'Türkiye'de yurt dışı dinlemelerini yapabilecek tek kurum MİT'tir'

Bugün Gazetesi yazarı Adem Yavuz Arslan, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin yaşa dışı kaydedilmiş telefon konuşmaları ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

'Türkiye'de yurt dışı dinlemelerini yapabilecek tek kurum MİT'tir'

"Amerika'da, arayan kişinin de Türkiye'de olduğu düşünülürse 'kayıt yapan kurum' hakkında ipuçları yakalamak mümkün. Çünkü Türkiye'de bu tür dinleme yapabilecek tek kurum devletin istihbarat kuruluşu" diyen Adem Yavuz Arslan, "TİB'in başına MİT'ten bir yönetici atandıktan hemen sonra çıkan bazı haberler 'acaba servis mi var' sorusunu akla getirdi. Çünkü Hocaefendi'nin yayınlanan telefonunda yer alan bazı hususlar iktidara yakın gazeteler/gazetecilerce bir süredir dillendiriliyordu" dedi.

Hocaefendi'nin 28 Şubat döneminde de Savcı Nuh Mete Yüksel tarafından dinletildiğine dikkat çeken  Arslan, "Ama en azından o zaman mahkeme kararı alınmıştı. 28 Şubat şartlarında bile buna riayet edilirken, 'ileri demokrasi' iddiasında olan bir hükümet döneminde haksız hukuksuz işler pervasızca yapılabiliyor. Tehlikenin farkında mısınız?" diyerek yazısını noktaladı.

İşte o yazı...

Gülen'i kim dinledi ya da kumpasın ipuçları

'Asrın telekulak skandalı'na geçmeden önce TBMM'nin dününe dair birkaç gözlem paylaşmakta fayda var.Normal şartlarda seçime 2.5 ay kala siyasi partilerin adayları ve vaatleri konuşması gerekirdi.

Ancak Meclis'te gün boyu yolsuzluklar ve HSYK başta olmak üzere hükümetin adımları konuşuldu.

Muhalefet hükümeti 'yolsuzlukların üzerini örtmek ve HSYK'yı doğrudan kendine bağlamakla' itham ederken hükümet 'yolsuzluk üzerinden iktidara darbe girişimi' olduğunu iddia etti.

Başbakan'ın konuşması birkaç açıdan dikkat çekiciydi.

Birincisi; Erdoğan'ın bugüne kadar izlediğim en sert konuşmasıydı. İfadelerinin bir kurgusu vardı ve 'hedefleri' hakkında ipuçları barındırıyordu. 

Defaatle "örgüt, çete, cunta, işbirlikçi/hain" ifadelerini kullanan Erdoğan bir adım daha atarak Camia'yı 'Haşhaşiler'e benzetti.

İkincisi; her ne kadar salona getirilen taraftar grupları sloganlarla ortamı hareketlendirmek istese de AK Parti grubunu hiç bu kadar moralsiz görmemiştim.

Gelelim Asrın telekulak skandalına...

Malum olduğu üzere Fethullah Gülen Hocaefendi'nin yasa dışı kaydedilmiş telefon konuşmaları internete düştü. 
 
Yurtdışı dinleme yeteneği tek kurumda var
 
Şu ana kadar 3 ses kaydı yayınlandı.

Kayıtlarda, Amerika'da bulunan Fethullah Gülen ile Türkiye'den arayan bir kişinin konuşmaları var.İçeriğe geçmeden önce birkaç noktayı vurgulamak lazım.

Öncelikle burada çok sayıda anayasal suç aynı anda işleniyor. Sonuçta haberleşmenin gizliliği ve kişisel verilerin korunması anayasal güvence altında.Hocaefendi'nin Amerika'da, arayan kişinin de Türkiye'de olduğu düşünülürse 'kayıt yapan kurum' hakkında ipuçları yakalamak mümkün.

Çünkü Türkiye'de bu tür dinleme yapabilecek tek kurum devletin istihbarat kuruluşu. 

Yani söz konusu altyapı sadece MİT'te var.

Öte yandan, TİB'in başına MİT'ten bir yönetici atandıktan hemen sonra çıkan bazı haberler 'acaba servis mi var' sorusunu akla getirdi.

Çünkü Hocaefendi'nin yayınlanan telefonunda yer alan bazı hususlar iktidara yakın gazeteler/gazetecilerce bir süredir dillendiriliyordu.

Bu da Gülen'in illegal dinlenip arşivlendiğini, montajlanarak belli çevrelere servis edildiğini gösteriyor.Kumpas ile ilgili bir başka delil de şu: Malum olduğu üzere AK Parti'nin bir sosyal medya timi var.

Hatta sayı hayli kalabalık.

Bazı hesaplar ise özellikle vekil ve bakanlarca takip/retweet edilmesiyle meşhur.

İşte o hesaplar Hocaefendi'nin kayıtlarını sosyal medyada yaydı.

Yani herhangi bir istihbarat bilgisine sahip olmasanız bile 'kumpasın adresini' görmek mümkün.
 
28 Şubat'ta da Nuh Mete Yüksel dinletmişti
 
Dikkat çeken noktalardan birisi de şu: Önceki gün sabah saatlerinde yine sosyal medya aracılığı ile Paris'te PKK'lı 3 kadının öldürüldüğü olayla ilgili kayıtlar yayınlandı.Kayıtlarda tetikçi Ömer Güney'in, istihbarat elemanı olduğu iddia edilen iki kişiyle cinayet hakkında konuşmaları vardı.

'Camianın sızdırdığı' imajı verilen bu kayıttan sonra akşam da direkt Hocaefendi'yi hedef alan bir görüşmenin dağıtılması oynanan oyun hakkında önemli bir ipucu. Bununla birlikte Hocaefendi'nin konuşmalarında suç unsuru olacak bir şey yok.

İş dünyası ile alakalı bir STK'nın yöneticisi, sevip saydığı Fethullah Gülen'e faaliyetleri hakkında bilgi veriyor. 

Hükümete yakın çevrelerin büyük bir coşkuyla sahiplendikleri kayıt aslında bir başka skandalın delili.İktidar eliyle Bank Asya'nın batırılmaya çalışıldığı, kamu kurumlarının paralarını çekmesi yönünde siyasi baskı olduğu görüldü.

Öte yandan Bakan Efkan Ala'nın söylediği ama hâlâ belgesini ortaya koyamadığı 'dolar spekülasyonu ve haksız kazanç' iddiasının da temelsiz olduğu bir kez daha teyit edildi. 
Bırakın haksız kazancı, banka zor kurtarılmış. Özetle, bugün yaşadığımız telekulak skandalı, devletteki 'gerçek paralel yapının' kimler olduğunu, nasıl çalıştıklarını ve amaçlarını ortaya koyması açısından ibret verici.

Eğer Fethullah Gülen Hocaefendi'yi dinleyip, arşivleyip yandaşlarına servis ederek kara propaganda yapanlar, yargıya hesap vermeyecekse kimse bu ülkenin bir hukuk devleti olduğunu iddia etmesin.Hocaefendi, 28 Şubat döneminde de Savcı Nuh Mete Yüksel tarafından dinletilmişti.

Ama en azından o zaman mahkeme kararı alınmıştı.28 Şubat şartlarında bile buna riayet edilirken, 'ileri demokrasi' iddiasında olan bir hükümet döneminde haksız hukuksuz işler pervasızca yapılabiliyor. 

Tehlikenin farkında mısınız?
<< Önceki Haber 'Türkiye'de yurt dışı dinlemelerini yapabilecek tek... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER