'Utanç kararı'na SERT TEPKİLER

Dışişleri Bakanlığı, Fransız meclisinde sözde Ermeni soykırımıyla ilgili yasa teklifinin kabul edilmesiyle, Türkiye-Fransa ilişkilerinin ağır darbe aldığını bildirdi.

'Utanç kararı'na SERT TEPKİLER

Bakanlıktan yapılan açıklamada, "Uzun bir geçmişe dayanan ve asırlar boyunca özenle geliştirilen Türkiye-Fransa ilişkileri, izledikleri politikaların sonuçlarını görmekten uzak bir kısım Fransız siyasetçinin asılsız iddialara dayanan sorumsuz girişimleri sonucu, bugün ağır bir darbe almıştır" denildi. Açıklamada şunlar kaydedildi: "Tarafımızdan uzun bir süredir en üst düzeyde seferber edilen ve Fransa'da yerleşik vatandaşlarımız, sivil toplum örgütlerimiz ve iş çevreleri ile ele ele sürdürülen tüm diplomatik ve parlamenter girişimlere karşın, Sosyalist Parti tarafından geçtiğimiz mayıs ayında Fransız Ulusal Meclisine sunularak sonuçsuz kalmasının ardından, bu kere 12 Ekim 2006 tarihinde tekrar gündeme taşınan asılsız Ermeni soykırımının inkarını ağır cezai yaptırıma bağlayan yasa tasarısının Meclis Genel Kurulunda kabulü derin esefle karşılanmıştır." TBMM Başkanı Bülent Arınç, Fransız Ulusal Meclisinin kararıyla ilgili olarak, ''Utanç verecek bir karardır. Türk milletine karşı hasmane bir tutumdur. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir' değerlendirmesinde bulundu. Arınç, sonucun bu şekilde çıkabileceği konusunda herkesin beklentisi olduğunu bildirerek, ''Utanç verecek karardır. Bu, Türk milletine karşı hasmane bir tutumdur. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir. Türk halkının temsil yeri olan TBMM'de, Fransa Parlamentosunun aldığı veya alacağı bu kararı, üzüntüyle ve esefle karşıladığımızı ifade etmek istiyorum'' dedi. Geçen aylarda gündeme gelen teklifin ertelendiğini hatırlatan Arınç, ancak Fransız Sosyalist Partisi'nin inisiyatifinde getirilen yasa teklifinin kabul edileceğinin görüldüğünü anlattı. ''Bu, öncelikle 3. bir ülke hakkında parlamentoların tarihte kalmış olaylar konusunda karar almasıdır. Külliyen yanlıştır'' diyen Arınç, tartışmalı bir konu üzerinde bir parlamentonun başka bir ülkenin halkı için suçlayıcı karar alamayacağını, alması halinde ise bağlayıcı olamayacağını vurguladı. ''DÜNYA YÜZÜNDE GÖRÜLMEDİ'' Böyle bir kanunun dünya yüzünde bugüne kadar görülmediğini belirten Arınç, şunları kaydetti: ''Özgürlüğün ifade edildiği ya da beşiği sayılan bir ülkede, böylesine bir karar alınması hele hele böyle bir kanunun sadece iç politika hedefleriyle gündeme gelmesi, yani yaklaşan seçimlerde belli bir etnik unsurun oylarına yönelik bir politika olarak kabul edilmesi, çok acı ve çok acınacak bir olaydır. Fikir ve ifade özgürlüğüne tamamen zıt bir karardır. 'Ermeni soykırımı vardır' diyen ile 'Ermeni soykırımı yapılmamıştır, bu sözde bir Ermeni soykırımıdır' diyenlerin aynı özgürlükten istifade etmeleri gerekir. Bir tarafıyla 'vardır' diyeni kabul ederken, 'yoktur' diyene ceza öngören bir kanun teklifinin kabul edilmesi, birilerinin benzetmesiyle, akıl tutulması olarak benzetmesiyle ama gerçekten fikir, düşünce ve ifade özgürlüğüne vurulmuş büyük bir darbe olarak görüyoruz.'' ''İLİŞKİLERİ ZEDELEYECEK DAVRANIŞ...'' Arınç, Türkiye ile Fransa arasındaki ilişkilerin çok eskiye dayandığını, Tanzimat'tan bu yana Türkiye'nin siyasi, ekonomik, sosyal hayatında, yaşadığı değişim ve dönüşümlerinde Fransa'nın etkisinin büyük olduğunu söyledi. Fransa'dan örnek alınan bazı kurumlarla Cumhuriyet'in temel kurumları olarak onlara bir fonksiyon verildiğine işaret eden Arınç, ''Ama ne yazık ki Fransa, bu ve buna benzer davranışlarıyla Türk halkında büyük bir tepki meydana getirmekte ve bu ilişkilerimizi toptan zedeleyecek davranış içine girmektedir'' dedi. Yasa teklifinin yeniden gündeme geleceğinin görülmesinin ardından milletvekillerini Fransa'ya gönderdiklerini hatırlatan Arınç, temaslar sonucunda girişimden vazgeçilebilir mi çalışmasının yapıldığını, halen bazı milletvekillerinin Fransız Parlamentosundaki görüşmeleri yakından izlediğini söyledi. ''ÜZÜLÜYORUZ, UTANÇ DUYUYORUZ'' Arınç, sözlerini şöyle tamamladı: ''Böyle bir kanun çıkarsa, bu kanuna karşı geldiğini ifade edecek Türkiye'de pek çok siyasetçi, işadamı, bilim adamı, sanatçı ve yazar mutlaka bulunacaktır. Fransa'ya giderek, 'siz böyle bir kanun çıkardınız. İşte ben Ermeni soykırımı yoktur diyorum, hadi beni hapse atın' diyecek pek çok insanın bulunacağına hepimiz inanıyoruz. Sadece iç politika hesabıyla bunu yapanlar bu yaptıklarından utanç duymalıdırlar. Bunu Başkanlık Divanı olarak hiçbir parti farkı gözetmeksizin oybirliğiyle bir düşünce olarak ifade ediyoruz. Üzülüyoruz, utanç duyuyoruz. Bunun Parlamentodan çıktıktan sonra yine de engellenmesini ve Senato tarafından hiçbir zaman kabul edilmemesini temenni ediyoruz. Ama bu tür olayın gündeme gelmesi bile bizi üzmüştür. Kanunlaşmasından ziyade, bu konuların yine Fransız Parlamentosunda konuşulmasından bile üzüntü ve utanç duyuyoruz. Eminiz ki Fransa, yaptığı hatayı anlayacaktır, Senato Başkanı ve senatörler, bunu kanunlaşmamak üzere görüşmeyeceklerdir.'' ( HÜRPARTİ Genel Başkanı Yaşar Okuyan ise Fransa Parlamentosundaki oylama sırasında, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, bu Fransa'nın tarihe adını fikir özgürlüğüne karşı olan ve düşünce özgürlüğünü reddeden bir ülke olarak geçeceğini söyledi. Fransa'nın insanları düşündüğü ve düşündüğünü söylediği için 5 yıla kadar mahkum edecek bir yasa tasarısını müzakere etmesini bile büyük bir ''ayıp'' olarak niteleyen Okuyan, şunları söyledi: ''Bu ayıp tarih boyu Fransa'nın yüzüne sürülmüş bir leke olarak kalacaktır. Tıpkı geçmişte masum yüzbinlerce insanı soykırıma tabi tutarak, katletmesi gibi. Nasıl Cezayir denilince akla Fransa geliyor ve Fransızlar bu lekeyi taşıyor, şimdi de bu yasa tasarısı Fransa'nın taşıyacağı 2. bir lekedir.'' Fransa Parlamentosunda kabul edilen sözde Ermeni soykırımının inkarının suç sayılmasını öngören yasa teklifinin kabul edilmesi, yurdun çeşitli yerlerinde protesto edildi. Saadet Partisi İzmir İl Teşkilatı üyeleri, Fransa'nın İzmir Konsolosluğu önüne siyah çelenk bıraktı. Partinin İzmir İl Başkanı Şerafettin Kılıç, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'ye karşı bu yaklaşımın, açıkça düşmanlık duygularının dışa vurumu olduğunu söyledi. Kılıç, ''Olmamış bir soykırım iddiasını reddetmeyi suç sayacak bir yasa çıkarmak, akılsızlık ve ahlaksızlıktan da öte düşmanlık göstermektedir'' dedi. Fransa'nın daha önce de ''Soykırım Anıtı'' diktiğine ve ''Ermeni Soykırımı''nı resmen tanıdığına dikkati çeken Kılıç, ''Onlarca Afrika ve Asya ülkesinde yaptığı işgallerle arkasında milyonlarca katledilmiş insan bırakan Fransa'nın, asılsız iddialarla bizim adımızı ağzına bile almaya hakkı yoktur'' diye konuştu. - 'DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜNE VURULMUŞ BİR DARBEDİR'' Bitlis Barosu Başkanı Mezher Yürek, yaptığı açıklamada, yasa teklifinin düşünce özgürlüğüne vurulmuş önemli bir darbe olduğunu söyledi. Din, düşünce ve ifade hürriyetinin köklendiği bir ülkede böyle bir yasa teklifinin görüşülmesinin, Avrupa'nın insan hakları ve temel özgürlüklere karşı duyarsızlaşacağını gösteren önemli bir olgu olduğunu belirten Yürek, Bitlis Barosu olarak insan düşünce ve hürriyetlerine karşı olacak girişimlere karşı duracaklarını bildirdi. Yürek, AB'ye uyum sürecinde olan bir ülkeye soykırım iddialarını dayatmayı, ''sürece engel olmak'' olarak değerlendirdiklerini kaydetti. ''SOYKIRIM TİYATROSUNU KINIYORUZ'' Uşak Tabip Odası Başkanı Zafer Aydın, düzenlediği basın toplantısında, Ermenilerin Osmanlı topraklarında 600 yıl yaşadıklarını ve bu süre zarfında din, dil, gelenek ve göreneklerine müdahale edilmediğini belirtti. Batılı ülkeler ve Rusya'nın, Osmanlı topraklarını paylaşmak için Osmanlı Ermenilerini araç olarak kullandıklarını ifade eden Aydın, ''Nice karanlık siyasi emellere malzeme edilen Osmanlı Ermenilerinden, günümüzde bir Ermeni meselesi daha çıkarılmıştır'' dedi. Türklerin geleneklerinde farklı kültürlere karşı ayrımcılık olmadığını vurgulayan Aydın, şunları kaydetti: ''Yahudilere yüzyıllarca toprak edinme hakkı vermeyen ve şehir dışındaki gettolarda sefil bir hayata mahkum eden Batı, her şeyden önce kendi tarihiyle hesaplaşmalıdır. Avrupa ülkesi Fransa'da ifade hakkını suç sayan bir yasanın oylanabilmesi ise Avrupa tarihine utanç vesikası olarak geçecektir.'' - KARAMÜRSEL'E CEZAYİR SOYKIRIM ANITI Kocaeli'nin Karamürsel İlçe Belediye Başkanı İsmail Yıldırım, yaptığı açıklamada, Türkiye'nin bütünlüğü ve tarihi kimliğine yapılan ''siyasi hücumların'' son günlerde kasıtlı olarak yoğunlaştırıldığını savundu. Cezayir'in 100 yıllık bir süreçte soykırıma uğradığını belirten Yıldırım, tarihi ve kültürel bağları da dikkate alarak bu ülkenin yerel yönetimleriyle ''Kardeş Kent'' ilişkilerine girme konusunda ön çalışmalara başladıklarını söyledi. Yıldırım, ''Gerçek anlamda soykırıma uğradığına inandığımız Cezayir halkının yerel yönetimleriyle bundan böyle daha dostane ve daha kalıcı ilişkiler kurmayı hedefliyoruz. Cezayir'in uğradığı soykırım anısına Karamürsel'de bir anıtın açılması için Kocaeli Valiliği ile İçişleri Bakanlığına başvurduk'' dedi. ''FRANSA ATEŞLE OYNUYOR'' Çorum'un Sungurlu İlçe Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Abdulkadir Şahiner, yaptığı açıklamada, yasa teklifinin oylanmasının, Ortaçağ'daki haçlı zihniyetinden farklı olmadığını söyledi. Türkün tarihinde katliam olmadığını ifade eden Şahiner, ''Eğer katliamsa Diyarbakır, Erzurum, Sarıkamış'ta bulunan toplu mezarlara baksınlar. Cezayir'de 1,5 milyon insanı katleden Fransa, bugün çıkmış Ermeni katliamından bahsediyor'' dedi.
<< Önceki Haber 'Utanç kararı'na SERT TEPKİLER Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER