Kırkpınar'da tarihî coşku doruğa ulaştı

'Pehlivan, alta geldim diye üzülme, üste çıktım diye sevinme. Vur sarmayı kündeden at, gönder Muhammed'e salavat.

Kırkpınar'da tarihî coşku doruğa ulaştı

Allah Allah illallah, Muhammedün Resulullah. Alkışlarla diyelim maşaallah.' şeklinde dua eden Kırkpınar cazgırları, 647. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri'ne iştirak eden pehlivanları çağırıyor Er Meydanı'na. Gayretle yeşil çayırın üstüne akın eden yüzlerce yiğit, boylarının ilan edilmesini dört gözle bekliyor. İtinayla dakikalarca yağlanan pehlivanlar, adeta bedenlerini yağa gark ediyor. Yetmedi mi? Bir daha, bir daha yağlanıyor pehlivanlar. Evvela fırtına misali esen minik pehlivanlar çayırın şöyle bir tozunu alıyor. Ustalar ısınıyor. Her yanda ayrı bir telaş, ayrı bir heyecan. Malum, Edirne Sarayiçi bir yıllık hasretini atıyor üzerinden. Minik pehlivanların heyecanı gerçekten görülmeye değer. Kispet bulamayan miniklerden bazıları şöyle sağlamından bir kot pantolon giymişler. Geleceğin başpehlivanları tüm hünerlerini ortaya koyuyor. Bedenleri minik amma yürekleri büyük olan bu pehlivanlar, yoğun alkışlar arasında binbir türlü güreş tekniğiyle finallere kalma mücadelesi veriyor. Adeta bir yiğitler harmanı olan er meydanını geleneksel kıyafetleriyle yaklaşık 15 davulcu şenlendiriyor. Ritmik bir şekilde davullarına tokmak sallayan davulcular, pehlivanları aşka getirirken güreşseverleri coşturmayı başarıyor. Her yeri tarih kokan Er Meydanı'nda kimler aşka gelmedi ki. Koca Yusuf'ları, Kel Aliço'ları, Adalı Halil'leri, Kurtdereli Mehmet'leri ve daha adını sayamadığımız nice yiğitleri bağrında barındırdı Er Meydanı. Ünü okyanuslar ötesine kadar taşan binlerce pehlivan güreş tuttu Sarayiçi'nin diz boyu çayırlarında. Hani derler ya 'dili olsa da konuşsa' diye. Gerçekten bu çayırların dili olsa da üstünden geçen yiğitlerin destansı hikayelerini anlatsa. Kırkpınar'ı izlemeye gelen hemen herkesin zihninden geçen bu nezih hadiseler baş ve baş altı pehlivanlarının Er Meydanı'nda soluk almasıyla son buluyor. Cazgırların o gür sesinden yükselen dualarla pehlivanlar başlıyor peşrev çekmeye. Peşrevle kaslarını, nefsini, beynini ve kalbini güreşe hazırlayan pehlivanlar, 'Bismillah' diyerek birbirlerinin enselerine yapışıyor. Bu koca yiğitlerin yağlı sırtlarına vuran güneş, izleyenlerin gözlerini kamaştırıyor. Güreşirken gözüne yağ kaçan pehlivanların imdadına ufacık bez parçaları yetişiyor. Koskoca pehlivanlar beyaz bir bez parçasına ne de çok muhtaç oluyor. Er Meydanı'nın bir köşesinde pehlivanlar için hazırlanmış çeşmelerden akan sular, sıcağın altında kavrulan yiğitlerin kuruyan dudaklarına derman oluyor. Başpehlivanlar gün boyu tam üç tur güreş tutuyor yakıcı sıcağın altında. Kırkpınar'ın üçüncü ve son gününe tam 8 pehlivan katılıyor. Bakalım bu yiğitlerden altın kemeri kim alacak? Ayrıca bu yıl tartışma konusu olan kurallar, Kırkpınar'ın coşkusunu büyük bir meraka bırakmış durumda. Ahmet Taşçı, kurada elendi 647. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nde başpehlivanlık 3. tur güreşleri tamamlandı. Yüksel Kalay, Recep Kara, Salih Dorum, Ekrem Yavuz, Kenan Şimşek, Osman Aynur, Fatih Atlı, Sermest Bulut, Er Meydanı'nda rakiplerini yenerek çeyrek finale çıktı. Efsanevi güreşçi Karamürselli Ahmet Taşçı, 2. turda rakibi Ömer Aslantaş'la normal sürede yenişemeyince kura çekimine gidildi. Kura çekiminde Ahmet Taşçı elenirken rakibi Aslantaş da 3. tura yükseldi. NURULLAH KAYA - EDİRNE
<< Önceki Haber Kırkpınar'da tarihî coşku doruğa ulaştı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER