekilde takip edilseydi, denetlenseydi bunlar yaşanmayacaktı. Malzemden tutunda inşaatın nasıl yapıldığına kadar her şeye hakim olacaklardı ve bir şey gördüklerinde müdahale edeceklerdi. Öldüren depremin kendisi değil, binaların kendisi."

Taşpınar, denetleme yetkisinin denetim firmalarına verildiğini belirterek, "Onlar vazifelerini yapıyorlar mı? Yapmıyorlar. Yine olası depremde, biz yine böyle şeyleri yaşacağız. Yine insan hakları mahkemesine kadar süreç gidecek." dedi.

Veli Göçek olayını hatırlatan Taşpınar, sözlerini şöyle tamamladı: "Geçmişte Veli Göçer isminde bir günah keçisi bulundu. Basın, üzerine epey gitti. Ama bir sonuç çıkmadı. Depremde binadan kaynaklı binlerce insan ölüyor. Buna karşın kimse doğru dürüst ceza almıyor. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir yapı yok."

Depremde çok sayıda kişinin, anasını, babasını, kardeşini ve ya yakınını kaybettiğine vurgu yapan Kocaeli Depremzedeler Derneği eski Başkanı Taşpınar, sözlerini şöyle tamamladı: "Bu kişiler, yaşadıkları bu acıya rağmen yeni bir hayat kurdular. Yeniden hayatlarını şekillendirdiler. Yakınlarını kaybetmenin yanında maddi kayıplarda yaşadılar. Bu mahkumiyet yaralarını sarar mı, sarmaz. Ancak bir emsal teşkil eder. Herkes bu kararı emsal göstererek, dava açabilir ve alırlar da." CİHAN
<< Önceki Haber "AİHM'in kararı depremzedelerin yaralarını sarmaz ancak... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER