Gazeteciler, mahkemenin kararını AYM'ye taşıdı


Today's Zaman Genel Yayın Yönetmeni Sevgi Akarçeşme, Today's Zaman Yayın Editörü Celil Sağır ve eski Today's Zaman Genel Yayın Yönetmeni Bülent Keneş, attıkları tweetler ile Başbakan Ahmet Davutoğlu'na şikayet ettikleri gerekçesiyle aldıkları cezayı Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) taşıdı.

Ankara 32. Asliye Ceza Mahkemesi, tweet atarak Başbakan Davutoğlu'na hakaret ettikleri gerekçesiyle Sevgi Akarçeşme'ye 1 yıl 5 ay 15, Bülent Keneş'e 1 yıl 2 ay, Celil Sağır'a da 1 yıl 2 ay hapis cezası vermişti. Akarçeşme, Sağır ve Keneş, Ankara 32. Asliye Ceza Mahkemesi'nin kararını AYM'ye taşıdı.

AYM'ye sunulan dilekçede, "Başvurucular uğradıkları ceza soruşturması ve kovuşturmasının ve ceza yargılaması sonunda aldıkları hapis cezalarının ifade hürriyetlerine ve adil yargılanma haklarına yönelik ağır birer müdahale oluşturduğunu belirtmektedirler. Ancak başvurucular maruz kaldıkları hak ihlallerinin, Türkiye'de son yıllarda ifade hürriyeti ve medya özgürlükleri alanında meydana gelen ciddi erozyon göz önüne alınmadan bütün boyutlarıyla anlaşılamayacağını dile getirmektedirler." denildi. Gazetecilerin aldıkları mahkumiyet kararının resmi kayıtlara işlendiği ve benzeri bir davada kırılgan hale getirdiği belirtilen dilekçede "Artık benzeri bir suçlama ile muhatap olduklarında, bir nevi 'sabıkalı' muamelesi göreceklerdir. Ertelenmiş olan bu "hüküm" Demoklesin Kılıcı gibi başlarının üzerinde sallanmaktadır. Gazeteci olan başvurucular, işlerinin bir parçası olarak, neredeyse her gün, bir şekilde onları iktidarla karşı karşıya getirme potansiyeline sahip olan haber ve yorumlara imza atmaktadırlar. 32. Asliye Ceza Mahkemesi'nin kararı, başbakanı, Cumhurbaşkanını veya hükümeti eleştiren bir haber veya yorum yaptıklarında başlarına neler gelebileceğine dair tedirgin edici bir hatırlatıcı olarak bir kenarda durmaktadır." ifadelerine yer verildi.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kriterlerinden olan 'gerekçeli karar haklarının' ihlal edildiği kaydedilen başvuruda, " Gerçekten de Ankara 32. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 09.12.2015 tarihli kararına bakıldığında, bunun sadece isminin 'gerekçeli karar' olduğu görülmektedir. Mahkeme, sadece ve o da kararının en sonunda başvurucuların twitter mesajlarını tekrar etmiş, bu mesajların başvuruculara ait olduğunu tespit edildiğini beyan etmiş, ancak bu ifadelerin hangisinin hangi nedenle bir hakaret oluşturduğunu açıklamamış. Verilen bu kararla neyin risk altında olduğu düşünülecek olur ise eğer, mahkemenin kararının dayanaklarını sarih bir şekilde açıklama yükümlülüğü daha net bir şekilde değerlendirilebilecektir. Gerçekten de, yargılamanın konusu üç gazetecinin, attıkları twitlerin ceza hukuku anlamında bir müeyyide gerektirip gerektirmediğidir. Bu yönüyle ve başvurucuların gazeteci olmaları göz önüne alındığında hem ifade hürriyetini ve hem de medya özgürlüğünü ilgilendiren bir dava söz konusudur." denildi.

Başvuru yollarının tüketildiğinin belirtildiği dilekçenin sonuç bölümünde, "Yukarıda açıklanan nedenlerle ifade hürriyetlerinin ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğinin tespit edilmesini; Bu davaya konu mahkumiyet nedeniyle maruz kaldıkları elem ve ızdırap nedeniyle her birine 100'er (yüz) bin lira manevi tazminat verilmesini, masraf ve avukatlık ücreti için 10.000 (on bin) lira verilmesini talep etmektedirler." açıklamasına yer verildi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ekrem Dumanlı ve Hidayet Karaca'nın gözaltına alınması ve tutuklanması konusunda şu yorumlarda bulunmuştu: "Medya baskını deniliyor. Allah aşkına kimse bir sabah erken vakitte evinden alınıp götürülmedi. Herkes davet edildi. Sen hukuka saygılı normal bir vatandaşın tutumunu sergilemeyeceksin, ifade vermek yerine gazeteye gideceksin, gazetede direniyoruz diyeceksin. Neye direniyorsun, işte ifadeyi verdin, tutuksuz yargılanmak üzere serbest kaldın. En başta bunu yapsan da böyle bir şova kalkışmasan ne olurdu? Düğmeye basılıyor, harekete geçiliyor. Dışişleri Bakanıyken, acil bir iş için pazar günü bir bakanı ararken elli kere düşünürdüm. Hele Musevi bir kimliği varsa cumartesi de aramam."

Bunun üzerine Sevgi Akarçeşme, (@sevgistanbul) adlı Twitter hesabından "Demokrat bir akademisyen sandığımız Davutoğlu,yolsuzlukları örten hükümetin basın özgürlüğünü yok eden başbakanı olarak tarihe geçti. Bravo". ifadelerini paylaşmıştı. Bülent Keneş, (@bkenes) adlı hesabından "Başbakan @Ahmet_Davutoglu Dumanlı ve Karaca'nın mahkemeye gittiğini bilmiyorsa ayıp, bildiği halde böyle diyorsa büyük bir yalancı!" diye tweet atmıştı. Celil Sağır da, (@csagir2015) adlı hesabından "Cumartesileri Yahudileri aramaz, Pazarları Hristiyanları aramaz ama Müslümanlara iftira atmaya gelince 7x24 pek faaliz!@Ahmet_Davutoğlu". ifadelerini kullanmıştı. Bunun üzerine Davutoğlu'nun, Ankara 32. Asliye Ceza Mahkemesi'ne açtığı davada hakaret ettikleri gerekçesi ile Bülent Keneş ve Celil Sağır'a 1 yıl 2 ay, Akarçeşme'ye 1 yıl 5 ay 15 gün hapis cezası verilmişti.

CİHAN
<< Önceki Haber Gazeteciler, mahkemenin kararını AYM'ye taşıdı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER