'Hayır'cıların dilinin altındaki baklalar

Referandum yaklaşırkan hayırcıların şamatasının ardındaki gerçek...

'Hayır'cıların dilinin altındaki baklalar

Referandum yaklaşırken en büyük şamata hayırcılardan geliyor. Tarihin en ilginç koalisyonu hayır cephesinde oluştu: CHP, MHP, BDP, BTP, İmralı, PKK... Bu tuhaf koalisyonun aktörlerini hangi gerekçeler aynı safa itti diye düşünüp biraz empati yapmakta yarar var: E artık nasıl orduda organize olup cunta kuracağız. Kim peşimizden gelir ki? Hangi genç subayı kandırabilir, hangi andıcı uygulamaya koyabiliriz ki! Kim hangi eylem planına artık imza atar? İki cümle etsek sivil mahkemeler darbeye teşebbüsten hatta eksik teşebbüsten yargılar. Onun için referandumda hayır. Eskiden 3-5 ihbar mektubu ile muhaliflerimizi irtica ile suçlayıp kolayca YAŞ’ta ordudan attırıyorduk. Muhalif ve rakiplerimizin yanında binlerce subay astsubayı eşi annesi hatta akrabası başörtülü diye ordudan attırdık. Şimdi ne olacak. Atılanlara yargı yolu açılınca delilsiz ihraç bitecek. İşte bu YAŞ için hazırladığımız ihraç dosyaları elimizde kaldı. İrticacıları (!) atamamaya hayır. 5 kişilik HSYK’dan bir iki üyeyi ayarlayıp Yüksek Yargıda istediğimiz yere gelebiliyorduk. Hatta bazı şehirlerden gelmenin doping etkisi oluyordu. Her şey bir üyeyi tavlamakla mümkündü. Şimdiden sonra mezhepsel ayrıcalıklarımızı da kaybedeceğiz. Herkes yüksek yargıyı ele geçirdiğimizi konuşur oldu. 20 yıldır Seyfi Oktay’la yürüttüğümüz lobi ve kulis faaliyetlerimiz deşifre oldu. HSYK üye sayısının çoğalmasına, bizden başkalarının ve sıradan kürsü hâkimlerinin Yüksek Yargıya seçilmesine hayır. AKP gitsin diye bir savcıyı kafalayıp kapatma davası açtırdık. Az daha da başarıyorduk. Şimdi 20 AYM üyesinden hangi birini tehdit edecek, gri telefonlardan aratıp istediğimiz oyu attıracağız. Yani AKP’yi seçim dışında yollarla alt etme imkânımız bitti. E bu halk da hayatta bize oy vermez. O nedenle halkın aktör olduğu bu tür demokrasiye hayır. Tek sermayemiz ve oy kaynağımız milliyetçilik. Ekonomi, zenginlik falan boş şeyler. PKK yoksa şehit haberleri yoksa kim bize niye oy versin ki. PKK’ya karşı oluşan nefret dalgası bizim tek sörf alanımız. Teröre karşı tek çözümümüz ise silahla ezme. Bu paket silah dışındaki alternatif çözümlere kapı açıyor. ‘Evet’ çıkarsa açılım alevlenir ve terör biter. O zaman biz de biteriz. Bizi bitirecek her şeye hayır. Bu paket askeri vesayeti tamamen bitirebilir. Örgütümüzü canlı tutmamız da ‘gözbebeğimiz’ ordunun silahlı güçle bizi ezmesine bağlı. Biz ezildikçe güçleniyoruz. Sivil iktidar yani AKP halkımızı kandırabilir. Açılım bizi bitirir. Sonunda bu halk beni İmralı’da unutur. Açılıma hayır, bensiz barışa ise iki kere hayır. Referandum sürecindeki eylemlerimiz, bizim kimlerle ittifak içinde olduğumuzu açık etti. Artık Kürt halkı bize inanmıyor. Reşadiye, İskenderun… Samimiyetimiz halkımız arasında sorgulanır oldu. Bunları sandığa gönderirsek kesin ‘evet’ derler. İşi baştan sağlama alalım. Sandığa bile gitmeye hayır. Bu AKP bize kan kusturdu. İhaleler hep yandaşlara gitti. Bunların iktidarında bize ekmek yok. Rant kapılarımız kapandı. Vergi memurlarından nefes alamaz hale geldik. Ticari ayrıcalıklarımızı taşraya kaptırdık. KOBİ, MOBİ… Şişman kedilerdik, cılız sincaplara döndük. İçeriği bizi ilgilendirmez. AKP’yi memnun edecek her şeye hayır. Tamam, kabul bir zaman darbe planladık. Mazeretimiz var, başka işimiz yoktu. Koskoca generalim. Savaş yok, tatbikat yok. Akşama kadar tek işim gazete okumak, internette gezmek. Bu siyasilerden daha iyi yönetiriz ülkeyi. Ekonomiyse bas boyayı al parayı, ihracatsa emret yapsınlar… E yazık değil mi benim gibi bir ulusal değere. Dedik ki bu ülkeyi ve halkı kurtaralım. Bir kışla gibi düzen ve intizam gelsin. Bizim 35. Maddeye göre de zaten korumak ve kollamak bizim işimiz… Şimdi referandum yapıp bizi sivil halkın kanunlarıyla yargılamak istiyorlar. Tabi ki hayır. Bir zaman medya gücümüz vardı. Dediğimiz dedik çaldığımız düdüktü. Devleti çarptıkça çarpar, yedikçe acıkırdık. Oysa yıllardır bırakın çarpmayı yasal yollar bulup vermediğimiz vergiler bile sorun oldu. Yargı bize kol kanat gererken kendimizi sanık sandalyesinde bulduk. Hamal yükü maaş verdiğimiz köşe tetikçileri bile aciz kaldı. Maaşlarının hakkını verip bu iktidarı yıkamadılar. Biz hayır demeyelim de kim hayır desin! AKTİF HABER
<< Önceki Haber 'Hayır'cıların dilinin altındaki baklalar Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER