Türk sineması 'korku'yu sevdi

Türk sinemasının yıllarca uzak durduğu korku filmleri, genç yönetmenlerin bu alanda ürünler vermeye başlamasıyla kısa zamanda önemli bir mesafe kat etti.


''Dabbe'', ''Gomeda'', ''Araf'', ''Musallat'', ''Büyü'', ''Küçük Kıyamet'' gibi Türk korku filmleri, yurt içinde önemli sayılabilecek gişe rakamlarına ulaştı. Türk sinemasının korku filmlerine yönelişini değerlendiren ''Dabbe''nin ve Şubat 2008'de vizyona girecek ''Semum''un yönetmeni Hasan Karacadağ, Türk sinemasının korku türüyle yurt dışına açılmasının daha kolay olacağını söyledi. Bunun da gerçekleştiğini ve yapılan tüm Türk korku filmlerinin belli bir çizginin üzerinde olduğunu anlatan Karacadağ, ''Dabbe''nin yurt dışındaki festivallerde de gösterildiğini ve çok olumlu eleştiriler aldığını bildirdi. Karacadağ, çekilen filmlerin içerik olarak Doğu'ya ait, teknik olarak ise çok yetkin olduğunu dile getirerek, ''Türk sinemasında 2 yılda pek çok korku filmi yapıldı. Türk sinema tarihi boyunca bu yapılmamıştır. Sadece 2-3 korku filmi denemesi var. Ama son dönemde pek çok film çekildi. Çünkü hem izleyici açısından cazip, hem de dışa açılım imkanı sağlama olasılığı var. Dabbe, 24 ülkeye satıldı. Hala yurt dışından çeşitli festivaller istiyor'' dedi. Bu türde ürün vermeye devam edeceğini belirten Hasan Karacadağ, Hollywood'dan ilk filmi ''Dabbe''nin ABD versiyonunu çekmek için teklif geldiğini, bundan sonraki projelerini de uluslararası pazara açmak üzere yapacağını, Şubat ayında vizyona girecek ''Semum''un Japonya ve ABD'de de vizyona girmesi için çalışmaların sürdüğünü kaydetti. Türk sinemasında yıllardır bu türün ihmal edilmesinin, ''Türk sinemasından korku filmi çıkmaz'' görüşünden kaynaklandığını savunan Karacadağ, son dönem korku filmlerini çekenlerin genç yönetmenler olduğunu ve yeni şeyler yapmak istemeleri nedeniyle bu alana el attıklarını dile getirdi. -BİRAY DALKIRAN- ''Araf'' filminin yönetmeni Biray Dalkıran da, filminin Türk korku türü filmleri arasında ABD'ye DVD hakları satılan ilk film olduğunu, Hollywood versiyonunun çekimi için görüşmelerin de devam ettiğini söyledi. Korku, aksiyon, aşk, komedi gibi konulu filmlerin her zaman gişe yapan filmler olduğunu, bu nedenle yapımcıların da bu tür yapımlara ilgi gösterdiğini vurgulayan Dalkıran, ''Türkiye'de 60 yıldır aşk filmleri yapılıyor. Komedi filmlerinin tarihçesi de o kadar eski. Ama korku türü yeni'' diye konuştu. Dalkıran, Türk sinemasında korku türünde ya da başka herhangi bir alanda başarılı ürünlerin verilemeyeceği ön yargısının sinemanın ''ileri gelenlerine'' ait olduğunu, ancak halkın kültür ürünlerine sahip çıktığını ifade ederek, insanların aşk ve komedi dışında farklı tür filmlere ilgisinin artmasının refah seviyesinin artmasıyla da bağlantılı olduğunu söyledi. -''UZAK DOĞU SİNEMASININ YANSIMASI...''- Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) Başkanı Murat Özer de, ''Türk korku filmlerinin çekilmesinde Uzak Doğu'daki korku filmlerinin Türkiye'de ve batıda tutmaya başlaması etkili oldu bence. Aslında daha da çekilmesi lazım'' görüşünü dile getirdi. Türk sinema tarihinde dönem dönem bu alanda denemeler olduğunu, ancak başarısızlığa uğradığını hatırlatan Özer, şöyle konuştu: ''Tabii, daha tam oturduğunu söylemek mümkün değil. Belki zamanla oturacak. Belki daha bize özgü korku motifleri bulunacak. Korkuyu biraz akıllı bir gerilimle destekleyerek kullanmak çok daha doğru olur Türk izleyicisine ulaşmak açısından. Zamanla Türk korku sineması oluşabilir, ama şimdiden bunu söylemek zor. Türk sinemasında polisiye, gerilim, korku türü örnekler çok yok. Bunların çoğalması lazım tabii. Korku sineması, artık bütün dünyanın kabul ettiği en temel türlerden biri. Türkiye'de de bu türün yaygınlaşması, daha iyi ürünler çıkarması gerekiyor.'' Özer, bu tür filmlerin son yıllarda daha sık yapılmaya başlanmasında Türk sinemasında teknolojinin gelişmesinin ve Hollywood yapımları kadar olmasa da oldukça başarılı efektler kullanılmasının etkili olduğunu sözlerine ekledi. -İZLEYİCİ RAKAMLARI- Son dönem çekilen korku türü filmlerin ilk örneği olan, yönetmenliğini Yağmur ve Durul Taylan'ın yaptığı, baş rollerini Nehir Erdoğan, Emre Kınay ve Burak Altay'ın paylaştığı 2004 yapımı ''Okul'' adlı film, 784 bin 897 kişi tarafından izlendi. Orhan Oğuz'un yönettiği, Özgü Namal, Suna Selen, Dilek Serbest'in rol aldığı ''Büyü'' 553 bin 137, Hasan Karacadağ'ın yönettiği, Ümit Acar ve Kaan Girgin'in rol aldığı ''Dabbe'' 539 bin 381, Yağmur ve Durul Taylan'ın yönettiği, Cansel Elçin ve Başak Köklükaya'nın rol aldığı ''Küçük Kıyamet'' 382 bin 89 izleyiciyle buluştu. Togan Gökbakar'ın yönettiği, Doğa Rutkay, Yurdaer Okur ve Şahan Gökbakar'ın rol aldığı ''Gen'' 173 bin 112 kişi, Biray Dalkıran'ın yönettiği, Akasya Asıltürkmen ve Murat Yıldırım'ın rol aldığı ''Araf'' 126 bin 676, Tolga Tan Demirci'nin yönettiği, Feride Çetin ve Halim Ercan'ın rol aldığı ''Gomeda'' ise 46 bin 768 kişi tarafından izlendi. Halen gösterimde olan Alper Mestçi'nin yönettiği, Burak Özçivit ve Biğkem Karavus'un rol aldığı ''Musallat'' ise yaklaşık 1,5 ay içinde 280 bin 304 kişiye ulaştı. AA
<< Önceki Haber Türk sineması 'korku'yu sevdi Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER