Yüzleri kızartan bir rapor

TBMM, tersanelerde meydana gelen ölümler üzerine üç koldan "Tuzla" operasyonu başlattı.

Yüzleri kızartan bir rapor

İnsan Hakları İnceleme Komisyonu ile Sağlık Komisyonu, Tuzla'daki ölümler için birer alt komisyon kurdu. AKP, CHP ve MHP gruplarının Tuzla için verdiği araştırma önergeleri de TBMM Genel Kurulu'nda önümüzdeki hafta görüşülecek. İktidar ve muhalefetin aynı noktada birleşmesi nedeniyle Genel Kurul'da Tuzla Araştırma Komisyonu'nun kurulması bekleniyor. TBMM İnsan Hakları Komisyonu'nun dünkü toplantısında AKP İstanbul Milletvekili Mustafa Ataş başkanlığında 6 kişilik inceleme alt komisyonu kuruldu. Tuzla Alt Komisyonu üyelerinin önümüzdeki hafta TBMM Genel Kurulu'nda oylanarak kurulması beklenen Tuzla Araştırma Komisyonu'nda da yer alması benimsendi. Toplantıda komisyon uzmanlarının Çalışma Bakanlığı, DPT ve gemi sendikalarının verilerine dayanarak hazırladığı rapor görüşüldü. Raporda, Türkiye'de 4'ü TSK'ya, 2'si kamuya ait toplam 62 tersane bulunduğu, gemi sanayinin Türkiye ekonomisine 2.5 milyar dolar katkı sağladığı belirtildi. Raporda, Tuzla'da 48 tersanenin bulunduğu, buralarda 14 bin 131 işçi çalıştığı, yan sanayinin de dikkate alınması halinde toplam 85 bin civarında işçi istihdam edildiği vurgulandı. 48 tersane dışında 563 taşeron firmanın faaliyet gösterdiği belirtilen raporda, doğrudan işverene bağlı ve kadrolu çalışan sayısının toplam çalışan sayısının yüzde 10'a karşılık geldiği, işçilerin yüzde 90'nın ise taşeron firma çalışanı olduğu kaydedildi. 50 YTL yevmiye Raporda kadrolu işçilerin ayda ortalama 800-1250 YTL, taşeron firmalarda çalışan işçilerin ise günlük 50 YTL yevmiye aldıkları dile getirildi. 1985'ten bugüne kadar 80 işçinin hayatını kaybettiğine dikkat çekilen raporda, 50 işçinin son 7 yılda Tuzla tersanelerinde hayatını kaybettiği belirtildi. Raporda Çalışma Bakanlığı'nın 2003'ten bugüne kadar tersanelerde 4 ayrı denetim yaptığı vurgulanırken, Eylül-Ekim 2007'de 41 işyerinin denetlendiği, 103 ayrı başlıkta 509 noksanlık saptandığı, eksiği olan firmalara toplam 196 bin YTL para cezası uygulandığı kaydedildi. Aralık 2006-Eylül 2007 döneminde Tuzla tersanelerinde 386 iş kazası meydana geldiği, bu kazalarda 8 ölüm, 2 uzuv kaybı, 376 yaralanma gerçekleştiği vurgulanan raporda, ölümlerin düşme, elektrik çarpması, boğulmadan kaynaklandığı belirtildi. 1985'ten beri 31 şirkette gerçekleşen 80 ölümden 12'si Tuzla Turizm AŞ'de meydana geldi. Aliağa Tersanesi'nde 7, Gemak, Çelik Trans, Torgem tersanelerinde ise 5'er ölüm gerçekleşti. Tuzla'daki ölümlerin engellenmesi için önlemler alınmasını isteyen MHP İstanbul Milletvekili Ali Torlak'a ait Torlak Tersanesi'nde ise bugüne kadar 3 işçi hayatını kaybetti. Tersanesi olanlar konuştu MHP İstanbul Milletvekili ve tersaneci Durmuş Ali Torlak da 2005'te aktif iş hayatını bıraktığını, ölümlerin artan iş yükünden kaynaklandığını kaydetti. Tersanelerin 2012'ye kadar alınmış siparişlerle dolu olduğunu belirten Torlak, işçi ölümlerinden ise tersanecilerin suçlu olmadığını savundu. Torlak "Bu sektörde sadece tersaneler yok, taşeronlar, yan sanayiciler ve tedarikçiler var. Sektör büyük bir aile. Bugün birçok tersanenin iş güvenliği ve işçi sağlığı belgeleri var. Tersanelerin hiçbirinin kapısından sigortasız insanın girmesi ve çalışması mümkün değil" diye konuştu. Milli Savunma Komisyonu Başkanı, gemi sanayicisi AKP İstanbul Milletvekili Hasan Kemal Yardımcı da, "Öncelik işçi ölümlerini durdurmak. İş güvenliğinde sıfır tolerans" dedi. İş güvenliğinin vazgeçilmez koşul olduğunu anlatan Yardımcı, "Sertifikasız gemi satmıyorsan, sertifikasız işçi çalıştırmamalısın" diye konuştu. Yardımcı'ya göre, aşırı kapasite artışından kaynaklanan ağır iş yükü işçileri olumsuz etkiledi. 'Müfettiş gelecek, yeni baret takın!' Limter İş Sendikası, TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu, İstanbul Tabip Odası ve İstanbul İşçi Sağlığı Enstitüsü'nün ortaklaşa hazırladığı raporda, tersanelerde çalışan işçi ve mühendislerin tanıklıklarına da yer verildi. İsimleri gizli tutulan çalışanlara göre, tersanelerde yaşanan ölümler hiç şaşırtıcı değil! Raporda, işçilerin ve mühendislerin anlattığı çağdışı ihmallerden bazıları şöyle: Ölümler sıfır gemiden çok tamir gemilerinde oluyordu. Nedeni tesadüf değil, işi hızlandırma. Kablolar riskli, işi en sıkı tutan tersanede bile riskli kablo var. Oksijen hortumlarında ekler var. Patlama riski doğuyor tabii. Tamir gemilerine gitmiyoruz tehlikeli diye. Bakanlıktan geldiler. Taşeronlar hepimizi konteynırda topladı. 'Eğer bakan gelir sizi çağırır sorarsa biz ustabaşıyız, taşeron değiliz' deyin dediler. Müfettiş gelecek diye hayret ettik. Bize yeni ayakkabı, yeni baret, tulum, eldiven, emniyet kemeri verdiler. Müfettişin geleceğini bize önceden haber vermişlerdi. Müfettişler zaten haberli geliyor. Yangın tertibatı yok Atölyede yangın çıkıyor, yangına müdahale edecek yangın tertibatı hiç yok. Köpük, tiner, marangoz, talaş, polyester yan yana. Aralarında bölme yok. Orada da 150 kişi çalışıyordu toplam. Yangın çıktı. Ben o gün yoktum. Müdahale edemediler. (Bir mühendis) Bizim aldığımız blokların teslim tarihi belli. Taşeron açısından ne kadar erken biterse o kadar maliyetten düşüyorsunuz. İşin erken bitmesi işçilere daha az yevmiye ödenmesi anlamına geliyor. Az işçi ile çok iş yapılarak en üst performans elde edilmeye çalışılıyor. (Ölen bir işçinin yakınları) Sabah dokuzda başlamıştı. 4.5 senedir gece 23.00'e kadar çalışıyordu. 4 ay önce çay molalarını 10'ar dakika azaltarak ve yemek saatini 1 saatten yarım saate düşürerek çıkış saatini 22.00'ye düşürmüşler. Hepimiz aynı anda iznimizi denk getirdik. Abim de gelecekti bizimle. Fakat bir yük gemisi çıkmış. İzin vermemişler. O hafta bizimle izne gelmesi gerekiyordu. MİLLİYET
<< Önceki Haber Yüzleri kızartan bir rapor Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER