Liseler boşaldı

20 gün devamsızlık hakkına 25 gün de rapor ekleyen öğrenciler okula devam etmeyince, öğretmenler sınıfta birkaç kişiye ders anlatmak zorunda kalıyor.

Liseler boşaldı

Lise sondaki 860 bin öğrenciden 520 bini sahte rapor alarak bir aydır okula uğramıyor. Eğitimciler: Suç, 'Sistem değişecek' sözünü tutmayan bakanlıkta Üniversite sınavı yaklaşırken lise son sınıflar boşaldı. 20 gün özürsüz, 25 günü de raporlu devamsızlık hakkı olan öğrenciler 18 Haziran'daki Öğrenci Seçme Sınavı'na (ÖSS) hazırlanmak için dershanelere yöneldi. Eğitimciler son sınıfların yüzde 60-70 boşaldığını söylüyor. Buna göre lise son sınıflarda 860 bin öğrencinin 520 bini derslere girmiyor. 11 Haziran'daki Ortaöğrenim Kurumları Sınavı (OKS) öncesinde 1 milyon 200 bin öğrencinin öğrenim gördüğü ilköğretim sekizinci sınıflarda da benzer manzaralara rastlanıyor. İlköğretimde devamsızlık konusunda sınır olmasa da devamsızlık oranı lise sonlardaki kadar yüksek değil. Ne yapılmalı? ÖSS adayı gençler bir aydır okula uğramıyor. Beşiktaş'ta bir lisenin yetkilisi son gönlerde yaşanan durumu şöyle anlattı: "Bu durum neredeyse on yıldır sürüyor. Öğrenci kendini dershaneye göre ayarlıyor. Yıl içinde devamsızlık yapmamaya çalışıyorlar, sınav döneminde de tüm haklarını kullanıyorlar. 25-30 kişilik sınıflarımıza Sekiz-10 öğrenci ancak geliyor. Bu yıl ÖSS'deki konular müfredata eklenecekti. Uygulamaya çalışıyoruz, ama dershane öğretmenleri 'Bir ya da iki soru gelir' deyince öğrencileri okulda tutamıyoruz. Bunu engellemek için devamsızlıklar gün değil de saat olarak hesaplanabilir. Ya da 20 güne indirilebilir. Ayrıca ilk dönem yoğun ders programı uygulanıp ikinci dönem sosyal faaliyetlere ağırlık verilebilir." Çağlayan Lisesi son sınıf öğrencisi Neslihan Karahan'ın sözleri bu durumun nasıl kanıksandığını ortaya koyuyor: "Son bir aydır okula hiçbir lise son sınıf öğrencisi gelmiyor. Artık ders yapılmıyor, öğretmenler de gelmiyor. Sınavlarımız, öğrencilerin ÖSS'ye hazırlanması için erken bitirildi. Ben rapor aldım. Okul bize dilekçeler verdi. Bu dilekçelerde, 'Çocuğum okula devam etmeyecek, sorumluluğu kabul ediyorum' yazıyor. İmzalatıp okula getirdik. Bu süreyi ders çalışarak, pek çok öğrenci dershaneye giderek değerlendiriyor." Bingül Erdem Lisesi'nde de aynı tablo yaşanıyor. Okulda tek bir lise 3. sınıf öğrencisi bile yok. Lise 2. sınıf öğrencilerinden bazıları da öğrenim yılının son ayını dershanede geçiriyor. Lise ikinci sınıf öğrencisi İnan Geçim, "Seneye dershaneye gideceğim, son ay okula gelmem. İkinci sınıflardan da son bir ay dershaneye gidip raporla okula gelmeyen çok kişi var" dedi. Suadiye'deki bir lisenin yetkilisi "Okula devam eden öğrenci sayısı dörtte bire düşüyor. Çocukları ÖSS'ye hazırlamaya çalışıyoruz ama çocuk dershaneye yöneliyor" diye sitem ederken Nişantaşı'ndaki lisenin yetkilisiyse çocukların haksız olmadığını düşünüyor: "Neredeyse bütün öğrenciler rapor aldı. Yönetim olarak 15 Mayıs'a kadar devamsızlık yapılmamasını istedik. Sınavları bitirdik. Öğrenciler artık gelmiyor. Bu durum öğretmen, öğrenci ilişkisine darbe vurdu. Okulu sevmiyorlar, her şeyi notla ölçüyorlar. Dershane öğretmenlerine güveniyorlar. Sosyal faaliyetlere katılımlarını sağlamak imkânsız. Tamamıyla sınava yöneldiler. Çocuklar haksız değil. Sistemin değişmesi lazım. Bu yıl ÖSS'ye yakın müfredat olacaktı, ama ne kadar ilerlendi tartışılır. Doğru bir adımdı, uygulanmadı." 'Çürüme ilkokullara kadar indi' Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer de yaptıkları çalışma ve gözlemlere göre merkez illerdeki okulların lise son sınıflarının yüzde 60-70 oranında boşaldığını söyledi. Dinçer, "Bu artık Türk eğitiminde klasikleşti. Hatta ilkokullara kadar indi. İsteseler bu sorun biter. Sınav sayısı azaltılabilir. Sınav sayısı arttıkça rant alanı da artıyor. Öğretmen-veli ilişkilerinde büyük bir çürüme yaşanıyor" dedi. Maymun iştahlı nesil oluşuyor Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Oğuz Kutlu: Bu Türkiye'ye özgü bir durum. Bu model, alt sınıflarda da bir rehavet ortamı oluşturuyor. Tatil havasına giriliyor. Öğrencilerde 'başladığı işi yarım bırakma davranışı' oluşuyor. Eğitimin amaçlarından birisi çocuklarımızda başladığı işi bitirme davranışının yerleştirilmesidir. Öğrenciler ihtiyaç dolayısıyla okuldan ayrılıyorsa, sınava eğitim hazırlıklarına ağırlık verilebilir. Öğretmenler, bunu dikkate alarak program hazırlayabilir. Sıkıntıyı çözmek için, kaliteli bir plan ve öğrencinin istekleri doğrultusunda müfredat hazırlanmalı. Radikal

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER