Hekimler neden yeni meslek örgütleri kuruyor?

Türkiye'de hekimlerin sorunları artarken yaşanan fikir ayrılıkları ise yeni sendikaların kurulmasına neden oluyor. Peki doktorlar neden görüş ayrılıkları yaşıyor? TTB, kendisine yöneltilen eleştirilere ne yanıt veriyor?

SHABER3.COM

DW'nin haberine göre, Özellikle pandemi döneminde doktorların yaşadığı sıkıntılar son zamanlarda kamuoyunda sık sık gündeme geliyor. En çok dile getirilen problemlerse ücret yetersizliği ve sağlıkta şiddet. Bu sorunlara karşı geçtiğimiz aylarda sağlık meslek örgütlerince çeşitli eylemler düzenlendi. Ancak eylemler sırasında hekimler arasında görüş ayrılıkları yaşandı. Sağlık alanındaki sorunların artması ve sağlık çalışanları arasında mesleki dayanışma konusunda görüş ayrılıkları yaşanması ise yeni sendikaların kurulması sonucunu doğurdu.

Sağlık meslek örgütleri denince akla Türk Tabipleri Birliği ve Sağlık-Sen, Türk Sağlık-Sen, SES gibi sendikalar geliyor. Türkiye'de sendikalar 2821 sayılı Sendikalar Kanunu'nun üçüncü maddesi uyarınca bir mesleğe özgü olamıyor. Örneğin "Doktorlar Sendikası" ya da "Hemşireler Sendikası" kurulamıyor. Bunun yerine o iş kolunun tamamını kapsayan, "Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası" gibi sendikalar kurulabiliyor.

"Hekim" sendikaları ortaya çıktı

Son dönemde resmiyette olmasa da fiilen doktor sendikalarının kurulduğu gözleniyor. Örneğin Hekim-Sen bunlardan biri. 2019 yılında kurulan ve tam adı "Hekim ve Diğer Sağlık Çalışanları, Sağlık ve Sosyal Hizmetler Sendikası" olan sendika, hekimlerin haklarını öncelediğini belirtiyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın Temmuz 2021 verilerine göre bu sendikanın 134 üyesi bulunuyor. Sendikanın yetkilileri ise DW Türkçe'ye, Aralık 2021'deki zam tartışmaları sırasında 5 bin 600 üyelik başvurusu aldıklarını, ancak bazı gecikmeler nedeniyle bu kişileri henüz kaydedemediklerini söylüyor. "Hekim Birliği" ya da tam adıyla "Hekim ve Sağlık Çalışanları Birliği Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası" da Aralık 2021'de kurulan bir başka sendika.

17 Ocak 2022'de kurulan ve hekimlerin sorunlarını gündeme getirmeyi amaçlayan bir diğer yeni sendika da Tabip-Sen. Tam adı "Tabip ve Diğer Sağlık Çalışanları, Sağlık ve Sosyal Hizmetler Kamu Görevlileri Sendikası" olan Tabip-Sen Genel Başkanı Ahmet Erçek, faaliyetlerini neden Türk Tabipleri Birliği'nde (TTB) sürdürmeme kararını aldıklarını DW Türkçe'ye şöyle anlattı:

"Sağlık ve sosyal hizmet kolunda 50'den fazla sendika var. Bundan 5-6 ay öncesine kadar biz hekimler bu sendikalarda misafir üye gibiydik. Ben de Sağlık-Sen'e, ondan önce Türk Sağlık-Sen'e üyeydim. Ancak aktif bir pozisyonum yoktu, eş-dost tavsiyeleriyle buralara üye oluyorduk. Fakat son dönemde iki kırılma yaşandı."

Erçek, kırılmaların ilkinin 2021 yılının Eylül ayında gerçekleştiğine, bu tarihte hekim dışında bütün sağlık personeline zam yapıldığına dikkat çekti. "Üstelik bu zam bize verilen döner sermayeden yüzde 30-40 oranında kesilerek yapıldı. İp aslında burada koptu" diyen Erçek, burada diğer sağlık memurlarını değil, sağlık sendikası yöneticilerini sorumlu tuttu.

Tabip-Sen'in kurulmasına sebep olan olay ise Aralık ayında gerçekleşti. Bu tarihte "Hekimlere 5 bin ve 2 bin 500 TL zam" adı altında bir düzenleme TBMM'nin gündemine gelmişti. Sağlık alanında en çok üyeye sahip sendika Sağlık-Sen ise "zammın diğer sağlık çalışanlarına yapılmadığı" gerekçesiyle grev kararı almıştı. Bunun üzerine zam düzenlemesi iptal edildi. Erçek, süreçle ilgili "Mücadele edilecekse bu şekilde edilmemesi gerekir. Hekime bir gün zam yapılır, o zam alınır cebe konur. Sonra diğer eksiklikler için hep birlikte mücadele edilir" değerlendirmesinde bulundu.

Tabip-Sen Genel Başkanı Ahmet Erçek, şu ana kadar 200'ün üzerinde üyelik başvurusu aldıklarını, 1000'in üzerinde kişinin de sendikaya üye olacağına yönelik beyanda bulunduğunu aktardı.

TTB'ye eleştiri: İdeolojik körlük içerisindeler
TTB'nin verilerine göre Türkiye'de yaklaşık 185 bin doktor var ve bunların 101 bini TTB'ye üye. Ahmet Erçek, "Doktorlarla ilgili bu mücadeleyi neden TTB'de vermediniz?" sorusunu ise şöyle yanıtladı:

"Aslında TTB bu mesleki mücadelenin en önde yapılması gereken gelen adreslerden birisi. Ama TTB maalesef ideolojik, siyasal yaklaşımını bir kenara bırakamadı ve kendisini mesleki mücadele noktasında acziyete düşürdü. Bizler yıllardır TTB'nin ideolojik angajmanını bir kenara bırakması konusunda kendileriyle görüştük. Ancak bu sonuç vermedi. Bugün bir hekimin maaşı neredeyse asgari ücret oldu. Hekimler her gün dayak yiyor. Onlardan ideolojik körlüklerinden ayrılıp mesleki mücadeleye odaklanmalarını bekliyoruz. Böyle bir rotaya girerlerse Tabip-Sen olarak sonuna kadar yanlarında olacağız, birlikte mücadele edeceğiz."

Erçek, "ideolojik angajmanı" örnek olarak "Afrin Harekâtı sırasında yapılan açıklamayı, Gezi Parkı eylemlerine destek verilmesini ve üçüncü köprü konusundaki söylemleri" gösterdi. TTB'nin esas işinin bu olmadığını savunan Erçek, Tabip-Sen'e katılacak üyelere "Kapıdan girdiğinizde ideolojileriniz dışarıda kalacak" dediklerini aktardı.

TTB: Politikasızlık maskesiyle yandaşlık yapıyorlar

TTB Genel Sekreteri Vedat Bulut ise bu yöndeki eleştirileri yanlış buluyor. DW Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Bulut, "TTB'yi tanımlayan 6023 sayılı yasaya göre halk sağlığını önceleyen görüşler sunmak bizim kanuni görevimiz. Bu yönde yaptığımız açıklamaların 'politik' olarak değerlendirilmesi çok yanlış. Bu grupların insan hakları konusunda, işkenceye karşı İstanbul Protokolü konusunda bir tane söylemleri yoktur. Bunları görmezlikten gelmek istiyorlar. Devletin sözcülüğünü yapıyorlar" dedi.

İktidarın hangi partiden olduğunun kendilerini ilgilendirmediğini ifade eden Bulut, "Politikasızlığı bir maske olarak kullanarak hükümet yandaşlığı yapıp 'politika' yapıyorlar. Biz 'Afrin' demedik. Savaşın bir halk sağlığı sorunu olduğunu söyledik. Bunu bağlı olduğumuz Dünya Tabipler Birliği de söylüyor. Obeziteyle ilgili, bağışıklıkla ilgili politikalarda Sağlık Bakanlığı'ndan farklı bir şey söylemiyoruz. Ama konu şehir hastanelerine, özel sektörün kayırılmasına gelince TTB gerekeni söyler" şeklinde sözlerini sürdürdü.

"Hekim haklarının iyi olmaması"nın sorumluluğunun kendilerinde değil, "hükümetin hastayı 'müşteri' olarak gören neoliberal sağlık politikalarında" olduğunu ifade eden Bulut, doktorların hakları konusunda Ekim, Kasım ve Aralık aylarında yaptıkları eylemleri hatırlatarak bu eylemlere yüzde 75 civarında katılım olduğunu söyledi.

Şubat'ta grevler yapılacak

Tartışmalar sürerken hekimler Şubat ayında bir dizi eylem yapacak. TTB'nin 26 Ocak'ta başlattığı "Beyaz Nöbet" eylemi 4 Şubat'a kadar sürecek. Bu süreçte tabip odaları yöneticileri, TTB Genel Merkezi'nde doktorların yaşadıkları sorunları paylaşıyor. 8 Şubat'ta ise "G(Ö)REV" adı verilen iş bırakma eylemi gerçekleşecek.

Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu ise 17-18 Şubat'ta iş bırakma eylemi yapacak. Ahmet Erçek, TTB'nin 8 Şubat'taki eylemine kurumsal olarak katılmayacaklarını, ancak 17-18 Şubat'taki eylemlere katılacaklarını beyan etti.
<< Önceki Haber Hekimler neden yeni meslek örgütleri kuruyor? Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER