Bir algı operasyonu daha çöktü

İzmir’deki algı operasyonunda tutuklu hiçbir polis kalmadı.

Bir algı operasyonu daha çöktü

İzmir’deki algı operasyonu ikinci kez çöktü. Tutuklu hiçbir polis kalmadı. Davadaki gizlilik kararı da kaldırıldı. Haksız yere ikinci kez operasyona maruz kalan polisler karşı dava açmaya hazırlanıyor.

İzmir’de istihbarat polislerine yönelik düzenlenen operasyonda tutuklanan Emniyet Müdürleri Taner Aydın ve Memduh Tosun, avukatların yaptığı itirazla tahliye edildi. Dosyadaki gizlilik kararı ve polislerin yurtdışına çıkış yasağı da kaldırıldı.

Bugün'den Şeyda Burcu İkiz'in haberine göre, ayrıca o süreçte teslim olmayan İzmir İstihbarat eski Şube Müdürü Ramazan Karakayalı ve Batman eski İl Emniyet Müdürü Hasan Ali Okan hakkındaki yakalama kararı da kaldırıldı. Böylelikle operasyon sonucu tutuklu polis kalmazken, polislerin avukatları müvekkillerine sahte delillerle suç uydurulduğunu öne sürerek, “resmi evrakta sahtecilik” iddiasıyla suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyor.

40 KLASÖR SAHTE DELİL

İzmir merkezli 13 ilde yasa dışı dinleme yaptıkları iddiasıyla 26 polis hakkında gözaltı kararı verilmiş, gözaltına alınan 24 polisten 10’u Savcı Okan Bato’ya verdikleri ifadelerin ardından serbest bırakılırken, 14’ü tutuklanmaları talebiyle mahkemeye sevk edilmişti. Saatler süren mahkeme sorgusunun sonunda Emniyet Müdürleri Taner Aydın ve Memduh Tosun, tutuklanarak cezaevine gönderilirken, 12 polis tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. Avukat Ali Aksoy, polisler için fotokopi evraklar üzerinden suç uydurulduğunu, 40 klasör suç delilinin tamamının sahte olduğunu, fotokopi evraklara “aslı gibidir” kaşesinin vurulduğunu hatırlatarak şunları söyledi:

KARŞI DAVA GELİYOR

Bu konuda hem hakimliğe hem savcılığa şikayette bulunacağımızı bildirdik ayrıca suç duyurusunda da bulunacağız. Polislere suç atmak için mahkeme evrakı olmayan evraklara sanki mahkeme evrakıymış gibi düzenleme yapmışlar. Fotokopi evraklara utanmadan aslı gibidir kaşesi basmışlar. Biz bunu savcıya da sorduk. Kendisi hatta dedi ki, ‘Evrak asıllarını ben de görmedim’. Bunlar hırsızlığın üzerini örtmek için her şeyi yapıyor. Yapılan tüm hukuksuzlukların hesabını gerçek hakimlerin önünde verecekler.”

BUNUN ADI HUKUKSUZLUK

Polis avukatlarından Ali Aksoy, İzmir’de 5 ay önce hırsızlıkları kapatmak içine yine benzer bir operasyon düzenlendiğini, bu operasyonun hukuki garabet olduğunun mahkemece tespit edildiğini ve o dava henüz bitmeden savcının ikinci kez böyle bir operasyona girdiğini hatırlatarak, “Bunun adı hukuksuzluktur. Bu nedenle bir sondaki nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği, davanın gereksiz olduğuna karar vererek taleplerimizi kabul etti. Çünkü bu operasyon ek iddianame ile halledilebilecek bir şey. Hukuki garabet içinde hukuki garabete imza attılar” diye konuştu.

ELLERİNDE PATLADI

Av. Aksoy, yürümekte olan bir dava varken bir suç iddiası varsa bunun ek iddianameyle dosyaya eklenmesi gerektiğini belirterek şöyle devam ett:

"Ek iddianameyle halledilebilecek ki normal şartlarda bir suç unsuru yok bize göre de, onlar hırsızlıklarını örtebilmek için yeni bir kumpas hazırladılar. Bu kumpaslarını da en azından ek iddianameyle yürütmeleri lazımdı, yani hukuksuzluk içinde hukuksuzluk yapıyorlar. Hukuki garabet içinde hukuki garabete imza atıyorlar. Ek iddianameyle halledilebilecek bir şey için yeniden bir operasyonla insanlara, ‘cambaza bak’ olayları gerçekleştirdiler. O da şimdi ellerinde patlamış oldu.”

MAHKEME: HSYK ANAYASA'YI İHLAL ETTİ

Polis müdürlerini serbest bırakan İzmir 1. Sulh Ceza Mahkemesi, HSYK müfettişleri tarafından başlatılan soruşturmanın Anayasa’nın 123 ve 138. maddelerinin “açıkça ihlali” olduğunu belirtti. Polislerin avukatlarının itirazı üzerine, sorgu hakimi Dilek Çeliktaş’ın verdiği tutuklama kararını inceleyen İzmir 1. Sulh Ceza Hakimliği, emsal bir karara imza attı.

HAKİMİN YERİNE GEÇTİLER

HSYK müfettişleri tarafından, “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, örgüte üye olmak, görevin kötüye kullanılması suçlarından başlatılan soruşturmada” ifadelerinin Anayasa’ya aykırılık teşkil ettiğinin belirtildiği Sulh Ceza Hakimliği kararında şöyle denildi:

“Öncelikle burada Anayasa’nın 123 ve 138. maddeleri açıkça ihlal edilmiştir. İdarenin, hakimin takdir yetkisinde bulunan bir hususu değerlendirme yetkisi yoktur. Anayasa'nın 123. maddesi gereğince idare, kendisine kanunla verilmeyen bir yetkiyi kullanarak hakimin yerine geçip hakimin kararlarının yerindeliğini ve hukuka uygunluğunu denetleyemez.”

Soruşturmada en önemli konunun önleme dinlemesi olduğu vurgulanan kararda şu ifadeler kullanıldı:

SUÇU ENGELLEMEK İÇİN...

“Önleme dinlemesi talep formları tek başlarına hüküm ifade etmez, zarar tehlikesi ve hukuki bir sonuç doğurmaz. Önleyici dinlemelerde asıl amaç suçun oluşmadan önce engellenmesi veya istihbarat amaçlı bilgi toplamaktır” ifadesine yer verildi.

BERAATLERİ MUHTEMEL

Polislerin tahliye edilmeleri için tam bir vicdani kanaat oluştuğunu belirtilen kararda, “Şüphelilerin kaçacağına ilişkin somut bulgu yoktur. Şüphelilerin bir kısım suçlardan beraat etmeleri kuvvetle muhtemeldir. Polislerin üzerlerine atılı suçlardan tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesi, ileride telafisi imkansız zararların doğmasına neden olabilir" denildi.

"1 TON EROİN YAKALADIĞIMIZ OPERASYONLA İLGİLİ SUÇLANDIM"

Emniyet Müdürü Memduh Tosun, cezaevi çıkışı şunları söyledi: Suçlandığım evraklardan bir tanesi; biz iki parti şeklinde uluslararası uyuşturucu kaçakçısı bir gruba operasyon yapmışız.

GRUBU TAKİP SUÇ

Bunların içinde 200-300 numara dinlemişiz ve bunların birisinde 600 kilo eroin, İzmir tarihinde ilk, diğer partide aynı grubu 436 kilo eroinle yakalamışız. Buradaki suçlama sen bu grubu takip etmişsin, bunu yaparken bir polis üzerine kayıtlı bir telefon bu grubun içerisinde kullanılmış. Biz bunu fark etmemişiz çünkü bir polis memuru kullanmamış. Bizim başka birini dinleme gibi derdimiz yok diye anlatmaya çalıştık ama yine de ‘Siz kendinizi ispatlamaya çalışın’ dediler.”

Emniyet Müdürü Taner Aydın ise 8 yıl boyunca devletin imkanı ile eğitim aldıklarını belirterek “Devlete borcumuz var. Bu borcu ödemek için yıllarca çalıştık ve çalışmaya devam ediyoruz” dedi.

KOMİSER CEMAL YILMAZ'DAN AİLE SORUSUNA İBRETLİK CEVAP

Gözaltına alınan istihbarat polislerinden Komiser Burak Cemal Yılmaz’ın ifadesinde ‘Özgeçmişinizi ve aile yapınızı kısaca anlatın’ sorusuna çarpıcı bir cevap verdiği ortaya çıktı. Sosyal medyada ‘analar ne evlatlar doğuruyor’ başlığıyla dolaşan ifade şöyle:

“Ailemde babası rüşvetten mahkum olmuş herhangi bir polis, hakim, savcı bulunmamaktadır. Yine ailemde soytarı diye tabir edebileceğimiz kişilerde yoktur. Yine ailemde vatanım milletini herhangi bir menfaat ya da makam karşılığında satan olmamıştı. Aksine ailem beni vatanıma ve milletime zarar gelmesindense ölmemi telkin etmişlerdir. Ben de bunca yıllık yaşamım boyunca etrafımda hep bunları gördüm. Bu şekilde yetiştirildim."


ÜLKEM İÇİN ÖLMEYE HAZIRIM

"Halen de ülkemiz ve vatanımız adına ölmem gerekirse ölmeye hazırım, hapis yatmam gerekirse hapis yatmaya da hazırım. Ben bugüne kadar ücreti peşin ödenen bir kumpasçı, bir memur ya da başkaca deni bir ortaklığın içinde olmadım.”
<< Önceki Haber Bir algı operasyonu daha çöktü Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER