Ramazan değirmeninin suyu nereden?

Belediyelerin Ramazan faaliyetleri, kimileri tarafından eleştiri konusu yapılıyor her yıl. Özellikle programların finansmanı noktasında yoğunlaşan eleştirileri haksız bulan belediye başkanlarına göre yorumlar gerçeklikten uzak.

Ramazan değirmeninin suyu nereden?

Ramazan’ın gelişiyle yerel yönetimlerin bu aya özgü hizmetleri yoğunluk kazandı. Türkiye genelinde binlerce belediye, iftar çadırları, erzak dağıtımı ve kültürel faaliyetlerle vatandaşa ulaşmaya gayret ediyor. Birçokları için on bir ayın sultanını taçlandıran programlar yine de eleştirilerden kurtulamıyor. Hedefteki sorgu noktaları geçen senekilerden farklı değil: “Giderler nasıl finanse ediliyor? Panayıra çevrilen mekânlarda insanlar tüketime teşvik ediliyor. Kültürel etkinlik denilen faaliyetlerin çoğu Ramazan’ın maneviyatından uzak…” İstanbul’da, bu ve benzeri soruların ilk muhatabı belediyelerse meseleye farklı yaklaşıyor. Öncelikle, iftar çadırlarının ödeneği tamamen hayır sahiplerinin yardımlarından karşılanıyor. Yani çoğu belediye için bütçeden iftar yemeği parası çıkmıyor. Genellikle yerel yönetim bütçesinden karşılanan kültürel programların toplam harcamadaki payı ise bir hayli düşük. Hatta Eminönü gibi bazı belediyeler masraf yapmadıkları gibi ek gelir de elde ediyor kültür faaliyetlerinden. Programların Ramazan’ın manevî ikliminden uzak olması meselesiyse, görüşüne başvurduğumuz Eminönü, Fatih, Küçükçekmece belediyeleri tarafından titizlenilen hususlardan. Ancak söz konusu yerel yönetim temsilcileri bazı belediyelerin bu konuda aynı hassasiyeti göstermediğini de ekliyor. KASADAN PARA ÇIKMIYOR Geçtiğimiz yıllarda Sultanahmed Camii çevresinde düzenlenen Ramazan etkinlikleri sebebiyle Eminönü Belediyesi tenkit edilmişti. Tarihî yarımadanın hoyratça kullandırıldığı ve kaynakların israf edildiği dile getirilmişti. Eleştirilerin odağındaki isim Belediye Başkanı Nevzat Er, bu söylemleri gerçeklikten uzak buluyor. Yerel yönetim olarak etkinlikler için kasalarından 5 kuruş para çıkmadığını iddia eden Başkan Er, aksine kâr ettiklerini söylüyor: “Çalışmaları belediyeye bağlı Emin A.Ş. düzenliyor. İftar çadırları zaten hayır sahipleri tarafından finanse ediliyor. Sultanahmed Camii çevresindeki faaliyetler içinse masraf söz konusu değil.” Eminönü Belediyesi’ne bağlı Emin A.Ş’nin çalışma sistemi şu şekilde: Sultanahmed Camii etrafında stand kuracaklar önceden belirlenen işgaliye bedellerini genellikle Ramazan’dan önce şirkete ödüyor. Bu gelir sayesinde cambaz, Hacivat-Karagöz, orta oyunu gibi kültürel etkinliklerin giderleri karşılanıyor. Ortada dönen rakamlara gelince: Emin A.Ş. geçen Ramazan’da 750 bin YTL gelire karşılık, 350 bin YTL harcamış. Söz konusu sistem bu sene de işletilecek. 2007 Ramazan’ında kültürel harcamaların 150 bin YTL tutması bekleniyor. Fatih ve Küçükçekmece belediye başkanları da Ramazan programı masraflarının abartıldığını düşünüyor. Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir’e göre herkes bir şey söylüyor; ama bunların ne kadarı tutarlı; bu tartışılmıyor. Kültürel aktivitelerin sosyalleşmeyi tetikleyen olumlu yönleri de göz ardı ediliyor: “Teknik donanımı sağlarsınız; ancak bunu kültürel öğelerle desteklemezseniz yaptıklarınız anlamsızlaşır.” Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay’ın üzüldüğü husus ise sosyal faaliyetlerin ‘israf’ kategorisinde değerlendirilmesi. Çünkü aidiyet duygusunu artıran sosyal etkinlikler yerel yönetimlerin vazgeçilmez hizmetlerinden. “Bu sene ilçe genelinde 7-8 bin kişiye iftar verilecek. Hayır sahipleri karşılıyor. Kültürel etkinliklerin masrafını ise evet bütçeden karşılıyoruz. Ama genel bütçedeki payı 500’de bir bile değildir.” diyor, Başkan Yeniay. Tüketiciler Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Söğüt’ün derdiyse insanların, “Ramazan panayırları”nda sorumsuzca tüketime teşvik edilmesi. On bir ayın sultanının manevî iklimine zarar veren görüntülerden artık uzaklaşılması gerektiğine değinen Söğüt’e göre doğru ve kurallara uygun tertiplenen faaliyetler müstesna, çoğu belediyenin düzenlediği etkinlikler sıradanlaşmanın ötesine geçemiyor. Buna programların içerikleri de dâhil. İstanbul’daki belde belediyelerinden birinin Ramazan etkinlikleri, içeriği itibariyle yozlaşmayı gözler önüne seriyor. Söz konusu programda Burak Kut, Cenk Eren, Demet Sağıroğlu, Keremcem, Murat Boz, Volkan Konak, Reyhan Karaca gibi ünlü sanatçıların konseri, Anadolu Ateşi, Folklorika gibi dans grupları ve Sunay Akın’ın tek kişilik gösterisi, Kerem Alışık gibi usta oyuncuların ve amatörlerin tiyatro gösterileri, ışık gösterileri, geleneksel Türk sanatı tanıtımları yer alıyor. OSMANLI RAMAZANLARIYLA BENZER Peki, tüm Ramazan etkinliklerine referans gösterilen Osmanlı döneminde işler nasıl yürüyordu? Kültür tarihi uzmanı Dursun Gürlek’in verdiği bilgilere göre cami avlularında ya da çevrelerinde etkinlik düzenlemek o dönemde de vardı. Hatta Bayezid Camii civarında tertiplenen eğlencelere dair Peyami Safa, Ahmet Rasim gibi yazarların eserlerinde anekdotlar var. Gürlek, genel itibariyle yerel yönetimlerin düzenlediği etkinliklere karşı değil. Hatta onları destekliyor; ancak ilke, her zamanki gibi “Ramazan’ın ruhuna aykırılık” bulunmaması. Bunun haricindeki eleştirileri ‘samimiyetsiz’ diye niteliyor. Eminönü Belediye Başkanı Er konuya şu sözlerle nokta koyuyor: “Eleştiriyi yapanlar, aktivitelerin yerine ne koyacak? Bir ay da panayır olsun, ne yapalım. Ama tamamen kusursuz mu? Hayır. Eksikleri de gideriyoruz yıl be yıl. Eminönü boşalmış zaten. 25 bin nüfus çıktı adrese dayalı kayıt sisteminde. 24 saat yaşanılır hale getirmezsek sıkıntı.” AKSİYON
<< Önceki Haber Ramazan değirmeninin suyu nereden? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER