Tehlike yanı başımızda mı?

Son dönemde tüyler ürperten cinayet olaylarında büyük artış yaşanıyor.

Tehlike yanı başımızda mı?

Akraba cinayetlerinin sebebi ahlakî aşınma ve merhametsizlik Toplum vicdanını yaralayan vakaların altından akraba ilişkilerinin çıkması insanı daha da düşündürüyor. Öldürdükleri yakınlarının cenaze törenlerine giderek gözyaşı döken suçluların soğukkanlılığı ise izleyenlerin kanını donduruyor. En çok güvenilmesi gereken yakını tarafından acımasızca öldürülen mağdurların dramı akrabalık ilişkilerinin yara almasına sebep oluyor. Uzmanlar, yaşanan vahşeti temel ahlaki değerlerdeki zayıflığa bağlıyor. Ahlaki aşınmanın bazı insanları en yakınına bile merhamet edemez hale getirdiğine dikkat çeken uzmanlar, bu ortamın insanların ruh sağlığını temelden sarstığını düşünüyor. Psikiyatrist Prof. Dr. Kemal Sayar, insanların kötü örneklere bakarak ilişkilerine yön vermemesi gerektiğini söylüyor. Aksine ilişkilerimizi daha sıcak hale getirmemizi tavsiye ederek, "Çünkü hiç kimse yabancılaşmadığı, sevdiği ve değer verdiği insana zarar veremez." diyor. Küçükçekmece'de boğularak öldürüldükten sonra cesetleri yakılmış halde bulunan Mehmet (12) ve Emre Kavaklı (11) kardeşlerin, akrabaları tarafından öldürüldüğü ortaya çıktı. Kars'ın Digor ilçesinde 27 Ağustos'ta kaybolan ve 66 gün sonra cesedi bir çuval içinde bulunan 4 yaşındaki Rojhat Erkmen'in katilinin 16 yaşındaki akrabası Y.E. olduğu anlaşıldı. Kasım ayının başında 11 yaşındaki Sabire Akçakaya'yı boğarak öldürdükten sonra bıçakla 7 parçaya ayıran katil de yengesi Yeter Akçakaya idi. Cani kadının 1 yıl önce kaybolduğu ileri sürülen 24 yaşındaki öz kızını da öldürmüş olabileceği ihtimali üzerine evinin bahçesinde köpeklerle arama yapıldı. Geçtiğimiz Ramazan Bayramı'nda bebeğinin gözleri önünde 7 yerinden bıçaklanan Esma Turgut'un, eltisi tarafından öldürülmek istendiği belirlendi. Geçen ay hapsedilerek akıl almaz işkencelere maruz kalan 'Hacı Sayid Baklavaları'nın sahibi Mehmet Dinçerler'i (56) de yine kan bağı olan akrabasının kaçırdığı gün yüzüne çıktı. Arka arkaya yaşanan bu vahşi cinayetler ister istemez 'Tehlike yanı başımızda mı?' sorusunu gündeme getirdi. Psikiyatrist Kemal Sayar, ahlaki aşınmanın insanları akrabasına bile merhamet edemez hale getirdiğine işaret ederek, "Kişi öyle bir hâle geldi ki, en yakınıma bile güvenirsem zarar görürüm endişesi taşıyor. Bu, insanlığın geldiği en kötü nokta." diye konuşuyor. İnsan ilişkilerinde ciddi yıpranmalar olduğunu anlatan Sayar, sözlerini şöyle sürdürüyor: "İtimatsızlık ve güvensizlik artıyor. İnsanlar dış dünyayla ilişkilerini en aza indirerek kendi evlerinin içine çekiliyor. Bu da ruh sağlığını olumsuz yönde etkileyerek endişe ve panikatak hastalıklarını artırıyor. Hâlbuki insanın güvenmeye, sevmeye ve sevilmeye ihtiyacı var." Psikiyatrist Hasan Sezeroğlu ise akrabaya güvenmemenin en çok kişinin kendisine zarar vereceğini belirtiyor. Toplum içinde aktarılan 'babana bile güvenme' sözünün çok yanlış olduğuna işaret eden Sezeroğlu, şunları söylüyor: "Tedbirli olmak abartılmamalı. 'Ama ben akrabama da güvenmeyeceksem kime güveneceğim?' şeklindeki düşünceler, insanları içe kapatır ve paranoyak yapar. Akrabalık ilişkilerimizi olabildiğince sıcak tutup geliştirmeliyiz." 'Biriken öç alma ve kin vahşete yol açabiliyor' İnsanları vahşete iten nedenler de sorgulanması gereken başka bir konu. Bu akıl almaz cinayet ve yaralama olaylarının ardında yatan sebepler sanıkların ifadesine göre para, kıskançlık ve intikam almak. Ancak psikolog Aslıhan Tokgöz, bu sebeplerin görünen neden olduğunu söylüyor. Gerçekte bu kişilerin ruh sağlığının normal algılanmaması gerektiğini vurgulayan Tokgöz, şunları kaydediyor: "Hepsinin nedenleri farklı olmakla beraber bu kişilerin ortak özelliği, şiddete yatkın karakterler taşımaları. Bu kişiler çocukluklarının bir bölümünde mutlaka şiddete maruz kalmış ya da şiddetin normal kabul edildiği bir ortamda büyümüşlerdir. Bu durum özellikle vahşice işlenen cinayetlerde daha görünür oluyor. Katilin akrabasını öldürmekle kalmayıp bir de cesedine zarar vermesi bunun en önemli kanıtı. Ayrıca bazı insanlar, kendilerine zarar veren ya da üzen insanlara karşı aşırı kin besliyor ve yaşadıklarını yıllar geçse de unutmuyor. İçlerinde biriktirdikleri öç alma ve kin duygusunu cinayet şeklinde gün yüzüne çıkartabiliyorlar."
<< Önceki Haber Tehlike yanı başımızda mı? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER