BirGün çalışanlarından 'one minute'li savunma

BirGün çalışanlarından 'one minute'li savunma

BirGün gazetesi çalışanlarının yargılandığı "Hırsız, Katil Erdoğan" manşeti davası başladı. Manşette yer alan haberi yapan Can Uğur, kendisini 'one minute' olayıyla savundu. CHP milletvekilleri ve gazeteciler de sanık gazetecilere destek verdi.

Birgün Gazetesi Genel Yayın Danışmanı Barış İnce, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Berkant Gültekin ve muhabir Can Uğur hakkında "Hırsız, katil Erdoğan" manşeti nedeniyle 'Cumhurbaşkanına hakaret' suçlamasıyla açılan dava İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Üç gazeteci sanığın da katıldığı duruşmaya destek için CHP milletvekilleri Ali Şeker, Onursal Adıgüzel, Aykut Erdoğdu, Mahmut Tanal, Barış Yarkadaş ve Eren Erdem, gazeteciler Ceyda Karan, Fatih Polat, İrfan Değirmenci, Sibel Köklü, ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş, Türkiye Gazeteciler Sendikası İstanbul Şube Başkanı Gökhan Durmuş ile çok sayıda avukat katıldı.

Berkant Gültekin savunmasında manşetin tamamen politik eleştiri içerdiğini kaydetti. Ortaya çıkan ses kayıtlarını milyonların dinlediğine vurgu yaptı. Gültekin, "Biz Erdoğan'a katil derken eline bir silah alıp birini öldürdüğünü söylemiyoruz, hırsız derken bir kuyumcu soyduğunu söylemiyoruz. Ama politikaları sebebiyle insanlar öldü. Ülkede insanlar ölmeseydi biz de bu manşeti atmazdık. Kişisel husumet için söylenmiş sözler değildir." dedi.

Haberde imzası olanlardan muhabir Can Uğur, "Bu ülkede ölen çocukların olduğu, siyasilerin çocuklarının evlerinden kasalarla paraların çıktığı, bunların soruşturmalara yansıdığı bir dönemde bir gazeteci olarak eleştiri hakkımız olduğunu düşünüyorum. Bizim yaptığımız politik bit eleştiri idi." diye konuştu.

Erdoğan'ın hırsız ve katil sözlerinden rahatsızlık duyduğunu söyleyen Uğur, 'one minute' olayıyla savunma yaptı. Uğur, "Kamuoyuna yansıyan 'one minute' çıkışı sırasında İsrail Başbakanı Peres'e 'siz insan öldürmeyi iyi bilirsiniz' şeklinde bir söz sarf etmişti. Burada kendisinin yaptığı da bir politik eleştiriydi. Dolayıysa kendisi hakkında böyle bir dava açılmamıştı." ifadelerini kullandı.

Barış İnce de mahkemedeki savunmasında, "Yolsuzluk soruşturması varsa başındakiler için bu slogan atılabilir. Biz de bu sloganın atılabilir bir slogan olduğunu göstermek için bu manşeti attık." dedi.

Hz. ÖMER'Lİ SAVUNMA

Avukat Tolgay Güvercin de Hz. Ömer'in sözleri ile savunma yaptı. Güvercin, "Hz. Ömer'in, 'Dicle kıyısında bir kuzu kaybolsa bunun sorumlusu benim' sözünde ne anlatıldığının iyi değerlendirilmesi gerekmektedir." şeklinde konuştu. Ülkenin idarecisinin o ülkede yaşanan her şeyden sorumlu olduğunu kaydeden Güvercin, internetten Erdoğan'ın "Biz siyasiler ülkemizde işlenen cinayetlerden sorumluyuz" ifadelerinin yer aldığı ses kaydını dinletti. Avukat, bu nedenle ülkedeki ölümlerden Erdoğan'ın sorumlu tutulmasının hakaret oluşturmayacağını savundu.

Savunmalardan sonra ertelenen duruşmanın ardından adliye önünde basın açıklaması yapıldı.

Manşette yer alan ifadelerin bir politik eleştiri olduğunu, hakaret içermediğini vurgulayan Berkant Gültekin, "Ülkenin günlük gülistanlık olmadığını, Tayyip Erdoğan ve iktidarın politikaları sonucu gençlerin öldürüldüğünü, yolsuzluk tapeleriyle yolsuzlukların, rüşvetlerin döndüğünü, Tayyip Erdoğan'ın bizzat ağzından duymuş bulunduğumuzu ifade ettik. Manşetin de toplum tarafından, milyonlar tarafından aslında atıldığını, sokaklarda söylendiğini ve bu nedenle insanların tutuklandığını belirttik. Hem bu tutuklamalara tepki olarak hem de politik bir eleştiri maksadıyla manşetimizi attığımızı ifade ettik ve beraat talep ettik." şeklinde konuştu.

HAKİMLERİ SEVGİLİLERİMİZDEN DAHA FAZLA GÖRÜR OLDUK

Son dönemde adliyelerin adeta gazetecilerin yeni adresi olduğunu ifade eden Gültekin, "Artık gazetelerimizdeki sabah toplantılarından çok adliyelere gelir oduk. Burada duruşmalara katılır olduk. Savcılara ifadeler verir olduk. Adliye salonlarını arkadaşlarımızdan daha fazla görüyoruz, savcıları ailemizden daha fazla görüyoruz, hakimleri sevgililerimizden daha fazla görüyoruz. Artık neredeyse ikametimizi buraya aldıracağız. Öyle bir pozisyona geldik. İfade vermekten yargılanmaktan iş yapamaz duruma geldik." dedi.

'Maalesef mahkeme kapılarında ve cenaze törenlerinde akıp gidiyor yaşamımız' diyen ÖDP Genel Başkanı Alper Taş, Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuklanmalarını, Tahir Elçi'nin öldürülmesini hatırlattı.

Türkiye tarihinde hakarete uğradığını iddia ederek vatandaşlara en çok dava açan cumhurbaşkanı ile karşı karşıya olunduğunu belirten Taş, "Anayasa gereği tarafsız olması gerekirken her konuda müdahil olan, söz söyleyen, yurttaşlarını aşağılan bir cumhurbaşkanı ile karşı karşıyayız maalesef. Doğal olarak memlekette siyaset yapacaksak, söz söyleyeceksek yetkilerini aşan, anayasayı çiğneyen cumhurbaşkanını eleştirmeden, ona laf söylemeden bu memlekette siyaset yapmak, düşünce beyan etmek asla mümkün değil." diye konuştu.

Erdoğan'ı eleştiren Taş şöyle konuştu: "Seçimle çıktım istediğimi söylerim, istediğimi azarlarım' diyen bir cumhurbaşkanı karşısında bizim de buradan hareketle cumhurbaşkanına istediğimiz eleştiriyi yapma, onu protesto etme hakkımız vardır. En temel insani demokratik haktır. Arkadaşlar da bu hakkı kullanmıştır. Kendilerini kutluyoruz, yanlarında olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz."

13 DAVADAN 10'UNUN ŞİKAYETÇİSİ ERDOĞAN

CHP Milletvekili Mahmut Tanal, duruşmanın görüldüğü İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin bugünkü duruşma listesini göstererek, "13 duruşma var. 13 tane duruşmanın 10 tanesinde müşteki Recep Tayyip Erdoğan." dedi.

Cumhurbaşkanına hakaretin ayrı bir madde ile düzenlendiğini belirten Tanal, bunun AİHM kararlarına aykırı olduğunu söyledi. Türkiye'de ve bazı Avrupa ülkelerinde benzer düzenle olduğunu kaydeden Tanal, "Demirel-Pakdemirli davasında tazminat davasının kararında deniyor ki 'siz cumhurbaşkanını vatandaştan daha fazla korumaya alıp daha fazla tazminata mahkum edemezsiniz. Çünkü anayasanın eşitlik ilkesine aykırılık teşkil eder' diyor." dedi.

Diğer ülkelerin bu maddeyi düzelttiğini, sadece Türkiye'nin kaldırmadığını kaydeden Tanal, basını susturma aracı olarak kullanılmaya başlanan Cumhurbaşkanına hakaret maddesiyle ilgili kanun teklifi sunduklarını söyledi.

HIRSIZA HIRSIZ DEMEK SUÇ DEĞİL

CHP Milletvekili Eren Erdem de BirGün gazetesinde atılan manşetin hakaret değil, tespit olduğunu savundu. Erdem, "Ayakkabı kutularındaki paralar, o paraların akıbeti aklanmadan, yargıda bu kutulardaki paralar, para kasaları içerisindeki dolarlar, sıfırlama tapelerinde geçen paralar görüşülüp ilgili şahıslar aklanmadan biz bu anlayışa hırsız demeye devam edeceğiz.

Berkin'in katilleri yargıya hesap vermeden, Ali İsmail'n, Ethem'in katilleri elini kolunu sallayarak sokakta gezmekten alıkonmadan biz bu anlayışa katil, hırsız demeye devam edeceğiz. Çünkü bu anlayış, yapmış olduğu fiillerle kendisinin katil ve hırsız olduğunu tescil etmiştir. Bunu yazmak, ifade etmek suç değildir. Hırsıza hırsız demek, katile katil demek suç değildir." ifadelerini kullandı.

Sanık savunmasında geçen 'one minute' olayını hatırlatan Erdem, "Siz çocuk öldürmeyi çok iyi bilirsiniz' derken yani 'siz katilsiniz' derken ellerine silah alıp da çocukları öldürdüklerine atıf yapmamış, oradaki politikaların katliamcı politika olduğunu vurgulamıştır. Yani Erdoğan, BirGün gazetesinin yargılandığı kapsamda Siyonist rejime ithamlarda bulunmuştur. Dolayısıyla kendi yaptığı durumu kendisine karşı gerçekleştiren gazeteci arkadaşlarımızın özgürlüğü, bağımsızlığı için bu davaları takip etmeye devam edeceğiz." dedi.
CİHAN
<< Önceki Haber BirGün çalışanlarından 'one minute'li savunma Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER