Can Akın Çağlar'dan faiz uyarısı

Ziraat Bankası Genel Müdürü Can Akın Çağlar faizlerin maliyeti artıracağı konusunda uyardı

Can Akın Çağlar'dan faiz uyarısı

Ziraat Bankası Genel Müdürü Can Akın Çağlar, yaygın ağa ve yüksek mevduata sahip bankaların faizler konusundaki çıtayı yükseltmesi halinde, bunun sektördeki pasif maliyetini çok artıracağını, ayrıca sonuçta Hazine'nin borçlanma maliyetinin yükselmesi nedeniyle de ülkenin daha büyük bedel ödeyeceğini söyledi. Ziraat Bankası bünyesinde, orta ve büyük boy tarım işletmelerine (TOBİ) kredi desteği yanında danışmanlık ve proje hizmeti de vermek üzere oluşturulan tarımsal bankacılık şubelerinin ilkinin Antalya'da açılması nedeniyle düzenlenen törene katılan Genel Müdür Can Akın Çağlar, daha sonra basın mensuplarıyla bir sohbet toplantısı yaptı. Çağlar, tarımda ölçek işletmelerinin, TOBİ'lerin oluşturulması açısından tarım bankacılığının önemine işaret ederken, tarımsal bankacılık şubeleri aracılığıyla, ilk aşamada iş ve yatırım hacmi 1 milyon YTL olan firmaları kredilendirmeyi öngördüklerini bildirdi. Sübvansiyonlu kredilerde firma ve kredi limiti olduğunu hatırlatan Çağlar, söz konusu limitler nedeniyle TOBİ'lerin bu kredilerden istedikleri miktarda alamadığını, bu şubeler aracılığıyla bu işletmelere kredi imkanı getirdiklerini söyledi. Çağlar, sübvansiyonlu kredilerin mümkün olduğunca çok çiftçiye dağıtılması gerektiğini kaydetti. Sohbet sırasında, İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince'nin; ''İş Bankası mevduat faizini artırırsa, bunun etkisi, Merkez Bankasının yarım puanlık faiz artırımından daha fazla olur'' şeklindeki sözlerinin hatırlatılması ve Ziraat Bankasının faiz artırım konusundaki görüşünün sorulması üzerine, şöyle konuştu: ''Yaygın ağa ve mevduata sahip bankalar, mevduatta çıtayı bir yere kor ise sektör mutlaka o çıtaya gelmeli veya o çıtayı geçmeli. İş veya Ziraat, mevduata yüzde 20 verirse, diğer bankaların yüzde 20,5 veya yüzde 21 ile mevduat toplaması mümkün olmaz. Faizlerdeki yükseliş, bankaların lehine değildir. Pasifin maliyeti sektöre daha fazla artar. Topladığınız mevduat 30-40 günlük ama krediler 1-10 yıl vadeli. Türkiye'deki 73 milyon mevduat hesabının 33 milyonu Ziraat Bankasında. Ziraat Bankasında 22 milyon insanın hesabı var. Bilanço yayımlama dönemlerinde, bizden bir miktar mevduat çıkışı olur. Biz bu mevduatın çıkmasını istemezsek, faizi artırmak gerekir. Ama, ben yüzde 20 dersem, Hazine yüzde 22-23 faiz vermek zorunda kalır. Ülke olarak ödenen bedel, maliyet daha da artar. Faizlerin yükselmesi bankaların lehine değil. Bu yaşanan tirbülansın bankaların bilançosuna bir etkisi olacak. Bankaların elinde çok miktarda menkul kıymet, kağıt var. Bu faiz hareketleri nedeniyle, eğer kağıtlarınız değişken faizli değilse, piyasa zararı yazmak zorundasınız.'' -''ZİRAATİN HİSSELERİNİN HALKA AÇILMASI ÖNERİSİ''- Ziraat Bankasının özelleştirme süreciyle ilgili bir soru üzerine Genel Müdür Çağlar, özel bankaların tarımsal kredi alanına girmesiyle Ziraatin misyonunda da bir değişim olabileceğini belirtti. Önceden sadece Halk Bankası esnafa, küçük ve orta boy işletmelere (KOBİ) kredi kullandırırken şu anda bütün bankaların bunu yaptığını, tarım kredilerinde de böyle bir gelişme söz konusu olduğunu anlatan Çağlar, şöyle devam etti: ''Bankaların bu alanda yoğunlaşması ve rutin olarak bu işi yapmasıyla Ziraat Bankasının özelleştirme süreci daha net konuşulur hale gelir. Ancak, hala Ziraat Bankası, bu alanda sosyal bir işlev yürütüyor. Son 3 yıl içinde bankalar 1900'den fazla yeni şube açtı. 3 yıl önce 457 noktada sadece Ziraat Bankası vardı, şimdi 454 noktada yine sadece Ziraat Bankası var. Demek ki 1900 şubenin 3 tanesi sadece Ziraat Bankasının bulunduğu yerde açılmış. Ziraat Bankası sadece tarımı finanse eden, emekli maaşı ödeyen bir banka değil, aynı zamanda sosyal fonksiyon üstlenmiş bir banka.'' ''Ziraatin özelleştirilmesiyle ilgili süreçte, belki yüzde 10, 15, 20, 25'i gibi bir takım oranlarla halka açılarak kendinizi değerlendirme imkanı bulabiliriz'' önerisinde bulunan Genel Müdür Çağlar, şunları anlattı: ''2002'de banka 156 trilyon kar etti. 2003'te 1 katrilyon 72 trilyon, 2004'te 1 katrilyon 531 trilyon oldu. Kar 1 katrilyon 72 trilyon olduğunda, personel anormal bir heyecan duydu. Her zaman görev zararı veya düşük karı olan bankanın kar etmesi nedeniyle, ikinci yıl karla birlikte heyecan da arttı. Artık 2 milyar dolar kar ettiğimizde personel fazla etkilenmedi. Ama hisselerini halka açsak, bu hisselerin bir kısmı da personel tarafından alınsa, her yıl elindeki hisselerin değerinin artıyor olması, ona ayrı bir heyecan verir, iş tutuşuna farklılık getirir.'' -KREDİ KARTI FAİZLERİNİN SINIRLANDIRILMASI- Kredi kartı faizlerinin sınırlandırılmasıyla ilgili düzenleme hakkındaki görüşünün sorulması üzerine, ''bankacılığın aslında çok hassas bir meslek'' olduğuna işaret eden Çağlar, bir çok şeyin bankaların değerini, bilançosunu etkilediğini söyledi. Bazı bankaların kredi kartı alacaklarının, kredi kartı bakiyelerinin 3-4 katına ulaştığını belirten Çağlar, şöyle devam etti: ''Mecliste, kredi kartı faizlerinin sınırlandırılması konusunda bir teklif veya önerge verildi. Bu, bir bankanın değerini çok hızlı düşürebilecek bir durum. Sadece bir örnek... Yaşanan türbilanslar, siyasi belirsizliğin getirdiği sıkıntılar, faizlerin yükselmesi ve benzeri. Bankaların elinde yüklü miktarda menkul kıymet var. Bunların büyük kısmı sabit getirili. Faizlerin yükselmesi, bunların değerinin düşmesi demek. Bu da bilançolara yansıyacak. İnsanlar bunu görünce satışa geçiyor ve satışa geçince, birkaç tane olay üst üste binince hisleler aşağı doğru gidiyor. Borsadaki kağıtların yüzde 70'i yabancıların elinde. Böyle bir kanun teklifi ortaya geliyor. Bankaların değeri düşecek diye, kağıtları tutanlar satışa geçebiliyor.'' -''TARIMIN YÜKÜNÜN PAYLAŞILMASI VE İŞİ ÖĞRENMENİN GETİRDİĞİ RİSK''- Şube açılışı töreninden sonra Active Academy'nin düzenlediği Tarım Zirvesi'nde, tarım sektörüne kredi kullandıran 3 özel bankanın ve Türkiye Tarım Kredi Kooperatiflerinin genel müdürlerinin katıldığı oturumda konuşan Çağlar, bankaların tarım sektörüne yönelik kredilendirmeye ''hızlı bir şekilde girmesi'' konusundaki bir soru üzerine, ''diğer bankaların bu alana girmesine Ziraat Bankasının karşı olmadığını'' göstermek açısından bu tür toplantıların önemli olduğunu belirtti. Tarımın finansman yükünün bütünüyle tarım Ziraat Bankasına bırakılmaması gerektiğini vurgulayan Çağlar, ''1999, 2000, 2001 yıllarında, devletin başka fonksiyonlarına önem verilmesi nedeniyle tarımsal kredi kullandırılamadığını hatırlatarak, ''Bu tür kesinti dönemlerinde tarımın sürekli desteklenmesi açısından diğer bankaların bu alana girmesi çok önemli. Tarımın bütün operasyonel yükü Ziraat Bankasının üzerine bırakılmamalı. Bankacısı, sanayicisi, ihracatçısı, ithalatçısı bu işin içinde olmalı'' dedi. Bankacılığın başlı başına ''risk alma işi'' olduğuna işaret eden Çağlar, tarım sektörüne yeni giren bankalar açısından durumu değerlendirirken, ''Genel hatları itibariyle bu işin öğrenme süreci olacak. Ziraat 143 yıldır bu işin içinde. Yeni giren bankalar, öğrenmenin ortaya çıkardığı maliyeti üstlenecek. Bu işi öğrendikten sonra risk minimize edilecektir'' uyarısında bulundu. -COŞKUN ULUSOY'UN, BANKALARIN BİRLEŞTİRİLMESİ ÖNERİSİ- Ziraat Bankası eski genel müdürlerinden Coşkun Ulusoy'un bankaların birleştirilmesiyle ilgili önerisinin hatırlatılması üzerine, Ziraat Bankası Genel Müdürü Can Akın Çağlar, ''dünyadaki büyüklükler nedeniyle, bankacılıkta bir müddet sonra doğal olarak bir konsolidasyon sürecinin yaşanacağı, bu düşüncede olunması gerektiği'' görüşünü dile getirdi. Almanya'daki bir bankanın sadece tarıma verdiği kredinin 47 milyar avro olduğunu hatırlatan Çağlar, şöyle devam etti: ''Benim bütün aktifimden daha büyük. Bizim mutlak surette, tarımda, sanayide veya bireysel anlamda büyük düşünmemiz lazım. (Küçük olsun benim olsun ortaklık derdiyle uğraşmayım) anlayışı doğru değil. Ortaklık kültürünün bir parça kurumsal kültürüyle birleştirip, işletmeleri, bankacılık, sanayide büyük oyuncu haline getirmek lazım. Dışarıdaki büyüklüklerle bizimkileri karşılaştırdığımızda çok küçük kalıyor. Bir bankanın aktif büyüklüğü Türkiye'nin milli gelirinin üzerinde. Bankacılık da bir müddet sonra doğal olarak bir konsolidasyon süreci yaşayacaktır, bu düşüncede olunması gerekir.'' -''BANKANIN, BUGÜNÜNÜ DEĞİL, 10 YIL SONRASINI TAŞIMAK İSTİYORUZ''- Ziraat Bankasının İstanbul'a taşınmasıyla ilgili bir soru üzerine Çağlar, İstanbul'da Emlak Konut GMYO'dan alınan arsayla ilgili tapu yapma aşamasına gelindiğini bildirirken, arsanın fiyatı rakam vermedi. Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanı Erdoğan Bayraktar'ın ''Bankalar bizim sırtımızı duvara dayadı, istedikleri fiyata aldılar'' sözünün hatırlatılması üzerine, ekspertiz şirketi tarafından belirlenen değer üzerinden arsanın alındığını belirten Çağlar, ''Sanıyorum TOKİ daha fazla bekliyordu, onun için böyle söyledi'' dedi. Arsanın alınmasından sonra, burada uygulanacak projeyle ilgili araştırma yapacaklarını kaydeden Çağlar, şöyle konuştu: ''Sonuçta burası uluslar arası bir finans merkezi olacak. Dünyadaki örneklerine bakılarak, onlardan bir adım daha ileri bir proje uygulamak lazım. Ayrıca üç banka, aynı yerde ayrı ayrı ama bir kompleks içinde olacak. Herkes ayrı proje uygulayacak ama bunun bir bütünlüğü olmalı. TOKİ'nin de bu konuda bize yardımcı olabileceğini düşünüyoruz. Ama her halükarda, proje araştırma ve ihaleye geçilmesi, bir yıla yakın süre alabilir. İhale daha sonra. Binayı bitirince, diğer bankaları beklemeyiz, taşınırız.'' İstanbul'a giderken sadece mekan değişikliği yapmayacaklarını, bunu ''yeniden yapılanma için bir fırsat olarak gördüklerini'' açıklayan Çağlar, ''Bankanın bugününü değil, 10 yıl sonrasını taşımak istiyoruz. Buna göre iç yapılanmada değişiklikler ortaya çıkacak. İş tutuşlarda değişiklik olacak'' dedi. ''Siyasi gelişmelerin İstanbul'a taşınma süresini etkileyip etkilemeyeceği'' yönündeki soru üzerine Ziraat Bankası Genel Müdürü Çağlar, İstanbul'a taşınma konusunda 2 yıl önce genel kurulda karar alındığını, bunun için yasal değişiklik gerekmediğini, Yönetim Kurulunun, bununla ilgili her türlü kararı alabileceğini hatırlatarak, siyasi süreçten etkilenmeyeceklerini ifade etti. Çağlar'ın açıklamasına göre, İstanbul'a taşınma konusunda genel müdürlükte çalışan personelle yapılan ankete, çalışanların yüzde 30'u ''koşulsuz gelirim'', yüzde 40'ı ''konut ve maaş konusunda iyileştirme yapılırsa-koşullu gelirim'', yüzde 30'u da ''kesinlikle gelemem'' görüşünü bildirdi. Can Akın Çağlar, taşınma halinde gelecek personele, İstanbul'da diğer banka çalışanlarıyla aynı çalışma şartlarının sağlanması gerektiğini belirtti. Bir basın mensubunun, ''İstanbul'a gelmek istemeyen personel hakkında (bu trenden inen bir daha binemez) diyor musunuz'' diye sorması üzerine, ''Bizde çok kompartıman var, 1250 tane... Bir yerde binemeyen başka bir yerde binebilir'' şeklinde yanıt verdi. -ENFLASYON HEDEFİNDE DEĞİŞİKLİK- Can Akın Çağlar, ''enflasyon hedefindeki değişiklik'' konusunda ''alınması gereken bir karardı'' değerlendirmesini yaparken, ''Dünyada bu kadar gelişmeler olurken, 3 sene önceki hedefi korumak, dünyadaki gelişmeleri görmezden gelmek olurdu. Değişen dünya dengelerine göre hedeflerin gözden geçirilmesi, doğru bir yaklaşım'' dedi. -''DEVLETLE İLİŞKİLER TİCARİ BAZA OTURTULDU''- Görev zararlarıyla ilgili bir soru üzerine, ''Ziraat Bankasının artık, önceden kaynağı almadan görev zararı doğuracak hiç bir kamusal faaliyeti üstlenmediğini, sübvansiyonlu kredilere ilişkin sübvansiyonun da her yıl bütçeye ödenek konularak ödendiğini'' anlatan Çağlar, ''Devletle ilişkiler tamamen ticari baza oturtuldu. Hatta aracılık ettiğimiz ödemelerdeki komisyon oranı konusunda da, maliyetlerimizi dikkate alarak ciddi pazarlık yapıyoruz'' dedi. Çağlar, bir soru üzerine, Yunanistan'da Atina ve Gümülcine'de açılacak şubelerle ilgili hazırlıkların devam ettiğini, muhtemelen Temmuz-Ağustos'ta faaliyete geçmesinin öngörüldüğünü söyledi. Bağdat şubesinin faaliyette olduğunu hatırlatan Çağlar, GAP'ta yatırımların tamamlanıp üretimin artmasıyla, ürünün çevre ülkelere ihraç edilmesi nedeniyle, ticaret paralarının transferi açısından bu şubenin öneminin daha da artacağını anlattı. -''KEY, ZORUNLU TASARRUF NEMASIYLA KARIŞTIRILIYOR''- Çağlar, günde 2,5 milyar YTL'nin EFT olarak bankadan geçtiğini, vatandaşa ödenen rakamların daha yüksek olduğunu hatırlatırken, konut edindirme yardımı (KEY) ödemeleri konusunda da vatandaşın çok büyük beklentisinin bulunduğunu kaydetti. Can Akın Çağlar, ''Çok büyük beklentiler var. Zorunlu tasarruf nemasıyla karıştırıyorlar. Zorunlu tasarruf nemasında çok ciddi paralar alanlar var. Ama burada en yüksek ödeme 1391 YTL olacak. 5,10 100 YTL alacaklar var. Vatandaş bir yerde çalışırken, nema yükümlülüklerini yerine getirmeyen, bildirimde bulunmayan şirketler var. İnsanlar zannediyor ki, kendilerine ilişkin kesintiler yapılmış. (Ben 10 yıl çalıştım) diyor, geliyor bakıyor ki o günün parasıyla 50-100 lira yatırılmış'' dedi. AA
<< Önceki Haber Can Akın Çağlar'dan faiz uyarısı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER