Meclis’e ilk sunulduğunda 61 madde olan tasarı, alt komisyonda eklenenlerle 106’ya çıktı, yeni önergelerle 139’a çıkması bekleniyor. Dünkü görüşmelerde Risale-i Nur gibi eserlerin basım izni tamamen Bakanlar Kurulu’na verildi. Memurların iş güvencesini elinden alacak madde, askerler için de geçerli olacak. MEB ve ÖSYM’nin merkezî sınavlarıyla ilgili mahkemeler yürütmeyi durdurma kararı veremeyecek.

‘Torba yasa’ gittikçe genişliyor. Meclis’e ilk sunulduğunda 61 madde olan yasa sayısı, alt komisyonda eklenenlerle 106’ya çıktı. Rakamın, komisyonda yeni ekleneceklerle birlikte 139’a çıkması bekleniyor.

Zaman Gazetesi'nin haberine göre, tasarıda yer alan ve 3 milyon memurun iş güvencesini elinden alacak madde, askerler için de geçerli olacak. AKP’nin verdiği önerge ile Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu’na da, görevden alınan kamu görevlilerinin mahkeme kararı olsa bile görevlerine geri dönemeyeceklerine dair madde aynen eklenecek. Buna göre mahkeme kararı olsa da bu kişiler eski görevlerine değil, ‘uygun başka kadroya’ atanacak. Asker kişiler hakkında yapılan bu tür idari tasarruflar, telafisi güç veya imkansız zararlar doğurmayacak. Asker kişiler hakkında verilen mahkeme kararlarını yerine getirmeyenler hakkında ceza soruşturması ve kovuşturması yapılamayacak. Yani görevden alınan bir asker kişi hakkında mahkeme kararını uygulamamak suç olmaktan çıkacak.  CHP Denizli Milletvekili Adnan Keskin, söz konusu uygulamaya sert tepki gösterdi. Keskin,  “Hukukun evrensel kurallarını ayaklar altına alırsanız bırakınız idarenin birlik bütünlüğünü, toplumun içine çıkamayacak duruma gelirsiniz. Hukuku ayaklar altına alırsanız, başkalarının da başka hakları kullanması gündeme gelir. Bu lafın özellikle altını çiziyorum; bir ülkede anayasanın rafa kaldırılmasının, insanlara hangi hakları tanıdığını dünyanın her tarafında insanlar bilir. Demokrasinin siyasal ve sosyal bütünlüğünü yok sayacaksınız, hukuku adaleti eşitliği özgürlüğü azınlıkların haklarını budayacaksınız, kuvvetler ayrılığı ilkesini işlemez hale getirip, yargıyı yürütmenin tasarrufu altına sokacaksınız, demokrasi pınarını seçim sürecine indirgeyeceksiniz!  Eğer böyle bir yaklaşımın içine girecekseniz, çelişkilerden tutarsızlıklardan kendinizi kurtaramazsınız. Adaletsizlik, haksızlık, hukuksuzluk, şiddet ötekileştirme siyaset yönteminiz olur. Kin, kibir, öfke, hakaret siyasi üslubunuz haline gelir. Günümüz Türkiye’sinde devlet krizi yaşanmaktadır. Siyasal iktidar krizi değil, devlet krizi yaşanmaktadır. Hangi demokratik bir ülkede, yargı kararlarını dinlemeyen bir güvenlik gücü vardır? Güvenlik güçleri yargı kararlarını yerine getirmiyor. Böyle kepazelik olur mu?”

Askere bunu yapmayın, bu madde anayasaya aykırıdır

CHP Ankara Milletvekili İzzet Çetin ise “Silahlı kuvvetler personeline bu garabeti getirmeyin. Kendi içindeki hesaplaşmayı nerde yaparsanız yapın. Askeri feda etmeyin. Bir hafta önce ‘TSK’da paralel yapı yok.’ diyeceksiniz, bir hafta sonra bakın askerler için aynı maddeyi getireceksiniz. Bu faşizmdir, bunu getiren de faşisttir. Asker ve memurlar için getirilen maddelerle rejim değiştiriyorsunuz. Anayasa’ya aykırıdır.” dedi.

    Öte yandan hazırlanan önergeye göre MEB ve ÖSYM tarafından yapılan merkezî sınavlar hakkında açılan davalarda süreler sınırlanıyor. Buna göre sınavlarla ilgili dava açma süresi sadece 7 gün olacak. İlk inceleme de 7 gün içinde yapılacak ve savunmaya 5 gün süre verilecek. Bu davalar dosyanın tamamlanmasının ardından en geç 15 gün içinde karara bağlanacak. Karara itiraz edilmesi halinde de temyiz istemi en geç 15 gün içinde karara bağlanacak. Mahkemeler sınavlarla ilgili yürütmeyi durdurma kararı veremeyecek. En son önceki gün TEOG sınavlarıyla ilgili mahkeme yürütmeyi durdurma kararı vermişti.

Devlet, Risale-i Nurların basımını tekeline alıyor

İhdas edilen yeni maddelerden biri de Risale-i Nur eserlerinin basımının devlet tekeline alınmasını öngörüyor. Yozgat Milletvekili Ertuğrul Sosyal verdiği önergeyle, 5864 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 47. maddesinde değişikliğe gidildi. Değişiklikle Risale-i Nur gibi eserlerin, basım izni tamamen Bakanlar Kurulu’na verildi. Önergenin gerekçesinde, “Ülkemizde memleket kültürü bakımından önem arz eden bazı eserlerde, eser sahibinin mirasçılarının tespitinde güçlükler yaşandığı da göz önünde bulundurularak, bu eserlerin topluma ulaşımının yaygınlaştırılması ve bu suretle ülkemiz kültür hayatına katkı sağlanması amaçlarıyla maddede değişiklik yapılmıştır. Yapılan değişiklikle, kamuya mal edilecek eserlerinin sahiplerinin vefat etmiş olması koşulu getirilmiş; ayrıca eserin topluma ulaşmasını sağlayacak şekilde yayınlanması zorunluluğu öngörülmüştür.” açıklaması yer aldı.

Çözüm süreci paketinin görüşmeleri gergin başladı

TBMM İçişleri Komisyonu, ‘Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair’ kanun tasarısının görüşmelerine başladı. Gergin geçen toplantı, MHP ile HDP’nin atışmasına sahne oldu.

MHP Grup Başkan Vekili Oktay Vural, tasarıyı, “Terör tehdidi ile komisyon toplanamaz.” sözleriyle eleştirdi. MHP Konya Milletvekili Faruk Bal da, Güneydoğu’da anayasal ihlallerin yapıldığını, buna da hükümetin göz yumduğunu anlattı. Bölgede terör örgütünün yol kestiğini, vergi aldığını, mahkeme kurduğunu, kimlik kontrolü yaptığını hatırlattı. Bal, “Bu 4 unsur devlet kurmak demektir. Orada anayasal ihlaller yapılıyor. Hükümet buna göz yumuyor. Hükümet burada paçasını kurtarıyor.” dedi. Tasarıda anayasal aykırılıklar olduğunu belirten Bal, iktidarın anayasal suç işlediğini anlattı.

MHP Grup Başkan Vekili Yusuf Halaçoğlu da tasarının Kürtlerin sorunlarını giderecek bir nitelik taşımadığını belirtti. Bu tasarıyla Meclis’in devre dışı bırakıldığını söyledi. Tasarının iyi niyetle hazırlanmadığını ve PKK’nın istekleri doğrultusunda kararlar alınacağını ifade eden Halaçoğlu, elastik kelimeler kullanıldığını ve bu şekliyle özerklik dahil her türlü hakkın verilebileceğini dikkat çekti. AKP’li üyelere şu soruları yöneltti: “Özerklik verecek misiniz; bununla ilgili karar mı alacaksınız? Eğitim diliyle ilgili mi bir karar alacaksınız? Çözüm adı altında bölünmeye giden yolun açılması söz konusudur.”

 CHP Grup Başkan Vekili Akif Hamzaçebi, hükümetin sorunun çözümü konusunda izlediği yolun son derece tutarsız, çelişkilerle dolu ve güven vermeyen bir tutum olduğunu ifade etti. Şimdiye kadar MİT kanalıyla ve milletten gizlenen bir sürecin yürütüldüğünü belirten Hamzaçebi, tasarının somut bir düzenleme ve adım görmediğini ve bunun yanlış olduğunu vurguladı. HDP Grup Başkan Vekili Pervin Buldan ise yüzyıllık bir meselenin çözümü için bunun ilk adım olduğunu söyledi. Tasarının içeriğinin çok iyi olduğunu ancak ismine itirazları bulunduğunu dile getiren Buldan, yaşanılanların terörizm ile ifade edilmesinin ahlaki olmadığını savundu.