Emniyette fotoğraf çektirdi mi?

Gözaltına alındıktan sonra serbest kalan Eski Hava Kuvvetleri Komutanı İbrahim Fırtına Sabah Gazetesi'nden gazeteci Savaş Ay'a konuştu.

Emniyette fotoğraf çektirdi mi?

Fırtına gözaltındaki günleri anlattı: Kibar ve saygılıydılar. Sabıka kaydı gibi yandan önden fotoğraflar çekmek istediler, karşı çıktım. Diğer komutanlar da çektirmedi Eski Hava Kuvvetleri Komutanı İbrahim Fırtına, Balyoz Soruşturması kapsamında serbest kalıp, Beşiktaş'tan ayrıldığında uzun konvoy oluşturan basın ordusu tarafından uzun süre izlendi. Kent içinde uzun süren takip, paşanın Hava Harp Okulu'na girmesiyle son buldu. Geceyi orada geçirdi. Sabah erken saatlerde ise Ankara'ya, evine doğru yola çıktı. Fırtına Paşa'nın ilk bana "konuşma" sözü vardı. "Çünkü bunu hak ettin" diyordu. A Takımı zamanımda genç kartallarla, yani savaş pilotu olarak yetişen askeri öğrencilerle ilgili programlar yapmış, hava kuvvetlerinin çeşitli filolarından haber ve belgeseller çekip yayınlamıştım. İşte bu hak oradan doğmuştu. Ankara'ya evine döndüğünde telefonla söyleştim onunla. Ama bunun çok daha kapsamlısını birkaç hafta önce ortak bir dostun 40 mevlidi sırasında karşılaştığımızda gerçekleştirmiştim. O zaman, "Konuştuk ama bekle" diye rica etmiş, demişti ki: "Ben onlarca yıl hem asker hem devlet adamı terbiyesiyle yaşadım. Hakkımızda yapılan yakıştırmalara yüce adalet önünde ilk yanıtı vermeden medyaya konuşmuş olmak istemem." Son derece makul bir ricaydı bu kırmayıp zamanını beklemiştim. İşte şimdi zaman o zaman. Yani hem dün sabahın hem de 2-3 hafta öncesinin konuşmalarını sondan başa doğru sunuyorum size: Nedir değerlendirmeniz? İfademde de belirttim. Söz konusu olayın vuku bulduğu tarih itibariyle ben Harp Akademileri Komutanıydım. Dolayısıyla o toplantıda bulunmadım. Harp Akademileri komutanlarının elinde savaş uçağı yoktur. Emrinde savaş pilotu yoktur. Dolayısıyla benim bir plan, bir malzeme teklif ve temin edecek imkânım zaten fizik olarak yoktur. Ayrıca Harp Akademileri doğrudan Genelkurmay Başkanı'na bağlıdır. GÖĞSÜMÜ GERE GERE Emniyet tarafından alınınca ne hissettiniz? Eşim telefonla haber verdiğinde ben GATA'ya diş tedavim için gitmiştim. Tedaviyi yarım bırakıp hemen eve döndüm ve buluştum emniyet görevlileriyle. Aslında bizi alma yetkileri yok ama devletin saygın bir kurumudur orası da. Çok kibar, çok saygılı davrandılar. Arada ufak sohbetlerimiz oldu. Gerilme anları oldu mu hiç? Olmadı sayılır. Sadece bir ara fotoğraflarımızı çekmek istediler. Sabıka kaydı için yandan önden çekilen fotoğraflar gibi hani. Buna kesinlikle karşı çıktım, çektirmedim. Diğer komutanlar da çektirmedi. Ne yiyip içtiniz orada? Normalde diğer gözaltına alınanlar ne yiyip içiyorsa, biz de onu yiyip içtik. Sen bizimle birkaç program yapmıştın. O sıralarda bir F- 16'mız düşmüş, iki pilotumuz şehit olmuştu. Başta ben olmak üzere diğer komutanların ve personelin nasıl derin keder içine düştüğünü, sabahlara kadar uyuyamadığımızı gözlerinle görmüştün. Bu bize defalarca oldu. Benim göğsümü gererek ifade vermemdeki amaç, genelde kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri'ni, özelde kahraman Türk Hava Kuvvetleri'ni her türlü yanlış imajdan sıkıntıdan uzak tutmak içindi. ÇOK KİTAP YAZDIM Telefonunuz sürekli meşgul, sizi zor düşürdüm. Çok arayan, geçmiş olsun diyenimiz var. Yurt dışından da pek çok yabancı komutan arıyor. Ben binbaşıyken Almanya'da, Tuğgeneralken de Washington'da askeri ataşelik yaptım. Akademi komutanıyken Pervez Müşerref, Nazarbayev gibi devlet başkanlarıyla NATO Genel Sekreteri Lord Robertson gibi isimleri ağırladık okulumuzda. Şimdi biraz da o eski dostlardan bu telefon trafiği. nEmekli olduktan sonra kitap yazdığınızı biliyorum. Bir değil çok sayıda kitabım oldu. Seçilen Anılar, Sabiha Gökçen, Göklere Sorun Bizi, İlk Kartallar; Cevheri-Hezarfen ve Hasan Çelebi, Kahire yolları, Hava Şiirleri gibi kitaplarım oldu. Ayrıca yaşayan eski hava kuvvetleri komutanlarımızla da havacılığımızın gelişim süreci üzerine bir video belgesel çektim. Hava fotoğrafçılığınız da vardı. (Gülüyor) Sadece havada değil canım. Yerde de iyi gelir elimizden fotoğrafçılık. Hani senin kadar olmasa da bizim de biraz ustalığımız vardır yani. 5 YILDIR EMEKLİ İBRAHİM Fırtına, 30 Ağustos 1962'de Hava Harp Okulu'ndan, 1964'te Uçuş Okulu'ndan mezun oldu. 1970'e kadar Filo Kol Uçuculuğu yapan Org. Fırtına, 1972'de Hava Harp Akademisi'ni bitirdi. 30 Ağustos 1989'da tuğgeneralliğe, 1993'te tümgeneralliğe, 1997'de korgeneralliğe, 2001'de orgeneralliğe terfi etti. Orgeneral rütbesi ile Harp Akademileri Komutanlığı ve HKK görevinde bulunan Fırtına, 30 Ağustos 2005'te emekliye ayrıldı.
<< Önceki Haber Emniyette fotoğraf çektirdi mi? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER