İhlas, mağdurlarını böyle kandırdı

İhlas... 90'lı yıllarda siyasi ve toplumsal rüzgarın etkisiyle -faiz gibi kazanç kalemlerinden uzak durmak isteyen İslami kesimin- varlıklarını yönlendirmesiyle bir anda büyüyen, gerek yayıncılık, gerekse finans şirketi aracılığıyla adını aldıkları sure-i celile'yi istismar aracına dönüştürdükleri izlenimi veren holding.

İhlas, mağdurlarını böyle kandırdı

1995 yılında 1 milyon lira sermaye ile kurulan İhlas Finans kısa sürede batarak geride, o güne kadar parasını hiç bir finansal enstrümanda değerlendirmemiş, emeklilik ikramiyesini, hac parasını, dişinden tırnağından artırdığı parasını kendilerine teslim eden onbinlerce kişiyi mağdur etti. Üstelik bu batış, şimdilerde benzerini gördüğümüz devlet gücünü ölçüsüz kullanan siyasiler eliyle, 'battı batıyor, zaten batmış' söylemleriyle değil, bizzat şirket yöneticilerinin basiretsizliği, grup içi kurdukları saadet zincirinin batışıyla gerçekleşti. 

TAM BİR HORTUMLAMA HİKAYESİ

Tam 217 bin yatırımcı mağdur oldu. İhlas Finans mağdurlarının verdiği bilgiye göre, şirket batmasının üzerinden geçen 14 senede 75 bin civarında mudisinin parasını da ödemedi. Mağdurlar yıllardır paralarını geri almak için, hem şirketin, hem de adliye merdivenlerinin basamaklarını aşındırdı. Çoğu yıldı, vazgeçti. Bazıları vefat etti. Her şeye rağmen -tuttukları avukatların ücretleri alacaklarına denk olsa bile- inatla hukuk mücadelesini sürdürenler var. 

14 yıldır duydukları, şirketin 'paralarınızı ödeyeceğiz' vaadine ise artık inançları kalmamış. Bir mağdurun ifadesiyle, mağdurla dalga geçmenin bin farklı yolu var...

Dönemin TMSF başkanı Ahmet Ertürk'ün deyimiyle İhlas Finans'ta olan tam anlamıyla bir hortumlamaydı. Ertürk, 'İhlas Finans'ta ödeme zorluğu var, zarar yok. Bu durumun adı hortumlamadır' demişti. SPK ise İhlas Finans'ta olanları Saadet zincirine benzetecekti. 

SPK'nın tespitine göre o dönemin rakamlarına göre 735 trilyon mevduatı bulunan İhlas Finans'ın, bu paranın 724 trilyonunu grup bayilerine aktardığı belirtiliyordu. SPK raporuna göre karşılığı olmadan para aktarılan bayilerle arasında işlem hacmi oluşturan şirket, paraları geri dönmeyince ve bu şekilde karlılık sağlayamayınca kısaca 'yeni kâr oluşturamadığı için' batacaktı.

TABELA ŞİRKET KURNAZLIĞI

İhlas Finans, 'topladığı paraları hiç ödemedi' değil. Olayın sıcaklığıyla bir miktar, bazı mudilere ödeme yapılmış. Ancak iddialara göre büyük miktarda para Ali cengiz oyununa kurban gitmiş. Şirket yöneticileri, kriz döneminde batık finansa yatırılan paraları aklamak için 2000 yılı Nisan-Temmuz ayları arasında çok sayıda tabela şirketi kurdu. Bankanın kapatılacağı duyumları üzerine paralar bu tabela şirketlere teminat alınmadan ticari faaliyet yapılıyor gibi gösterilerek aktarıldı. Sermaye Piyasası Kurulu'nun raporuna göre 753 milyon liralık mevduatın 724 milyon lirası bu yolla ihlas bayilerine paylaştırıldı. Sanayi Bakanlığı'nın raporunda ise 36 firmaya teminatsız 3 ile 5'er milyon dolar fon kullandırıldığı ve paraların İhlas Holding ve İhlas Matbaa AŞ'ye aktarıldığı tespiti yer aldı.

MAĞDURLAR BOŞ VAADLERLE ALDATILDI

10 Şubat 2001 tarihinde İhlas Finans'ın faaliyetleri BDDK tarafından durduruldu. Ancak kriz döneminde batan 22 banka TMSF'ye devredilirken İhlas Finans devredilmedi. Burada BDDK, İhlas'ın tasfiyesinin 29 Mayıs 2001 tarihli Bankalar Kanunu'nda değişiklik yapan 4672 sayılı kanuna göre yapılmadığını belirterek, bu şirketin tasfiye sürecinde BDDK'nın yetki ve sorumluluğu bulunmadığını bildirdi.



Bu vatandaşa  açıkça 'tasfiye kuruluyla temasa geçip paralarınızı kendiniz alın, bu meselede devlet yok, ne haliniz varsa görün' demekti.

Binlerce mudi paralarını geri alabilmek için dava açtı, kurum önüne giderek eylem yaptı. Ancak bunlar da hakları olan paralarını geri almak için yeterli olmadı. Birçok gayrimenkulünü satan Batık Finans her defasında gazete ve televizyon üzerinden 'borçlarımızı ödeyeceğiz', 'gayretlerimiz sürüyor' gibi boş vaatlerle vatandaşı adeta oyaladı.



2001'DE '5 YIL İÇİNDE ÖDEYECEĞİZ' DEDİLER

Tasfiye halindeki Batık İhlas Finans 3 Ağustos 2001 tarihinde yapmış olduğu genel kurulda ödemeleri 5 yıl içerisinde tamamlayacağını vadetti. Üstelik şirket tarafından yapılan açıklamada sakın bizi icraya vermeyin hukuki sonuçlarına(!) katlanırsınız özetle şu cümlelerle veriliyordu: 

''Tasfiye memurları sıra ve eşitlik ilkesine uygun hareket etmek mecburiyetindedir. Bazı mudilerin alacaklarını tahsil için icra takibi yöntemini tercih etmesi mağduriyetlere yol açıyor. Tasfiye Kurulu bu olumsuz durumu önlemek için tüm hukuki girişimlerde bulunmak mecburiyetindedir''  



Aynı tarihlerde Merhum Enver Ören de 'işimin başındayım, paraları ödeyeceğiz' mesajı vermekten geri durmuyordu.
Ancak sonuç yine hayal kırıklığıydı.

5 yılın sonunda şirketin sıkça sorulan sorular kısmında hani 5 yılda ödenecekti sorusuna verilen cevapsa ibretlikti: Ekonomik Kriz. 

Batık İhlas'ın ortakları tasfiyenin takip eden yıllarında da kalan mudilerin paralarını geri ödemedi. 

ALACAKLILAR "TEMLİK SÖZLEŞMESİYLE" SAF DIŞI EDİLDİ

Batık İhlas Finans ortakları alacaklıların baskısından kurtulmak için farklı bir yol daha seçti. Alacaklılar sözleşmeyle, fonların aktarıldığı tabela şirketlerine yönlendirildi. Ancak yapılan sözleşme tamamen hayal kırıklığıydı. Çıkarılan Temlik sözleşmesinin tamamen aldatmaca olduğunu söyleyen mudiler, alacaklıların sermayesi olmayan tabela şirketlere yönlendirildiğini, bir kaç aylık ödemenin ardından ödemelerin tamamen kesildiğini, yapılan sözleşme gereğince mudilere hiçbir hak tanınmadığını söylüyor. Alacaklıların tabela şirketlere yönlendirilmesiyle Batık Finans bu kişilerle ilişiği keserken asıl borçlu İhlas finansın sembolik sayıda kişiye borcunun bulunduğu duyruluyor, moda tabirle algı yönetimi yapılıyordu. 

75 bin mağdurdan sadece küçük bir kısmı İhlas'ın alacaklısı olduğu izlenimi veriliyor, kurumun internet sitesinde verilen rakamlarla, mudilere ödemelerin yapıldığı algısı oluşturuluyor. 

PARA YERİNE FAHİŞ FİYATLA ALIŞVERİŞ

Baskılardan bunalan şirket ödeme yolu olarak bir başka yolu daha önerdi: Bizden Alışveriş yapın.
O dönem alacağı olan mudilere Küçükçekmece'deki VizyonPark ve bir internet sitesi üzerinden alışveriş yapabilecekleri söylendi. Parasından umudunu kesen mudiler en azından o parayla alışveriş yaparız düşüncesiyle mağazaya gitti. 
Ancak Karşılaştıkları manzara karşısında şok oldular. Zira ürünler mudi olduğunu belirten kişilere 'anlaşmamız bu şekilde' denilerek 2 veya 3 katı fiyatlarla satılmak isteniyordu. Benzer durum  satıştaki dairelerde yaşandı. Şirketin yapmış olduğu dairelerinden almak isteyen mudilere dairelerin çok  çok üzerinde meblağlar söylendi. Üstelik mudiler alacağının bir kısmı kabul edilerek borçlandırılmak bile istendi.  

MAHKEME ÖMÜR BOYU BANKACILIKTAN MEN ETTİ

Bütün bunlar olurken BDDK'nın faaliyet durdurma kararının ardından Mücahit Ören'in de aralarında bulunduğu şirket ortakları hakkında dolandırıcılıktan Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde kamu davası açıldı. Yaklaşık 7 yıl süren dava neticesinde sanıklar nitelikli dolandırıcılık ve çıkar amaçlı suç örgütü kurmakla yargılandı. Mahkeme şirket ortaklarını ömür boyu bankacılık yapmaktan men etti.   

"İSTESELER BORÇLARI 1 GÜNDE ÖDERLER"

Alacaklılarına imkanımız yok diyen şirketin internet sitesindeki faaliyet raporlarında vadesinden önce yapılan ödemelerle birlikte alacaklılardan 635 milyon dolar tahsil edildiği belirtiliyor. Şirketin faaliyetlerine dikkat çeken mudiler batık finans için 'aslında şirket ortakları istese 75 bin mudinin 450 milyon dolarlık alacağını bir çırpıda öder" diyor. 

Siz de İhlas Finans mağduruysanız hikayenizi [email protected] adresine yollayarak bize ulaştırabilirsiniz.

YARIN! MAĞDURLAR ANLATIYOR:
''PATRONDUM EMEKLİ AYLIĞIMA MUHTAÇ KALDIM''
''SATTIĞIM GAYRIMENKULUN PARASI 1 AY İÇİNDE SIFIR OLDU''

SAMANYOLUHABER
<< Önceki Haber İhlas, mağdurlarını böyle kandırdı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER