HOROZ DÖVÜŞÜ

Horoz dövüşünde horozlardan biri hırpalanır diğeri ise daha fazla zarar görerek kaçar ama çoğunlukla ölür.


Horoz dövüşünde horozlardan biri hırpalanır diğeri ise daha fazla zarar görerek kaçar ama çoğunlukla ölür. Kazanan, horozun sahibi ya da onu dövüşe sokandır. İnsanlar arasındaki mücadelede çoğunlukla ve özellikle günümüzde dövüşenler horozlardır, kazanan ya da kaybeden onları dövüşe sürükleyenlerdir. Dövüşten sonra horozlar yeni bir dövüşe kadar kümese kapatılır, en iyi şeklide bakılır, ölmüşse hemen, sağ kalmışsa güçsüz düştüğünde tenceredeki yerine uğurlanır. Yaşamım boyunca beni en çok rahatsız eden şey rolümüzün horozdan öteye gitmemesi, karşımızdakini yenerken ya da hırpalanırken gerçekte başkalarının yazdığı senaryoları oynamamızdır. Mücadele ettiğimiz güç de gerçekte bir başkasının oyuna soktuğu horozdu. 1980 öncesinde yaşadığımız terör dalgasında çatışan tarafların hırpalanmasından öteye kalan şey ülkemiz için öngörülen ekonomik yapıyı oluşturmak oldu. Solcular, dünyada sol bittiği için, dönüştüler ve küresel kapitalizmin savunucusu oldular, sağcılar yeni bir dövüşe kadar kümese kapatıldılar. Eğer bir mücadelede tek hedefiniz karşınızdakini yok etmek ya da hırpalamaktan ibaretse, büyük bir ihtimalle rolünüz dövüş horozluğudur. Karşınızdakinin de zavallı bir araç olduğunu unutur ona kin duyarsınız, kızarsınız ve yaptığı her şeyin haksız olduğunu düşünürsünüz. Size zarar vermesinden korkuyor olsanız bile bu korkunuz saldırganlığa dönüşür ve ölçüsüz hamleler yaparsınız. Böyle bir durumda horozların birbirine ‘ Bizim aramızda bir düşmanlık yok, sahiplerimiz içgüdülerimizi kullanarak bizi birbirimize düşürüyor. Bırakalım bu dövüşü ve kardeşlik içinde hayatımızı sürdürelim.’ Demesini beklemiyorum. Horoz horozluğunu yapmak zorundadır. Tek çıkış yolunuz horoz olmamaktır. Eğer birisi sizi gagalarsa horozlaşıp dövüşmek yerine yaralanmış bir horoz sahibi gibi davranmanızdır. Çeyrek asırdır süren, adına terör denen olaylar benim için çözülmesi gereken bir sorundu ama ülkeyi yönetenler bunun yenilmesi gereken bir düşman olduğunu düşündüler. Bölge halkının ezici bir çoğunluğunun karşı olmasına ve onlarla mücadele için silahlanmasını sağlamış olmamıza rağmen azınlığın ülkeyi böleceğini düşündük. Her yerde simülasyonu kullanırken böyle bir devletin kurulmasını simüle edip (taklidini yapıp) ne kadar anlamsız bir şey olacağını göremedik. Her isteyenin devlet kuramayacağını, devletlerin büyük güçlerin masalarında kurulacağını ve onların bu konudaki politikalarının ne olduğunu irdelemedik. Oysa Osmanlının kolunu bacağını kesip onu bir vücut haline getirdiklerini, birbirinin fotokopisi kadar benzeşen Arapları ayrıştırdıklarını yaşayan bizdik. Ben olsaydım ABD başkanıyla PKK’yı konuşmazdım ve böyle bir konunun gündeme gelmesini bir küçümseme sayardım. Bölgenin geleceğini, yeni haritanın biçimini ve bizim yerimizin nasıl olması gerektiğini tartışırdım. Dövüş horozu olmamakta kesin kararlıyım. Ya horozun sahibi olurum ya da bu kavgaların dışında kalırım. Böyle bir dövüşü seyretmek bile son derece incitici.

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER