Edirne 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanacak olan sanıkların sayısının fazla olması nedeniyle duruşma, 1. Ağır Ceza Mahkemesi Salonu'nda 09.30'da başladı ve 15.5 saat sürdü. Yargılanan 29 gümrüksüz satış mağazası sahibi ve çalışanından 1'i duruşmaya katılmadı. Mahkeme başkanı, Kapıkule Sınır Kapısı'nda “teşekkül halinde içki ve sigara kaçakçılığı”nı içeren 53 sayfalık iddianameyi 4 saat 10 dakikada okudu. Operasyon çerçevesinde tutuklanan E.G., savunmasında polislerin kendisinden hoşlanmadığını öne sürerek, işinin gümrükte yalnızca meyve satışı yapmak olduğunu söyledi. E.G., “Polisler o kadar bana gıcık ki, annem hacda olsa ben de telefonla onunla konuşsam (annen sigara mı getirecek?) diye beni suçluyorlar. Bana (örgüt üyesi) diyorlar. Ben evimin kalorifer parasını ödeyemiyorum, nasıl örgüt üyesi olurum?” dedi. Ş.B. de, iddianamede geçen telefonun kendisi tarafından satın alındığını ancak kardeşi tarafından kullanıldığını öne sürerek, sahip olduğu 4 çocuğu okutmak için İstanbul'da seyyar ayakkabıcılık yaptığını ve suçsuz olduğunu söyledi. İDDİANAMEYE “MÜFETTİŞ TAVSİYESİ” BENZETMESİ Sanıklardan M.E., M.F.B., H.Ç., S.A. ve C.E.'nin avukatı Hasan Girit de, iddianamenin savcılık iddianamesi olmadığını savunarak, gümrük müfettişlerinin tavsiyelerinden başka birşey olmadığını söyledi. Hukuka aykırı olduğunu savunduğu iddianame dosyasında hiçbir kanıtın olmadığını ve düş gücüne dayandırıldığını öne süren Girit, ayrıca mağazalarda satılan ürünler için Maliye Bakanlığı'nın kestiği fişlerin altında (gümrük hattını geçene kadar alınan mal başka kimseye verilmemeli) biçiminde yazı bulunduğunu ve buradaki insanların kaçakçılık yüzünden suçlanmasının olanaksız olduğunu savunarak, tahliyelerini istedi. Ö.M.'nin avukatı Aydın Uzakça da, olayın kamuoyu ve basına yansıdığı için müvekkilinin 3.5 aydır tutuklu olduğunu belirterek, ”Müvekkilim hakkında sadece telefon kayıtları var. Görüştüğü telefon numaraları da abartılarak yazılmış. Örneğin 8 dakikalık bir özel görüşme, 4'e bölünerek, 4 kez konuşturulmuş gibi gösterilmiştir. Müvekkilim suçsuzdur” dedi. U.K.'nin avukatı Hasan Tahsinkaya ise, suçlamalarda yalnızca telefon kayıtlarının olduğunu, bunu dışında kanıtlanacak birşel bulunmadığını iddia ederek, müvekkilinin daha önce psikolojik tedavi gördüğünü, hapishane ortamının bu durumu kötü etkilediğinden tahliyesini istedi. Tutuklu sanıklardan H.V., M.E.S., O.Ü., U.K., S.A., C.E., M,E., M.E., Ö.Ş., M.F.B., T.B., K.N., Ş.Ö., H.C., M.S., Ş,B., H.A., Ö.M., E.G., E.K., M.E.Ö., C.E., F.Ş. ile tutuksuz sanıklardan B.T., R.O, H.Z ve Ç.K.'nin savunmaları alındı. Tutuksuz sanıklardan R.E.'nin duruşmaya gelmediği davada, tutuksuz sanıklardan O.T., duruşmaya ara verildiği sırada mahkeme salonundan ayrıldı. 4 KİŞİYE TUTUKSUZ YARGILANMAK ÜZERE TAHLİYE Mahkeme başkanı tutuklu sanıklardan, Ö.Ş., H.C., M.S. ve M.E.Ö.'nün tutuksuz yargılanmak üzere tahliyesine karar verdi. Tutuksuz yargılananlardan, ara verilen duruşmada mahkeme salonundan ayrılan O.T. hakkında ise “yakalama kararı” çıkarıldı. İddianamede yer alan Monet ve Vivarini gümrüksüz satış mağazalarının “hesaplarına el konulan tedbirlerin” devamına karar verilen duruşmada ayrıca, nüfus kaydı bulunmadığı belirtilen Ş.B., E.K., C.K. ve F.Ş.'den resmi olarak nüfus kaydı istendi. Kapıkule Sınır Kapısı'nda geçen yıl 5 Aralık'ta yapılan operasyon çerçevesinde Edirne ve İstanbul'da “Teşekkül Halinde İçki ve Sigara Kaçakçılığı” yaptığı iddiasıyla gümrüksüz satış mağazası sahip ve çalışanlarının da aralarında bulunduğu 36'sı tutuklu, 14'ü tutuksuz toplam 50 kişi hakkında adli işlem başlatılmıştı.