Hacı Kemâl Erimez'in vefatının 20. yıl dönümü

13 Mart Adanmış Bir Gönül İnsanı Hacı Kemâl Erimez'in vefat yıl dönümü

Hacı Kemal Erimez kimdir?

13 Mart ,Yurtiçi ve yurtdışındaki eğitim çalışmalarıyla daha çok 'Hacı Ata' olarak bilinen hayırsever işadamı ve eğitim gönüllüsü Hacı Kemal Erimez'in vefat yıl dönümü . 

Vefatının üzerinden 20 yıl geçmesine rağmen unutulmayan Hacı Kemal Erimez'in kabri her yıl dolar taşardı. Bu yıl da pek kimse gidemese de uzaktan yakından birçok kişi duaları ile Hacı Ata'yı unutmadı
 


Hacı Yusuf Kemal Erimez Kimdir?

Ömrünü eğitim ve hayır işlerine adayan Hacı Yusuf Kemal Erimez bir ufuk insandı. Millî ve mânevî değerlerin yanında ahlâkî duyarlılıkları da kendine rehber edinen; hoşgörüye, gelişime, pozitif bilimlere, teknolojiye ve yeni düşüncelere açık bir “Altın Neslin” yetişmesi için varlığını ortaya koyan bir “okul insan”dı. Ömrü buyunca bu duygularla koşturdu ve çok sayıda eğitim müessesesinin açılmasına vesile oldu.

Sevenleri tarafından “Hacı Ata” olarak yâd edilen Hacı Kemal Erimez, 22 Nisan 1926’da Samsun’un Havza kazasında dünyaya geldi; ama hayatının büyük bir bölümünü Aydın ve İzmir havalisinde geçirdi. Babası Osmanlı döneminde Beyrut’ta jandarma komutanlığı yapmış ve görevi sırasında buranın asil ailelerinden birinin kızı olan Subhiye Hanım’la evlenmişti. Subhiye Hanım, fasih Arapça konuşan, derin İslâmî bilgilere sahip bir Osmanlı kadınıydı. İşte böyle bir hanımefendinin oğlu da kendisini hayır ve hasenâta adayan, âlimlere karşı büyük saygı ve sevgi besleyen bir insan olmuştu. Zengindi, yedi sülâlesine yetecek zeytinlikleri, mülkleri, hattâ bir de elmas madeni vardı. Ama maddî imkânlarını hayır işlerine adayacak kadar da cömert bir insandı.

Hacı Kemal Erimez, mütevazı olmanın yanında hayatı boyunca bir İstanbul beyefendisinin özelliklerini hep üzerinde taşıdı. Sosyal yönü itibariyle çok açık bir insandı. Gençlik yıllarında Ege havalisinde deve güreşleri ve mehter gösterileri tertip etmişti. Siyasetin nabzını elinde tutan insanlarla yakınlığı bulunan bu zât, 1950’li yıllarda ezânın yeniden aslına uygun olarak okunması yolundaki gayretlerinden dolayı, dine hizmet düşüncesiyle bir dönem sağ partileri destekledi. Ancak seçilme arzusuyla siyasete hiç bulaşmadı ve bu noktada kendisine sunulan cazip teklifleri daima geri çevirdi. Hele kılavuzunu, en yakın dâvâ arkadaşını bulduktan sonra bütün mesaisini ve maddî imkânlarını eğitim ve hayır işleri adına kullanmaya başladı.

O’nun dikkat çeken hususiyetlerinden biri de, eğitim ve hizmet adına dile getirilen tavsiyeleri, “Bunlar bana söyleniyor. Hemen yerine getirmem lâzım” diyerek bizzat üzerine alması ve bir yerde emir telâkki etmesiydi. Bu husustaki işaretleri, hattâ îmaları dahi emir telâkki ediyor; maddî ve mânevî gücünü zorlayarak bunları yerine getirmeye çalışıyordu. Hiç tereddüt etmeden dükkânlarını ve hattâ evini bile satmış; ciddî bir aşk ve şevk içerisinde talebelere burs verme, okullar açma gayreti içine girmişti. Şahsî gayretlerinin yanında başkalarının da kapısını hiç çekinmeden çalıyordu. Hakikaten o, gerçek bir dâvâ adamıydı. Hizmet ederken hiçbir suretle nefsine pay çıkarmayan ve kendini sıfırlayan bir insandı. Eğitim hizmetlerinde varlığını ortaya koyarken beklentisizdi, Allah’ın rızasını kazanmaktan başka bir gayesi yoktu.

Vefalı ve civanmert bir insan olan Hacı Kemal Erimez, çeşitli sahalarda yapılan hizmetlerde hep ilklere imza attı. Eğitim hizmetlerinin müesseseleşmesi adına, yetmişli yıllardan itibaren Anadolu’yu adım adım dolaştı. Yurtiçi ve yurtdışındaki açılımlarda ipi hep önde göğüsleyen kahramanlardan biri oldu. Ömrünün sonlarında Orta Asya’daki hizmetleriyle şahikaya ulaştı. Yetmiş küsur yaşlarında ömrünün son günlerini Tacikistan’da ağır şeker rahatsızlığı altında geçirdi. Bu münasebetle denebilir ki, bir irfan âbidesi olan bu zâtın çok kimseye hakkı geçti. Hâli vakti yerinde olmasına rağmen dünya malında gözü olmadı, mütevazı bir hayat yaşadı. Başında rehber kabul ettiği insanın: “Hacı Kemal, senle benim evimiz olmaması lâzım, dünyaya çalışıyoruz hissini etrafa uyarmayalım. Gel bir kulübeciğimiz olmadan yaşayalım bu dünyada. Bu hayırlı işleri dünyalık menfaatler için yapmadığımıza, Allah’ın rızasını aradığımıza hâlimiz şahit olsun.” sözüne samimiyetle sâdık kaldı ve hayatında tatbik etti. Bu vefakâr ve cömert insan, yıllarca kiralık bir evde veya bir okulun mütevazı odasında yatıp kalktı ve dünya namına arkada bir şey bırakmadan gitti. Tam anlamıyla önden giden bir atlı oldu. 13 Mart 1997 tarihinde bu fâni dünyadan göçüp dâr-ı bekâya irtihal eden Hacı Kemal Erimez, inşallah şahadet makamına ulaştı.


<< Önceki Haber Hacı Kemâl Erimez'in vefatının 20. yıl dönümü Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER