George Orwell'ın 1984'ü gibi: Tam 18 Tv kanalı aynı anda Erdoğan'ı yayınladı

Cumhur İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 18 kanalın canlı yayınına çıkarak gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Televizyon kanallarının dizilerin yerine Erdoğan’ın programını yayınlaması izleyicilerin tepkisine neden oldu. Bu durum George Orwel'ın 1984 kitabında geçen 'Tele ekran'ın gerçek olduğu yrumlarına sebep oldu. Düzenli ve sürekli olarak Parti'nin yalan haberlerini halka duyuran 'Tele Ekran'lar Nefret programı ile, 'Parti'nin propagandasını sürekli yaymak için gösteri

SHABER3.COM

Cumhur İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Erdoğan, 18 ayrı kanalın ortak yayınında 14 Mayıs Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Seçimi’ne ilişkin açıklamalarda bulundu.
Erdoğan'ın birçok kanalda yer alması sosyal medyada vatandaşların tepkisini çekti.


Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nden yapılan ortak yayın, Star, Kanal D, Atv, Kanal 7, Beyaz Tv, TRT, A Haber, NTV, CNN Türk, 24 Tv, Ülke Tv, Tvnet, Haber Türk, TV100, Haber Global, TGRT Haber, Bengi Türk ve Akit Tv kanallarında yayınlandı.

KILIÇDAROĞLU: TÜM KANALLARIN AYNI İÇERİKLE YAYIN YAPTIĞINI GÖREMEYECEKSİNİZ

Erdoğan'ın yayını devam ederken seçim yarışında rakibi CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu sosyal medya hesabından bir paylaşım yaptı. Millet İttifakı'ın cumhurbaşkanı adayı olan Kılıçdaroğlu şöyle dedi:

* Bir söz daha vereyim mi? Biz bu ülkeyi yönetirken, asla tüm kanalların aynı içerikle yayın yaptığını bir daha göremeyeceksiniz. Demokrasi vadediyoruz demokrasi. Çok güzel, çok müthiş bir şey demokrasi, biliyor musunuz…



“ÇOK SAÇMA BİR SORU”

Erdoğan'a programda “Seçimi kaybederseniz tavrınız nasıl olur?” sorusu da yöneltildi. “‘Seçimi kaybederseler hükümeti bırakmazlar' yaklaşımını değerlendirmeye bile gereksiz buluyorum” diyen Erdoğan şu ifadeleri kullandı:

* Çok saçma bir soru. Bu tür soru ancak olsa olsa terör örgütlerine sorulur. (cevabın Ne anlama geldiğine hiç kimse anlam veremedi) Biz Türkiye’de demokratik yolla iktidara geldik. Nasıl halkımızın teveccühü ile iktidara geldiysek, milletimiz ola ki farklı bir karar verecek olursa demokrasinin gereği neyse biz yine aynen bunu yaparız.

* İstanbul'da belediye başkanlığını CHP aldığı zaman belediye başkanımız buradan çıkmıyoruz dedi mi? Ankara'da arkadaşlarımız ‘Vermeyiz' dediler mi? Bu tür anlayış, yapı CHP'ye aittir. Onlar ‘Vermeyiz' derler. Biz de böyle bir şey söz konusu olamaz.



* Sandıktan çıkan sonuca saygısı olmayanın millete de saygısı yoktur. Cumhur İttifakı bu ülkede demokrasinin teminatıdır. Cumhur İttifakı, sandıktan çıkan her sonucu meşru kabul edecektir. Karşımızdakilerden de aynı taahhüdü bekliyoruz. Ancak maalesef CHP tarafı her seçim öncesi ve sonrasında demokrasiye zarar verecek söylemleri yaymayı maharet sanıyor. Sandık demokrasinin namusudur.

“DEMEK Kİ DARBE FALAN SÖZ KONUSU DEĞİL”

Katıldığı canlı yayında Erdoğan’ın “Cumhur İttifakı, sandıktan çıkan her sonucu meşru kabul edecektir” sözlerini değerlendiren Kılıçdaroğlu, “Güzel. Sandıktan çıkacak her sonuç meşruysa bizim istediğimiz de odur. Demek ki ortada İçişleri Bakanı'nın dediği gibi bir darbe falan söz konusu değil” ifadesini kullandı.

1984 KİTABINDA BAHSİ GEÇEN 'TELE EKRAN NEDİR?'

Tele-ekran veya Telebakar, (İngilizce: Tele-screen) George Orwell'in Bin Dokuz Yüz Seksen Dört adlı romanında yarattığı; aynı anda hem televizyon, hem ses ve görüntü alıcısı (kapalı devre televizyon) olarak kullanılabilen elektrikli aygıtın adıdır. Kitaba göre tele-ekranlar Okyanusya ülkesinin iktidar partisi tarafından icat edilmiş, yurttaşları sürekli bir denetim ve gözetim altında tutmak; böylece Parti'ye karşı oluşabilecek olası muhalefeti etkisiz kılmak amacıyla evler ve kamusal alanlara yerleştirilmiştir.

tele-ekranlar hiçbir zaman kapanmaz ve sürekli hem yayında hem kayıttadır. Kullanıcı dilediği takdirde sesini bir miktar kısabilse de tamamen kapatmak olanaksızdır.

tele-ekranların günümüz anlayışıyla televizyon özellikleri de vardır. Düzenli olarak Parti'nin yarattığı yalan haberleri halka duyururlar. Okyanusya'nın askerî zaferleri, ekonomi ve üretimle ilgili haberler, milliyetçi duyguları körüklemek için coşkulu millî marş icraları ve İki Dakika Nefret programı Parti'nin propagandasını yaymak için tele-ekranda gösterilen başlıca yayınlardır.


Aynı tip ekranlar, 2002 yapımı Equilibrium filminde de işlenmişti. 'Libra' şehrini kontrolü altında tutan Faşist ve baskıcı diktatoryal yönetim Halkı, sorgusuz sualsiz mutlak bir itaate sürüklemek için her yerde her zaman dev ekranlardan diktatörün telkin ve kara propagandasına maruz bırakılmaktaydı.
<< Önceki Haber George Orwell'ın 1984'ü gibi: Tam 18 Tv kanalı aynı... Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER