Karargah'ta büyük temizlik

Üç numaralı ihbar mektubu: Kaos Planı gibi onlarcası var...

Karargah'ta büyük temizlik

Albay Dursun Çiçek'in ıslak imzasını taşıyan 'millete komplo' planıyla ilgili iddianameden çarpıcı belgeler çıkıyor. Evrakların imha edilmesi için oluşturulan ekipteki bir subayın gönderdiği ihbar mektubu bunlar arasında yer alıyor. 3 No'lu mektupta 'temizlik ve belge imha' operasyonu, ayrıntılarıyla anlatılıyor. Planın hazırlandığı ileri sürülen Bilgi Destek Dairesi'ndeki inceleme sırasında 14 hard diske aceleyle bakıldığı ve şifreli dosyaların açılmadığı vurgulanıyor. 'Ana server'daki araştırmanın da bilgisayarlar silindikten sonra yapıldığı kaydediliyor. Temizlik operasyonu için görevlendirilen Albay Sedat Ö.'nün personel üzerinde baskı kurduğuna dikkat çeken subay, "Dursun Çiçek Albay'ın belgesinin izine rastlamasam da aynı paralelde birçok çalışma yapıldığını gördüm." diyor. Millete komplo kurmayı hedefleyen 'Kaos Planı'nın ortaya çıkmasının ardından Karargâh'ta 'temizlik' yapıldığının tanıklar tarafından itiraf edilmesi, gözleri ihbar mektuplarına çevirdi. Soruşturma sürecinde savcılara meçhul subaylar tarafından gönderilen ihbar mektuplarında 'temizlik ve belge imha' operasyonu ayrıntılı olarak anlatılıyordu. İddianamede yer alan 3 numaralı ihbar mektubu da bunlardan biri. İhbarı yapan subay, kendisinin de temizlik ekibinde olduğunu anlatıyor. "Kurmay Albay Dursun Çiçek ile ilgili Askeri Savcılık'ta yürütülen soruşturma kapsamında Bilgi Destek Daire'nin bilgisayarlarını inceleyen ekipte görev alan birisi olarak incelemenin nasıl gerçekleştirildiğini, gerçeklerin nasıl üzerinin örtülmeye çalışıldığını sizinle paylaşmak istiyorum." cümlesiyle başlayan mektupta, şu ifadeler kullanılıyor: ŞİFRELİ DOSYALAR HİÇ ARANMADI "Bilgi Destek Şube'deki bilgisayarlardan 14 adet hard disk sökülerek incelendi. Acele bir inceleme yaptırılarak bir gün sonra iade edilmesi istendi. 14 adet hard diskin sadece imajlarının alınması bile bu kadar kısa sürede mümkün değildi. Sadece hard disklerdeki dosyalarda kelime taraması yapılarak arama gerçekleştirildi. Bu şekilde yapılan arama ile ne silinmiş dosyalar ne de şifreli dosyalar incelenebildi. Şifreli dosyalar aranmadı ve şifre çözme işlemleri yapılamadı. Herhangi bir şifreli belgenin çözülmesi için bile zamana ihtiyaç vardır. İnceleme sırasında aynı dairede görevli olan Sedat Ö. Albay görevlendirilerek inceleme işlemini gerçekleştiren ast rütbeli personel üzerinde psikolojik baskı oluşturuldu." "Karargâh'ta resmi dosyalar genellikle 'Ana Server' denen dosya sunucuda tutuluyor. Bu sunucudaki dosyaların olaydan 4-5 gün sonra incelendiğini öğrendim. Tabii ki gerekli temizlik yapıldıktan sonra! Karargâh'ta bu tür gizli çalışmalar en az albay düzeyinde personel tarafından kendilerine tahsis edilmiş özel dizüstü bilgisayarlarda (bunların bir kısmı parmak izi ile çalışmaktadır) yapılmaktadır. Bu bilgisayarlara MEBS Başkanlığı'nda görevli personel bile erişim sağlayamamaktadır. Dursun Çiçek Albay'a ait dizüstü bilgisayar ise olaydan ancak 4-­5 gün sonra incelenebilmiştir. 5 gün içinde kayda değer bir şey kaldıysa tabii ki." KAOS PLANI GİBİ ONLARCASI VAR "Bu inceleme işlemleri sırasında bazı dosyalar çok dikkatimi çekti. Bu yüzden kendi olanaklarımla bazı hard disklerden silinmiş dosyaları geri getirmeye çalıştım. Bu şekilde dosya adlarından dikkatimi çekenleri kurtarmaya çalıştım. Kurtarabildiğim dosyaların kopyasını aldım. Bu aramalar sırasında Dursun Çiçek Albay'ın belgesinin izine rastlamasam da aynı paralelde birçok çalışma yapıldığını gördüm. Benden sadece Dursun Albay ile ilgili belgeyi aramam istendiği için korkudan bulduğum diğer belgeler hakkında amirlerime herhangi bir şey bahsetmedim. Ancak lazım olabilir diye bunları sakladım. Ortaya çıkarırsam benim üzerime de gelirler diye bu konu hakkında şimdiye kadar kimseye bilgi vermedim. Ancak söz konusu belgenin gerçek olduğunun ortaya çıkarılmasından sonra bu dosyaların sizin tarafınızdan incelenmesinin daha doğru olacağını düşünerek CD ortamında sizlere gönderiyorum." CD'den Veli Küçük çıktı İhbarcı subay, mektupla birlikte bir adet de CD gönderiyor. CD'yi inceleyen savcılar, önemli bağlantıları deşifre ediyor: "Yapılan dijital incelemede, Cumhuriyet Başsavcılığımızca Ergenekon terör örgütüne yönelik yürütülen soruşturma kapsamında haklarında işlem yapılan Mustafa Hüseyin Buzoğlu, Mustafa Ali Balbay'dan ele geçirilen dijital verilerde bulunan metinlerle aynı mahiyette "BBF için STÖ", "Bilgi Destek Planı", "Soros", "Askerler Yazar" başlıklı belgelerin bulunduğu görülmüştür. CD'de yer alan dosyalar içerisindeki "Andıç, Bilgi Notu, Layika" ve buna benzer evrakları tanzim eden kişilerin tespiti yönünde yapılan çalışmalar sonucunda, Mustafa Oğuz Akçelik isimli şahıs ile Dursun Çiçek arasında 26 Haziran 2007 tarihli bir adet görüşme kaydının bulunduğu, ayrıca E. Metehan Yaşar isimli şahıs ile Veli Küçük arasında toplam 39 görüşme kaydının bulunduğu tespit edilmiştir." Ergenekon aktif, parasal kaynakları kurutulamadı -Ergenekon'un 4. iddianamesinde örgütün hâlâ aktif olduğu aktarılıyor. Savcılık, Ergenekon'un finansal kaynaklarının kurutulamadığı değerlendirmesinde bulunuyor. Kurmay Albay Dursun Çiçek imzalı 'Kaos Belgesi'yle ilgili iddianamede savcıların örgütle ilgili değerlendirmesine geniş yer verilmiş. Dursun Çiçek'in savcılık ifadesinin ardından, 'Delillerin ve hukuki durumunun değerlendirilmesi' bölümünde savcılık, önemli tespitlerde bulunuyor. Buna göre, Ergenekon silahlı terör örgütüne yönelik yürütülen soruşturma kapsamında şüpheli Serdar Öztürk'ün avukatlık bürosunda yapılan aramada el konulan belgeler arasında Dursun Çiçek imzalı 'İrticayla Mücadele Eylem Planı' başlıklı belgenin fotokopisinin ele geçirildiği bildiriliyor. İmzanın Çiçek'e ait olduğunun Adli Tıp, Emniyet ve Jandarma tarafından tespit edildiği belirtiliyor. Örgütün aktif olduğu ise şu ifadelerle aktarılıyor: "Cumhuriyet başsavcılığımızca Ergenekon silahlı terör örgütüne yönelik yürütülen soruşturma kapsamında örgütün deşifre edilerek üyelerinin önemli bir kısmının yakalandığı ve haklarında yasal işlem yapıldığı, herkesçe bilinen bir husustur. Ancak yürütülen tüm soruşturma, ele geçen deliller doğrultusunda düzenlenen iddianameler ve iddianameler sonucu halen İstanbul özel yetkili ağır ceza mahkemelerinde devam eden yargılamalara rağmen örgütün halen tam olarak çökertilemediği ve faaliyetlerine devam ettiği, bu faaliyetlerinin önemli bir kısmının Ergenekon silahlı terör örgütüne karşı yürütülen soruşturmayı engellemek, delillerin ortaya çıkmamasını sağlamak, bir kısmı hukuki görünümlü kılıflar altında çeşitli yöntemlerle ele geçen deliller hakkında kamuoyunda kuşkular oluşturmak, soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcıları ve soruşturma sırasında görev yapan hakimler ve güvenlik güçlerini çeşitli yöntemlerle görev yapamaz hale getirmek biçiminde ortaya çıktığı görülmektedir. Yine örgütün henüz deşifre edilemeyen üyeleri ve yapısının diğer taraftan örgütün amaçları doğrultusunda faaliyetlerine devam ettikleri ve örgütün finans kaynaklarının tam olarak kurutulamadığı, soruşturma sırasında ele geçen delillerden anlaşılmaktadır. Bu hususlar Ergenekon silahlı terör örgütünün yapısının karmaşıklığını ve derinliğini ortaya koymakta, ülkemizin bu terör örgütü nedeniyle maruz kaldığı tehlikenin büyüklüğünü gözler önüne sermektedir." İmza yalanı belgelerle çürüdü İddianamede, hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen Kurmay Albay Dursun Çiçek'in görev yaptığı birimde ıslak imzalı belgede kullandığının dışında farklı imza kullanmadığı belirtildi. Çiçek'in, belgede yer alan imzanın benzerini son 3 yıldır kullanmadığı savunması çürüdü. Savcılar, sorgu sırasında 2009 tarihli göreviyle ilgili üç farklı belgede aynı imzayı kullandığına dair belgeleri Çiçek'in önüne koydu. İddianamede, Kaos Belgesi'ne geniş yer ayrıldı. Buna göre, savcılar, Çiçek'e askeri savcılıkta neden farklı imza kullandığını sordu. Çiçek, söz konusu belgeyi ilk kez basında gördüğünü, belgenin imza blokları ve diğer hususlar açısından kendilerinin yazışma kurallarına uymadığını öne sürdü. Belgedeki imzanın kendisine ait olmadığını söyledi. Bu imzanın benzerini 1980 yılında göreve başladığı tarihten yaklaşık 3 yıl öncesine kadar kullandığını, yaklaşık 3 yıldır farklı bir imza kullandığını belirtti. Çiçek, askerî savcılıkta attığı imzayı yaklaşık 3 yıldır kullandığını iddia etti. Ancak savcılar, Çiçek'in ıslak imzalı belge yayınlanana kadar benzer imzayı pek çok kez kullandığını tespit etti. Çiçek'i 3.3.2009 tarihli tebliğ tebellüğ belgesi, 8.4.2009 tarihli "Dağıtım Kısmına Yazılmıştır" başlıklı belge ile 15.5.2009 tarihli "Bilgi Destek Okul Komutanlığı'na" başlıklı belgelerde yer alan imzaların söz konusu belgedeki imzalarla benzer mahiyette olduğunu vurguladı. Savcıların ifadesindeki çelişkiyi sormaları üzerine Çiçek, kendi imzasının başkalarının eline geçip kullanıldığı şüphesi sebebiyle askerî savcılığa farklı imza attığını söyledi. Çiçek, imza örnekleri karşısında, "Her ne kadar 3 yıl önce bu imzayı kullandığımı söylediysem de sehven bu sözleri kullandım." demekle yetindi. METİN ARSLAN ANKARA Göktaş'a cezaevinde operasyon planlanmış -Kirli eylem planıyla ilgili iddianamede yer alan bilgilere göre, Ergenekon sanıklarından Albay Levent Göktaş'ın Silivri Cezaevi'nden kaçırılması planlanmış. Ocak 2009'da yapılan operasyon sonucunda tutuklanan Göktaş'ın avukatı emekli Üsteğmen Serdar Öztürk'ün Beşiktaş'taki ofisinde ele geçirilen planda, Göktaş'ın kaçırılması için Silivri Cezaevi'nde görevli olan bir askerî yetkilinin ayarlanmaya çalışıldığı ve bu amaçla bir gardiyana 10-15 bin dolar para verilmesinin planlandığı belirlendi. Ergenekon kapsamında kendisi de tutuklanan Öztürk'ün Beşiktaş'taki ofisinde yapılan aramada, işyerindeki çöp kutusu içinde parçalanmış halde bir plan bulunmuştu. İddianameye giren bu bilgi notunda Albay Levent Göktaş'ın kaçırılma planında sanık Şener Eruygur'un avukatı Filiz Esen ile bir yüzbaşı çözümün adresi olarak gösteriliyor. Plana ait bilgiler iddianamede şu şekilde yer alıyor: "Hikmet'e... gardiyana 1.000 TL verilecek.... J.Yzb... den alçak (eğer ayarlanırsa)... Serdar'a söylicem. Serdar... Filiz'e gitcek bu iş için. Gardiyan, jandarma, 112, çapa, gata. J.Yzb. Mustafa'dan haberim yok. Yarın Serdar Nihat'ı götürsün. Nihat açık açık Filiz'e sorsun ne verelim diye. Bu iş için herhalde 10-15 bin dolar yeterli, sende yoksa Orhan'dan, olmadı M. Kurt'tan alalım. Borç olsun lütfen hastane işini yapalım, ölcem. Yüzbaşı ayarlansa hiç problem olmaz J. Yrb. Hasan için de eğer gerekliyse yaparız diyelim. Yani çözüm Yzb. ve Av. Filiz'de... Safha safha plan lazım gardiyan jandarma- 112 acil-çapa-gata..." İsmail Çıtak İstanbul 'Islak' imzaya Dursun Çiçek önlemi -Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), mesaj ve evrak dağıtımını bilgisayarlı ağ üzerinden kriptolu sistemle gerçekleştirmeye hazırlanıyor. Cumhuriyet gazetesi dün sayfalarına ilginç bir haberi taşıdı. 'Islak' yerine 'elektronik imza' başlığıyla verilen habere göre, Mesaj ve Evrak Dağıtım Sistemi (MEDAS) olarak bilinen projenin tamamlanmasıyla, 'ıslak imza' yerine 'elektronik imza' kullanılacak. Koç Sistem tarafından yürütülen proje kapsamında bütün yazışmalar, mesaj ve evrak dağıtımı tek merkezden kontrol edilecek. Sisteme dışarıdan müdahale edilmemesi için bütün işlemler kriptolu olarak gerçekleştirilecek. Yetkisiz kişilerin girmesinin de engelleneceği sisteme kimin ne zaman girdiği ve yaptığı bütün işlemler kayıt altına alınacak. Kurulan sistemde aynı zamanda 'kötü niyetli belge paylaşımı ve dosya değişikliği' engellenecek. Sistemin korsan yazılımlara ve dışarıdan saldırılara karşı da üst düzeyde korunaklı olması planlanıyor. ZAMAN
<< Önceki Haber Karargah'ta büyük temizlik Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER