Haydi ünlüler okula, ders vermeye!..

Öğrenciler yaşadı!

Haydi ünlüler okula, ders vermeye!..

Eğer şansları varsa müzik derslerini Sezen Aksu'dan, spor derslerini Hakan Şükür'den, resim derslerini Mehmet Güleryüz'den alabilecek; tiyatroyu Cihan Ünal'dan, sinemayı da Ediz Hun'dan öğrenebilecekler. Edebiyat derslerini ise Selim İleri, Hilmi Yavuz, İskender Pala, İlhan Berk, Gülten Akın gibi usta şair ve yazarlardan dinlemek mümkün olacak. Milli Eğitim Bakanlığı’nın ilköğretim ve liseler için hazırladığı yeni yönetmelikte okullarda ünlü sanatçı, sporcu ve yazarların ders vermesinin önü açılıyor. Bugüne kadar özel üniversitelerde derse giren ünlüler, artık bilgi ve tecrübelerini ilköğretim ve lise öğrencilerine de aktaracak. Devlet okullarında artık ünlü sanatçılar, sporcular ve yazarlar ders verebilecek. Ünlü ve başarılı isimler okullarda müzik, tiyatro, edebiyat ve spor derslerine girebilecek ve tecrübelerini öğrencilere anlatabilecek. Milli Eğitim Bakanlığı’nın hazırladığı yeni bir yönetmelikle, artık ilkokul mezunu olsalar bile halka mâl olmuş ünlü sanatçı, sporcu ve yazarlar devlet okullarında ders verebilecek. Arif Sağ’ın kendi okulunda öğretmen olmak için Milli Eğitim’e birçok kez başvurmasına rağmen yasal eksiklikten dolayı öğretici olamaması bakanlığı böyle bir çalışmaya itti. Bu sebeple yapılacak değişiklikle “usta öğretici” olabilmek için aranan ‘en az lise mezunu olma şartı’ kaldırılacak. MEB tarafından kurulacak komisyonun onay vermesiyle birçok ünlü sanatçı, sporcu ve yazar, devlet okullarında derslere girebilecek. Seminer ve söyleşi için sık sık okullara giden müzisyenleri, şarkıcıları, oyuncuları ve sporcuları artık haftanın birkaç günü okullarda görmek mümkün olabilecek. Ünlülerin derslere girmesiyle öğrencilerin de derslere ilgisinin artacağı ve dersleri sevecekleri tahmin ediliyor. Öğrenciler böylelikle, yıllarını sanata ya da spora vermiş, bu alanda başarılı olmuş ünlülerin tecrübelerinden ve bilgilerinden faydalanmış olacak. Ünlüler ise bu çalışmayı olumlu karşılıyor. Hatta Ediz Hun, geç kalındığını vurguluyor. Erkan Oğur ise sanatçılara emeğinin karşılığının verilmesi gerektiğinin altını çiziyor. İşte MEB’in üzerinde çalıştığı yönetmelikle ilgili ünlülerin görüşleri... “Bu yönetmeliğe çok olumlu bakıyorum” Ediz Hun: Dünyada böyle, mesela Amerika’da mısır, buğday gibi herhangi bir bitkiyi en iyi yetiştiren, en iyi hasadı alan çiftçiyi üniversitede hoca yapıyorlar. Ziraat mühendisini değil; o ürünü en iyi yetiştiren dersini veriyor. Bizde de alışıla gelmiş kalıplardan çıkmak lazım. Birçok konuda uzmanlaşmış kişiler var. 1940 ve 50’lerde doğanlara baktığımızda ön planda, şöhretli olanların hangi branşta olursa olsun lise ya da orta mektep mezunu olduğu görülür. Böyle bir yönetmelik ilave edilecekse ve bu şekilde toplumda ön plana çıkmış, kendi konularında uzman olan kişiler görevlendirilecekse çok önemli bir atılım. Hem de Türkiye’nin ilerlemesinde olumlu bir adım olur. Bu yönetmeliğe çok olumlu bakıyorum, bu sayede yetişmiş çok insanımız değerlendirilecek. “Bence güzel olur” Muazzez Ersoy: Çok olumlu bir uygulama. Ama iyi bir yorumcu ya da sanatçı olmak iyi bir eğitimci olmak anlamına gelmez. İyi eğitmenlik yapamayabilir. Buna dikkat etmek gerek. Ben şimdi çok yoğun olduğum için okulda ders veremem. Ama bunu, eğitimini almış insanların yapması gerekiyor. Sanatçılar tecrübelerini aktarmalı” Bülent Ortaçgil: Doğru ve olması gereken bir uygulama. Bilgisini öğretmek isteyen olur veya olmaz. Öğretmek isteyen yasalardan dolayı yapamıyorsa, bu engel kaldırılmalı. Ama öğretmenliği herkes yapamayabilir. Bence doğru bir uygulama olacak. Zaten başarılı olmuş, kendini kanıtlamış insanların tecrübelerini anlatmak istemesine yasaların engel olmaması gerekiyor. “Sanatçılar da ders verebilmeli” Can Gürzap: Tanınmış, başarılı olmuş insanlar, özellikle gençlik kuruluşlarında konferanslar veriyor zaten. Bir sanatçının gidip herhangi bir eğitim kurumunda hem de başarılı olan bir sanatçının ders vermesinin bir sakıncası yok. Bir katkıdır, zenginleştirmedir. Lisede ve üniversitede tiyatro çalışmaları yapması ve mesleğinde başarılı insanların ders vermesi olumlu ve doğru bir şeydir. Ders için başarı önemli bir ölçüdür. “Sanatçı emeğinin karşılığını alamıyor” Erkan Oğur: Böyle bir uygulama var ama sanatçıların tercih edeceğini sanmıyorum, çünkü karşılığını vermiyorlar. Bir sürü üniversite, bölüm açıyor. Çağırıyor gidiyoruz. Fakat emeğin karşılığı verilmiyor. Halka karşılıksız hizmet vermemiz sömürülüyor, karşılığı verilirse tabii ki bütün insanlarla tecrübelerin paylaşılması doğal ve güzel bir şey. Hali vakti yerinde olanlar, ekonomik sıkıntısı olmayanlar belki ders verebilir ama herkes için emeğin karşılığı verilmeli. ”Ben öğretmen olabilirim” Erkin Koray: Eğitim verecekleri seçecek kurul, konuyla ilgisi olacak kişiler olmalı ve yönetmelik öyle paldır küldür çıkmamalı. Şahsen ben kendimin okulda öğretmenlik yapabilecek kapasitede olduğumu düşünüyorum. Pratikte güzel bir uygulama ama eğitim vereceklerin iyi incelenmesi gerekiyor. Bence haksızlıklara sebep olabilir. Benim gibi biri şimdiye kadar devlet sanatçısı olarak seçilmedi mesela. GÜLİZAR BAKİ - Zaman Cumartesi
<< Önceki Haber Haydi ünlüler okula, ders vermeye!.. Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER