Türk-Yunan yakınlığı semere veriyor

6. Türk-Yunan Medya Kongeransı Swissotel Grand Efes'te başladı.


İzmir´de toplanan 6. Türk-Yunan Medya Konferansı´na katılan Yunanistan Başbakan Yardımcısı Thedoros Pangalos ve Devlet Bakanı, Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı iki ülke arasıdaki ilişkilerin daha da gelişmesine ışık tutacak adımlar attı. Yazıcı, 1952 yılından beri gerçekleşmeyen Cumhurbaşkanlığı düzeyinde ziyaretin artık yapılmasını diledi. Pangolas da yıl sonuna kadar vize kolaylıkları gerçekleşeceğinin müjdesini verdi. Konferans´ta açılış konuşması yapan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı, iki ülke arasında bir taraftan ihtilaflar olurken bir taraftan da tarihi uzlaşmalara imza atıldığını, bunlardan ilkinin Atatürk ile Venizelos arasında 1930'da imzalandığını söyledi. Yazıcı, ikinci uzlaşma anlaşmasının ise 1987'de, üçüncüsünün de 1999 sonrasındaki zaman diliminde olduğunu dile getirdi. Ekonomik ilişkilerin Türkiye ve Yunanistan arasındaki ilişkilerin gelişmesi açısından büyük önem taşıdığını belirten Yazıcı, 2000'li yılların başında 879 milyon dolar olan toplam ticaret hacminin 2008 sonu itibariyle 3 milyar dolar seviyesine ulaştığını söyledi. Yazıcı, 1999 sonrası dönemin Türk Dışişleri Bakanı merhum İsmail Cem ile Yunanistan Dışişleri Bakanı Papandreu'nun insiyatifiyle başlayan ilişkilerin iki ülke arasındaki hem iç hem de dış politikada yeni döneme kapıyı araladığını belirtti. Yazıcı, ``2002 yılında 897 milyon dolar civarında olan toplam ticaret hacmi 2008 sonu itibariyle 3 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır. 2004-2008 arasında Türkiye doğrudan yabancı yatırımın yaklaşık yüzde 10'luk kısmı Yunanistan menşeli olmuştur. Türkiye'de iş yapan Yunanistan sermayesi 76 iken 2008'de 346'ya yükselmiştir. İki taraf karşısında karşılıklı etkileşimin artmasının son örneği ise turizm faaliyetlerinde olmuştur. Yunanistan'dan Türkiye'ye gelen turist sayısı 2001'de 156 bin civarındayken bugün 572 bin seviyesine ulaşmıştı. Türkiye'den Yunanistan'a giden kişi sayısı 110 binden 413 bine çıktı. Bu sonuç aynı zamanda ilişkilerin yumuşamasında diyaloğun sağlanmasında yapıcı rol oynadı'' dedi. Bir süre önce Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Yunanistan'a tarihi bir ziyaret gerçekleştirdiğini ve iki ülke arasında 21 anlaşmanın imzalandığını anlatan Yazıcı, vizelerin kalkması yönünde atılan adımların da iki ülke ilişkilerinin gelişmesi bakımından büyük önem taşıdığına dikkat çekti. İki ülke arasındaki bazı sorunların halen çözümlenememiş olduğunu, sorunların biran önce çözülmesi konusunda artan şekilde bir kararlılığın olduğunu belirten Yazıcı ``Günümüzde basının, medyanın toplum üzerinde nasıl yönlendici olduğu açıktır. Ege'nin her iki yakasında Türk-Yunan dostluğunu pekiştirecek sorumlu gazetecilik anlayışı iki ülke arasındaki sorunların çözümüne yönelik uygun zeminin oluşmasını sağlayacaktır. Ötekileştirici, düşmanlaştırıcı bir dilden söylemden mutlak ve mutlak surette kaçınılmalıdır. Bu konuda gerek Türk medyasına gerek Yunan medyasına çok önemli görevler düştüğü kanısındayım. Türkler ve Yunanlılar Ege'nin iki yakasında birbirimize komşu olarak yaşıyoruz. Aramızdaki bu komşuluk ilişkisinin sağlıklı biçimde yürümesini istiyorsak komşuluk hukukuna riayet etmemiz kaçınılmazır. Komşu olarak birbirimize güvenmeyi öğrenmeli ve her alanda dayanışma işbirliği gösterekek bu güveni sağlamlaştırmalıyız. İki toplum arasındaki barış kardeşlik tohumu yüreklerimizin derinliklerinde bir yerde durmaktadır. Üzeri örtülmüş bu tohumun ilk fırsatta bereketli zeytin ağacına dönüşeceğine inancımız tamdır'' dedi. 2. Dünya Savaşı'nda 60 bin kadar Yunanlı'nın, Nazilerin saldırılarından kaçarak kayıklarla, sandallarla Anadolu'ya geldiğini ve burada Türkler'in Yunanlılar'a evlerini, kucaklarını açtığına dikkat çeken Yazıcı 1999 yılında yaşanan Kocaeli depreminde de Yunan halkının çok samimi bir şekilde Türkiye'ye yardım yaptığını söyledi. O dönemdeki sıcak dostluk atmosferinde 3 Türk ve 3 Yunanlı gazetecinin iki ülkenin diyaloğunun arttırılması yönünde bir temas grubu oluşturduğunu belirten Yazıcı, hareketin git gide kökleştiğini, iki ülke medyası arasındaki ilişkilerin sağlamlaştığını vurguladı. Yazıcı, ``Bir toplumun vicdani kanaatleri ancak özgür basın yoluyla kendini ortaya koyabilir. Her olayı her konuyu her gelişmeyi her ilişkiyi en iyi şeklide pazarlayacak olan basındır. Elbetteki basın bu işlevi yerine getirirken haber katıksız, yorum özgür olmalı. Haber katıksız olmalı ki her yorumcunun o katıksız haberi özgürce yorumlayabilme hakkını elinde bulundurabilsin'' dedi. Bakan Yazıcı, 1952 yılından bu yana Türkiye tarafının Cumhurbaşkanlığı düzeyinde Yunanistan'ı ziyaretinden bu yana bir ziyaretin gerçekleştirilmediğine dikkat çekti. Yazıcı ``Eminim ki bu konsey, bu konseye katılmış arkadaşlarımız bu konuyu da gündem yaparlar ve bu çok gecikmiş olan üst düzey ziyaret biran önce gerçekleşir'' dedi. Yunanistan Başbakan Yardımcısı Theodoros Pangalos ise açılış konuşmasına ``Dostlarım'' seslenişiyle başladı. Türk ve Yunan gazetecilerin ortak birlik arzularının kurumsallaşacağına inandığını belirten Pangalos, Basının dördüncü kuvvet olduğunun altını çizdi, ``Siyasetçilerin zamanlarını üçe ayırır. Gerçeklere, partili ve muhalefetle ilişkileler ile üçüncü olarak da basınla olan ilişkilerimiz vardır. İletişim stratejik rol oynuyor. Türk Yunan dostluğunda da büyük rol oynayacaktır. İki tane unsur vardır, biri olayları objektif görmemiz, tarafsız görmemizdir. Ama nasıl tarafsız görebiliriz? Tarihi ilişkilerden mi? insani açıdan mı? Kültürel açıdan mı? Nasıl görelim? Türk ve Yunanlar değişik ulus, değişik tarihleri, kültürleri var. Çoğu kez bizler bir Türk Yunan olayını tartıştığımız vakit maalesef bazen anlaşmaya varamıyoruz. Çünkü farklı bakış açılarımız var. Bazı Türk dostlarım diyor ki `Ay bizler Osmanlı döneminde çok güzel yaşıyorduk.´ Osmanlı her türlü dine ulusal büyük bir yaklaşımla bakıyordu, ötekileştirmeye bakmıyordu. Hakikaten Osmanlı döneminde bu vardı, Bizans imparatorluğu da aynı şekilde ötekileştirmekten kaçınan bir imparatorluktu. Bizans´da Yunanlı olmayan İmparatorlar vardı. Osmanlı´da müslümanlar ve hristiyanlar, Türk ve Yunanlılar beraber birlikte yaşıyorlardı. Ancak, aynı haklara aynı sorumluluklara sahip değillerdi. Mesela Venizelos ile olan anlaşma döneminde, iki tane büyük sorun vardı. O yıllarda bugünke sorunlar yoktu. İki büyük siyasetçi Atatürk ile Venizelos ortak çözüm arayışındaydı. O zaman kıta sahanlığı sorunu yoktu. O zamanki teknoloji hiçbir zaman denizin dibini arayıpta petrol bulmaya elverişli değildi. İşte dolayısıyla kıta sahanlığında ne olduğunu kimse bilmiyordu. Bugünün en büyük sorun iki ülke arasındaki kıta sahanlığı sorunudur. Kıbrıs, o yıllarda İngiliz sömürgesiydi. Orada oturanlar Türkler ve Yunanlılar sömürgeden memnundu. Etrafımızdaki büyük imparatorluklar dağılıyordu. İşte o zamanki anlaşma o dönem için en akıllıca yapılmış anlaşma olarak görülüyor'' dedi. Pangalos, kürüsel ekonomi dünyasında hiç kimsenin kendini garanti altında hissetmediğini söyledi. Artık bir seçim yapılmasının zorunlu olduğun beilrten Pangalos, ``Buna işbirliği diyebiliriz. İki, ekonomimimizin işbirliğinde bulunması, toplam ihtiyaçlarımızda ve konuşmalarımızda ön planda olması gereken bir unsurdur. Bizler tarihi dikkatli ve doğru okumamız lazım. Birbirimizin nasıl düşündüğünü anlamamız lazım. Bunu anladıktan sonra yakınlaşmakta muvaffakiyet sağlamamız gerekir. Bu iki halk birbirlerini tanımadığı sürede birbirleri ile ilgili kötü şeyler anımsarlar. Diğer halk kötü seyleri yapandır. Davranışlar halkların davranışları askerlerin davranışları her zaman kuvvetle zaferle mağlubiyetle ilintilidir. Kötü ve iyi halk diye birsey yoktur. İyi sistem ve kötü sistem vardır. İyi-kötü olay vardır. Eğer birbirimizi daha iyi tanırsak, medeniyetlerimizin temelindeki davranışlarımızın, ne kadar aynı olduğunu görüyoruz. Ben türkiyeye geldiğim her defasından her keresinde şunu Türkiye´nin ileriye dönük büyük adımlar attığını tespit ediyorum. Türklerin Akdeniz halkları psikolojisine yakın olduğunu görüyorum, Türk vatnadaşlar da Yunanistan'ı ziyaret ettiklerinde Yunan halkının ne kadar oryantal Anadolulu olduğunu tespit ediyorlardır. Birbirimizi daha yakından tanıyalım'' dedi. VİZE MÜJDESİ Yeşil pasaportluların artık Yunanistan'a serbest, vizesiz girdiğini, yıl sonuna kadar vize olaylarında kolaylaştırmaların olacağını belirten Theodoros Pangalos, ``Çünkü kara sınırları olan ülkeler uygulaması yapacağız, Şengen harici de olabilir, dahili de olabilir. Bizlerinde bu uygulamaya şekil bulmamız lazım. Büyük bir uzun süreç olmasa da, kısa süreli de olsa, daha serbest bir vize almadan kolaylıkla iki ülkeyi ziyaret edebilmeli'' dedi. PANGALOS TÜRK EKONOMİSİNİ ÖVDÜ Pangalos, Türkiye'de siyasetçiler arasında olan bir takım anlaşmazlıklar olmasına rağmen halkın kurumsal değişikliği kabul ettiğini söyledi. Pangalos, ``Çünkü bu bir hükümetin devletin daha hakkaniyetli olmasını sağlayacak değişmelerdir. Türk girişimcilerinin Türk hükümetinin ve Türk halkının en başta olmak üzere sizlerin kişi başına gelen milli geleri bu kadar arttırmayı başardınız, tebrike şayandır. Ekonominin büyük dayanaklarından biri ihracatın artmasıdır. Sizler de hakikaten bu ekonomik alanda büyük başarı sağladınız. Umarım bu istikrarlı olacaktır. Maalesef Yunanistan´da olumsuz durumdayız, ben bunları söylemek zorundayım'' dedi. İzmir Valisi Cahit Kıraç, Türk ve Yunan gazetecileri arasındaki diyaloğu geliştirmeyi, ön yargısız bir iletişim ortamında gerçeklere dayalı iyi ilişkiler kurmayı amaçlayan ve bu yıl 6'ncısı düzenlenen Türk-Yunan Medya Konferansı'nın iki ülke ilişkilerinin gelişmesine büyük katkı sağlayacağını söyledi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ise 1999 yılında Türk ve Yunanlı gazeticilerin kurduğu temes grubuyla oluşar birlikteliğin bugünlere gelmesinin sadece mesleki bir dayanışma platformu değil Türkiye ve Yunanistan halkları arasındaki barış kültürünü, dostluğu, sevgiyi ve işbirliğini geliştirme konusunda ciddi bir kamuoyu oluşturduğunu söyledi. İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş ise Türklerin ve Yunanlı'ların binlerce yıl bu coğrafyada birlikte yaşadığını, komşuluk yaptığını, bir denizin iki milleti olduğunu söyledi. Oda olarak özellikle Yunan aradaları ile ticaretin gelişmesi için büyük çaba harcadıklarını, 12 yılda 10 kez ekonomik zirve düzenlediklerini, 18 yılda ticareti 200 milyon dolardan 4 milyar dolara çıkarttıklarını belirten Demirtaş, ``Sınır kapılarındaki ve kafalardaki bariyerleri kaldıralım'' dedi. Temas Grubu üyesi Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi ve Panagiotis Kaliapanos ile konuşmalarında ilişkilerde bugüne kadarki süreci anlattılar. Oktay Ekşi, Türk ve Yunan gazeticiler olarak Temas Grubu´nu ilk kurduklarında her iki halk arasındaki önyargıları kırmak için birlikte hareket etme kararı aldıklarını açıkladı. Medyanın hakaret içeren başlıklarının son dönemde artık görülmediğine dikkat çeken Ekşi, ``Diyaloğun artması sonucu artık amacımız ortak bir meslek kuruluşu kurmaktır. İzmir´de bunları konuşacağız'' dedi. Açılış konuşmalarından sonra 6. Türk-Yunan Medya Konferansı çerçevesinde açılan Anadolu Ajansı fotoğraf Sergisi'ni Yunanistan Başbakan Yardımcısı Theodoros Pangalos ile Devlet Bakanı Hayatı Yazıcı da gezdi. Organizasyon yuvarlak masa toplantılarıyla devam etti. DHA
<< Önceki Haber Türk-Yunan yakınlığı semere veriyor Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER