Bu yapılan Türkiye'ye reva mı?

Yaptığı ekonomik tespitlerle adından söz ettiren Süleyman Yaşar'dan IMF üzerine çarpıcı analiz...

Bu yapılan Türkiye'ye reva mı?

Özal ekonomiyi IMF’siz yönetmişti Türkiye’de devlet son sekiz yıl içinde borçlarını hızla ödedi. Devlet borçlarının ulusal gelire oranı AB ölçülerinin altına indi. IMF devlet borçlarının ödenmesi için Türkiye’ye dünyanın en yüksek faiz dışı fazlasını ayırttı. Bu nedenle devlet alt yapıya yatırım yapamadı. Özelleştirme gelirlerinin tamamı borç ödemesinde kullanıldı. Peki, Türkiye bütün bunları yaptı sonunda eline ne geçti? Hiçbir şey. Türkiye’de işsizlik had safhaya ulaştı. Türkiye’nin kredi derecelendirme notu yükseltilmedi. Türkiye eskisi gibi en yüksek reel faiz oranlarından borçlandırıldı. Bu anlamsız yüksek faizleri Merkez Bankası ve onun destekçisi bir avuç rantiye büyük başarı diye herkese yutturdu. Geçen hafta Standart and Poors (S&P) derecelendirme şirketi Britanya’nın üç A olan orta vadeli kamu borçlanma notunu istikrarlıdan negatife çevirmek için inceleme başlattığını duyurdu. Britanya’nın devlet borçları ulusal gelirinin yüzde 100’üne ulaştı. Bütçe açığı ise ulusal gelirin yüzde 12,5’ine ulaştı. Bu olumsuz koşullara rağmen Britanya’nın notu hâlâ üç A düzeyinde tutuluyor. S&P sadece bu notun görünümünü değiştirmek için analiz yapacağına ilişkin Britanya’ya uyarıda bulunuyor. Yunanistan, İtalya ve Belçika’da ise devlet borçları ulusal gelirlerinin yüzde 100’ünü aşmasına rağmen bu ülkelerin kredi derecelendirme notlarında bir değişiklik olmuyor. Gelelim Türkiye’ye... Türkiye’nin 2001 yılında devlet borcunun ulusal gelire oranı yüzde 96 iken bu borç seviyesi 2008’de yüzde 38’e indirildi. Bütçe açığının ulusal gelire oranını yüzde 19’dan yüzde 1,8’e geriletildi. Türkiye’nin notu devamlı BB-’de kaldı. Ne demek BB- kredi notu? BB-, Türkiye’nin devlet kâğıtlarını alırsanız ödenemeyebilir anlamına geliyor. Oysa bugüne kadar Türkiye, devlet borçlarına hiç itiraz etmedi ve ödenmemiş borcu da kalmadı. Buna rağmen Türkiye dünyanın en yüksek reel faiz oranlarıyla borçlandırıldı. Oysa Turgut Özal Türkiye ekonomisini IMF’siz yönetmiş ve Türkiye’nin kredi notunu BBB+ yapmıştı. Son sekiz yıl içerisinde özelleştirme ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu varlık satışlarından elde edilen 50 milyar dolar borç ödemelerinde kullanıldı. Oysa dünya mali krizi öncesi dünyada bol para olmasına rağmen borç vadeleri uzatılmayarak gereksiz biçimde kamu borçları ödendi. Türkiye’nin borç yükü düşürüldü. Türkiye bütçesinden ayırtılan faiz dışı fazla yüzde 6,5’a kadar çıkarıldı. Türkiye’den istenen yüksek faiz dışı fazla uygulamasının dünyada eşi benzeri yok. Ayırtılan aşırı faiz dışı fazla nedeniyle Türkiye altyapıya yatırım yapamadı. Okula gidemeyen çocuk sayısı yükseldi. Hastanelere hemşire alınamadı. İşsizlik son sekiz yılda yüzde 9,8’in altına indirilemedi. Ve dünya mali krizinin etkisiyle işsizlik yüzde 16,4’e kadar yükseldi. Geçen dokuz yıldır IMF ile anlaşmalı olmamıza rağmen Türkiye’nin kredi notunun bütün olumlu gelişmeler dikkate alınarak yükseltilmemesi ve yüksek faizlerle borçlanmamız IMF’yi de sorgulamamızı gerektiriyor. Devlet borçları ulusal gelirinin yüzde 100’üne ulaşan Britanya sadece uyarılıyor. Borçları ulusal gelirlerini aşan Yunanistan, Belçika, İtalya’ya uyarı bile yok. O halde biz niye sıkıntıya girip borçlarımızı hızla ödedik? Bunu birisinin çıkıp vatandaşa açıklamasında fayda var. SÜLEYMAN YAŞAR-TARAF
<< Önceki Haber Bu yapılan Türkiye'ye reva mı? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER