Skandalın sonu yok

Makam aracından 'balyoz harekâtıyla' çıkarılabilen Başbakan'ın hasta hakları da ihlal edildi. Erdoğan'ın tetkiklerine ait bilgiler dışarı sızdırıldı

Skandalın sonu yok

Geçirdiği 'hipoglisemi şoku' nedeniyle rahatsızlanan ve makam aracında baygın bir haldeyken Güven Hastanesi'ne götürülen Başbakan Tayyip Erdoğan'ın hastanede yapılan tetkiklerine ait bilgiler dışarıya sızdı. Bir başbakanın bile 'hasta hakkı mağduru' olması, Türkiye'de yeni yeni kabullenilmeye başlayan hasta hakları konusunda daha çok yol kat edilmesi gerektiğini gösterdi. Tüm bunların üstüne Erdoğan'a, sızdırılan tetkik sonuçları üzerinden yapılan değerlendirmeyle 'gizli şeker' teşhisi konulduğu iddia edildi ancak Güven Hastanesi'nin sahibi Dr. Ahmet Küçükel, bu bilgileri yalanladı. Küçükel, "Böyle bir teşhisin konulması için şeker yüklemesinin yapılması gerekiyor. Sayın Başbakan'a henüz böyle bir yükleme yapılmadı. Ancak daha uygun bir zamanda mutlaka bu yüklemeyi yaptırması önerildi" dedi. Erdoğan'ın tetkik sonuçlarının basına sızdırılmasına Hasta Hakları Derneği tepki gösterdi. Hastanın rızası olmadan, kendisine sorulmadan bilgilerinin başkalarına verilmesinin doğru olmadığını dile getiren Hasta Hakları Derneği üyesi Arif Koca, "Hasta bu ihlal üzerine bilgilerini dışarıya sızdıranlar hakkında dava açabilir" dedi. Türkiye'de hasta haklarına yeterince değer verilmediğini belirten Koca, dernek olarak, Erdoğan'ın mağduriyetiyle ilgili bir toplantı düzenleyeceklerini ve ardından bir açıklama yapacaklarını belirtti. Hasta Hakları Yönetmeliği'ne göre, sağlık durumuna ilişkin bilgiyi, bizzat hasta isteyebilir, bilgiler açıklanamaz. Kişinin rızasına dayansa bile, kişilik haklarından bütünüyle vazgeçilmesi, bu hakların başkalarına devri veya sınırlanması neticesini doğuran hallerde bilginin açıklanması, bunları açıklayanın hukuki sorumluluğunu kaldırmaz. 'Şekerin yüksek çıkması normal' Güven Hastanesi sahibi Küçükel, bir insana 'gizli şeker' teşhisi konulabilmesi için mutlaka 'şeker yüklemesi' yapılması gerektiğini belirterek, "Sayın Başbakan hastanemize geldiğinde şekeri oldukça düşüktü. Kendisine gelmesi için derhal şekerli serum verildi. Böylece düşen şekeri yükseltilmeye çalışıldı. Son ölçümlerde şekerinin yüksek çıkması bu yüzden gayet normal. Bu sonuca bakıp da 'Gizli şeker var' demek doğru değil" dedi. Erdoğan'a hastaneden çıkarken mutlaka uygun bir zamanda 'şeker yüklemesi' yaptırmasının önerildiğini dile getiren Küçükel, herkesin üç ayda bir bu tür tetkikler yaptırarak, sağlığını kontrol altına almasının şart olduğunu söyledi. Erdoğan için 'gizli şeker' teşhisi konulduğu yönündeki haberlerin doğru olmadığını, ancak ileride böyle bir teşhisin konulmasının da çok büyük bir sorun teşkil etmeyeceğini belirten Küçükel, "İsmet İnönü de şeker hastasıydı. Yıllarca bu hastalığıyla yaşadı. Eğer yediğinize içtiğinize dikkat ederseniz, bu hastalığı kont-rol etmek o kadar zor değil. Hatta daha sağlıklı beslendiğiniz için daha kaliteli bir yaşam sürmeniz mümkün" açıklamasında bulundu. Nabzı 10 dakikada bir ölçüldü Başbakan'a ilk müdahale eden ekipte doktor Selçuk Coşkun, Aslı Çetin ve Bülent Toprakçı bulunuyordu. Erdoğan'ın aracının içinden çıkarılmasını bekleyen hekimler, ilk olarak Başbakan'ın her iki koluna da damar yolu açtı. Erdoğan'ın sağ kolundan içeriğinde şeker (glikoz) olan 'dekstroz serum' verildi, sol kolundan ise kan örneği alındı. Önce acil servise alınan Erdoğan daha sonra nörolojik muayene için Radyoloji Bölümü'ne indirildi ve tomografisi çekildi. Erdoğan, tetkiklerden sonra güvenlik koşulları düşünülerek eksi üçüncü kattaki Kardiyovasküler Cerrahi Yoğun Bakım Servisi'ne alındı. Erdoğan'ın her 10 dakikada bir kan ve nabız değerleri ölçüldü. RADİKAL
<< Önceki Haber Skandalın sonu yok Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER