'Açılım politikaları kesintiye uğratılmamalı'

'Osmanlı'dan Günümüze Kürtler Sempozyumu' çok sayıda akademisyen, araştırmacı-yazar, kanaat önderi ve siyasetçiyi Bingöl'de bir araya getirdi.

'Açılım politikaları kesintiye uğratılmamalı'

Konunun Türkiye'de ilk kez bu kadar geniş kapsamlı bir şekilde ele alındığı toplantıda Kürt meselesinin yakın zamanda çözüleceği kanaati dile getirildi. Sonuç bildirgesinde, "Geçmişte birçok hata yapılırken devlet, artık şefkatli yüzüyle meseleye bakmaktadır." denildi. Bingöl Üniversitesi tarafından düzenlenen 'Kimlik, Kültür ve Değişim Sürecinde Osmanlı'dan Günümüze Kürtler Sempozyumu' sona erdi. Türkiye ve farklı ülkelerden çok sayıda akademisyen, araştırmacı-yazar, kanaat önderi ve siyasetçi, 3 gün devam eden toplantıdaki 16 ayrı oturumda Kürt meselesini enine boyuna masaya yatırdı. Sonuç bildirgesinde meselenin yakın zamanda devletin ve toplumun bütün katmanları tarafından büyük bir sağduyuyla çözüleceği kanaatinin ortaya çıktığı vurgulandı. Geçmişte birçok hata yapılırken, bugün, devletin soruna şefkatli yüzüyle baktığına dikkat çekilen bildiride şöyle denildi: "TRT 6, diğer açılım politikaları ve Kürtçenin seçmeli ders olarak okutulması gibi uygulamalar provokatif eylemlerle kesintiye uğratılmamalıdır." Sempozyumu'nda, 'Kürt sorununa kalıcı çözüm: Adalet temayülü', 'Bediüzzaman Said Nursi'nin 31 Mart Vak'ası'ndaki yatıştırıcı rolü bağlamında Kürt meselesine bakış' ve 'Kürt sorununa bir çözüm önerisi: Fethullah Gülen örneği' başlıkları öne çıktı. eski Diyarbakır Milletvekili Abdulbaki Erdoğmuş, adaleti esas almadan bu problemi çözmenin mümkün olmadığını belirtti. Bingöl Üniversitesi'nden Arş. Gör. Ramazan Korkut ise Bediüzzaman Said Nursi'nin cümlelerinden yola çıkarak şunları aktardı: "Bediüzzaman'ın 'Milliyetçiliğim Müslümanlığımdır. Ben eskiden beri milletimi Müslümanlık olarak biliyorum, Kürtlüğe hiçbir zaman vakit ayırmadım.' diyerek bize yol gösteriyor aslında. Said Nursi, 'Bizim düşmanımız; cehalet, zaruret, ihtilaftır. Bu üç düşmana karşı; sanat, marifet, ittifak silahıyla cihat edeceğiz.' diyor." Sempozyumun sonuç bildirgesinde ise Türklerin ve Kürtlerin yüzyıllardan beri, aynı vatanda aynı kaderi paylaşmış ve aynı dine mensup iki millet olarak günümüze kadar geldiği ifade edildi. Bildirgede, "Yanlış uygulamalar, Kürtlerle Türkler arasında birçok önyargının oluşmasına neden olmuş ve toplumsal barışı yaralamıştır. Buna rağmen, toplumsal barışı tehdit eden faktörlerin ortadan kaldırılması, sanıldığı kadar da zor değildir." denildi. Yakın zamanda, meselenin; devletin ve toplumun bütün katmanları tarafından ve büyük bir sağduyuyla çözüleceği kanaati ortaya çıktığı belirtilen bildirgede, Türkiye'de yaşayan herkesin eşit haklara sahip olması gerektiğinin altı çizildi. Farklı ırk ve kültürlerin çatışma sebebi değil, aslında bir zenginlik olduğu belirtilen bildirgede şunlar kaydedildi: "Geçmişte yapılmış birçok hatalı uygulama bulunurken, devlet artık şefkatli yüzüyle meseleye bakmaktadır. TRT 6, bunu takip eden diğer açılım politikaları ve bunun somut örneği Kürtçenin seçmeli ders olarak okutulması gibi uygulamalar provokatif eylemlerle kesintiye uğratılmamalıdır." Kardeşlik ruhu, din sayesinde yeniden canlandırılabilir Sempozyumda Fethullah Gülen'in Kürt sorunuyla ilgili çözüm teklifleri de ele alındı. Bingöl Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Cengiz Yıldız, 'Kürt Sorununa Bir Çözüm Önerisi: Fethullah Gülen Örneği' başlıklı sunumunda Fethullah Gülen'in düşünceleri sebebiyle terör örgütünün hedefi haline getirildiğini kaydetti. Yıldız, şu açıklamaları yaptı: "Gülen'e göre, yüce bir gaye, ancak meşru vesilelerle elde edilebilir. Allah'ın rızasını gaye edinmiş bir Müslüman, kim olursa olsun adam öldüremez. Terörist Müslüman olamaz, Müslüman da terörist olamaz." Doç. Dr. Yıldız, Hocaefendi'nin bölge halkına karşı önyargı oluşumu tehlikesinden de bahsetmesini, "Güneydoğu derken bu problemi umum o bölgenin insanına mal etmek o bölgeye karşı da, bölge insanına karşı da haksızlık olur." sözleriyle anlattı. Yıldız, Fethullah Gülen'in terörle mücadele edilirken, olağanüstü bir dönemde bile hukuk dışına çıkılmasının risklerine dikkat çektiğini kaydetti. Cengiz Yıldız, Hocaefendi'nin teröre karşı sunduğu çözüm önerilerini şöyle sıraladı: "Kardeşlik ruhunun yeniden canlandırılması din sayesinde olabilir ancak. Esas olan nazarî Müslümanlığı amelî Müslümanlığa çevirmektir. Meselenin üzerine bağırıp çağırarak, yakıp yıkarak ve öldürerek değil, akıl, feraset ve şefkatle gidilmelidir. Mezhep çatışmaları ve etnik kavgalar çıkarmaya çalışanlara fırsat verilmemeli. Başkalarından önce bölgeye biz yatırım yapalım ve orayı bir cennete çevirelim.
<< Önceki Haber 'Açılım politikaları kesintiye uğratılmamalı' Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER