Çarpıcı yorum: Başbakan’ı dinleyince gördük ki...

Özel teşebbüsün, öğretmenlerin alın terleriyle kurdukları kurumları ‘dönüştüreceğim’ diyerek kapatma kararı verilmiş. Oysa Türkiye’nin dört bir yanında sokaklara çıkan dershaneciler, öğrenciler, bu kurumların ‘dönüştürülmesini’ istemiyor.

Çarpıcı yorum: Başbakan’ı dinleyince gördük ki...

  • Yüzde 25’in değil bütün Türkiye’nin meselesi
  • Dershaneleri kanun zoruyla kapatma kararı çoktan verilmiş
  • Seçimlerde ve referandumda kendisini destekleyen dershane öğretmenleri bu ifadeleri hiç hak etmiyordu.

"Türkiye, ciddi bir sorun olarak ortada duran dershane kapatma meselesinde Sayın Başbakan’dan Hükümet Sözcüsü Sayın Arınç’ın açıkladığı gibi ‘yüreğini soğutacak’ bir açıklama beklerken, diyaloğa ve çözüme kapalı, dediğim dedik ve üstelik rencide edici bir tavırla karşılaştı. Bu tavır, eğitim camiasında üzüntüye yol açmıştır. "


Zaman Yazarı Ali Çolak, dershanelerin kapatılmasıyla ilgili 'haber-yorum' değerlendirmesinde bulundu. Konuyla ilgili çarpıcı yorumlarda bulunan Çolak, "bilhassa 2007 seçimlerinde, 2010 referandumunda ve 2011 seçimlerinde, Doğu ve Güneydoğu’da hayatlarını riske atarak kendisini destekleyen dershane öğretmenleri bu ifadeleri hiç mi hiç hak etmiyordu" dedi.

Eski bir eğitimci ve dershaneci olarak, dün gece televizyonda Sayın Başbakan’ı izlerken, bu mesleği binbir güçlükle yürüten yüz binlerce özverili öğretmen, dershanelere devam eden öğrenciler ve velileri adına üzüldüm.

Daha iki gün önce konu, Bakanlar Kurulu’nda görüşülmüş ve hükümet adına konuşan Sayın Bülent Arınç, bütün Türkiye’nin gözü önünde konunun ‘paydaşlarla görüşülerek’ bir çözüme bağlanacağını, endişe edecek bir durum olmadığını ifade etmişti. Başbakan’ı dinleyince gördük ki, paydaşlarla görüşülecek bir konu kalmamış; dershaneleri kanun zoruyla kapatma kararı çoktan verilmiş. Hükümet, kamuoyundan gelecek tekliflere, alternatif çözüm yollarına kapalı. Özel teşebbüsün, öğretmenlerin alın terleriyle kurdukları kurumları ‘dönüştüreceğim’ diyerek kapatma kararı verilmiş. Oysa Türkiye’nin dört bir yanında sokaklara çıkan dershaneciler, öğrenciler, bu kurumların ‘dönüştürülmesini’ istemiyor. Çünkü Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den, anamuhalefet lideri Kemal Kılıçdaraoğlu’na kadar görüş belirten hemen herkesin ifade ettiği üzere eğitimde dershaneleri doğuran sebepler ortadan kalkmış değil.

Sayın Başbakan’ın dediği gibi dershanelerin kapatılmasına sadece bir camia ve ona atfedilen kurumlar yani dershanelerin yüzde 25’i değil,  sektörün neredeyse tamamı karşı çıkıyor. Nitekim bu kurumların üç çatı kuruluşu, gazetelere verdikleri ilanla kapatmaya karşı olduklarını açıkça kamuoyuna duyurdular. Dershane meselesi bir camianın değil, müteşebbisi, eğitimcisi, öğretmeni, öğrencisi ve velisiyle yüz binlerin meselesidir. Sayın Başbakan’ın dershaneler konusundaki bilgileri baştan beri hem eksik hem de eski maalesef. Konu ilk gündeme geldiğinde dershanelerin öğrencileri ve velileri “söğüşlediğini” söylemişlerdi ki, bu bütün eğitimciler için rencide edici bir yaklaşımdı. Bilhassa 2007 seçimlerinde, 2010 referandumunda ve 2011 seçimlerinde, Doğu ve Güneydoğu’da hayatlarını riske atarak kendisini destekleyen dershane öğretmenleri bu ifadeleri hiç mi hiç hak etmiyordu.

Dershaneciler, Milli Eğitim’i ve devlet okullarını hiçbir zaman rakip olarak görmemiştir ve görmezler de. Aksine, kendi çalışmalarını, okulların attığı temel üzerine bina ettiklerini açıkça söylerler. Sayın Başbakan’ın okulları ve Milli Eğitim’i koruma güdüsüyle ifade ettiği sözler; bakanlığa bağlı olarak çalışan, sürekli denetlenen ve devlete vergi veren kurumların mensuplarını üzecek derecede sert ve ötekileştiricidir.

Türkiye, ciddi bir sorun olarak ortada duran dershane kapatma meselesinde Sayın Başbakan’dan Hükümet Sözcüsü Sayın Arınç’ın açıkladığı gibi ‘yüreğini soğutacak’ bir açıklama beklerken, diyaloğa ve çözüme kapalı, dediğim dedik ve üstelik rencide edici bir tavırla karşılaştı. Bu tavır, eğitim camiasında üzüntüye yol açmıştır. Üstelik sadece ‘camia’da değil, dershane sektörünün yüzde yüzünde. Başbakan’ın dershaneler konusunda verdiği rakamların yanlış ve eksikliğine, hele “Bizden önce üniversiteye giriş sınavında dershane müfredatına göre soru soruluyordu, biz değiştirdik.” sözünün gerçeklerle bağdaşmadığına ise hiç girmeyelim. Dershane konusu, “kapattım oldu”, denilerek hele, “siz yüzde 25’siniz” gibi bir yaklaşımla çözülemez. Bu, kanayan bir yaradır ve dershanelere, reel anlamda ihtiyaç kalmadığı güne kadar da sorun tartışılmaya devam edecektir.
<< Önceki Haber Çarpıcı yorum: Başbakan’ı dinleyince gördük ki... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER