Umudumuz ve arzumuz o ki, Emniyet’in saygınlığını sarsan ve güven duygusunu zedeleyen herkese, aynı işlem eşit bir biçimde uygulanıyordur.
Bizdeki bilgilere göre uygulanmıyor. Örneğin Sakarya’da F.Ü. ile ilgili bir
soruşturmada Star’dan Şamil
Tayyar (17.07.2009); “Hakkında iddia bulunan müdür yerinde kalacak,
operasyon müdürleri gidecek, sonra bana hak ve hukuktan bahsedeceksiniz. Bunu ancak külahıma anlatırsınız… Müdürün
Ankara’da abisi var, gücün yetmez. Abisi ona uygun bir
müfettiş de gönderdi” anlatımında bulunur ve yazısının devamında, nasıl tehdit edildiğini; “Dikkat et seni gazeteden kovmasınlar diyenler vardı” cümlesi ile ifade eder. Bence ne
Başbakan ne de İçişleri Bakanı bu tehdidin kaynağı kişiyi tam tanımıyor ve bu insanın, ne kadar hırslı ve tehlikeli birisi olduğunu bilmiyorlar.
Yukarıda saydığımız üç muhabir
arkadaş, aynı
Emin Çölaşan’a haber kaynağı olan ‘minik kuş’, –ün almış inanç’lı birisi- gibi, Emniyet’teki çok üst düzey, poylu poslu, badem bıyıklı, gözlüklü ve beyaz tenli birisi tarafından besleniyorlar. Bu kişi hakkında
Şamil Tayyar; “
dindar geçiniyor, lakin beli çok kıvrak, ayakları hayli hareketli” değerlendirmesini yapıyor.
Akşam yöneticisi İsmail Küçükkaya, Emniyet kaynaklı bazı manipüle haberler bağlamında yapılanları bize ifade ederken; “biz bu oyuna gelmeyeceğiz” anlatımını yapmıştı. Milliyet’ten dostumuz
Tolga Şardan’ın, ‘Semiz Kuş’un kendisine verdiği haberlere
takla attırarak, aynı haberi farklı farklı tarihlerde 5-6 kez kullanabilen ‘mahir’ bir ‘kaynak’ olduğunu da burada yeri geldiği için söylemeliyiz. Bu yaman çelişkiyi
Fikret Bila ile de paylaş-mış-tık.
Ama dedik ya ‘müdür-muhabir ilişkisi’ yalnızca ‘kullanma’ merkezli olunca, haberler de böyle şekilleniyor.
Medya-Kolluk ve Medya-
Polis İlişkileri bağlamındaki master eğitimini beş yıldır medya taraması ile anlatan bir
öğretim üyesi olduğum için, bu konuda binlerce örneklemeyi sizinle paylaşabilirim.
Örneğin Milliyet’te (12.07.2009) ana sayfadan sür
manşet olarak verilen Tolga Şardan’ın haberinde; “
Rabia Kadir’in vize yolunu
Yalova kesmiş” deniyordu. Bu haber, Fabrikatör’ün ‘karanlık’ dergisinde kendisinden özür dilenilen tek Emniyetçi olan ‘Semiz Kuş’ tarafından; ‘Başbakan zor durumda kalsın’ diye özellikle yaptırıldı. Bir gün sonra Başbakan bu haberi sert bir biçimde yalanlayınca, dolara yakınlığı İçişleri Bakanı’na olan yakınlığından çok daha fazla olan bu ‘Semiz Kuş’, ‘randevuevlerinin’ güvenliği konusundaki uzmanlığını, ‘
fuhuş sektöründen’ ve ‘borsa manipülasyonundan’ haksız
kazanç elde eden Emniyetçileri bir yolunu bulup
terfi ettirme konusundaki ekstra ihtisas sahibi bilgeliğiyle harmanlayarak, ‘özel güvenlikten köşe olmakla’ da perçinledi. İyi de bu kişi neden Başbakan’ın zor durumda kalmasını acaba bu kadar çok arzuladı?.. Şamil Tayyar ‘Semiz Kuş’ için; “
Ergenekon soruşturmasında gözaltına alınıp serbest bırakılan Yalçın Küçük’le kankadır. Ergenekon sanığı Emin Gürses tutuklanmadan önce yanından hiç çıkmazdı” anlatımında bulunarak, sanki bu sorunun yanıtını az da olsa veriyor, değil mi?
Özel
Güvenlik ile ilgili yazdığımız son makalemizden sonra, onlarca farklı değerlendirmeyi ve çok önemli, özel, güvenlik belgelerini okuyucularımız bizimle paylaştılar ve “bu bilgileri kamuoyu ile paylaşmanız, daha
temiz bir Emniyet ve
Türkiye için gereklidir” dediler. Bu yazımızda bir tanesini paylaşarak işe başlayalım; Batıdaki bir ilden Ankara’ya üç yıl önce geçici görevlendirme ile getirilen ve özel güvenlik konusu hangi daire başkanlığında ise orada çalıştırılan ve şark tayini geldiği halde hâlâ ‘Semiz Kuş’ tarafından tayini sürekli ertelenen, kendi devreleri
emniyet amiriyken, kendisi kötü sicilinden dolayı hâlâ komiserlikte kalan, organize suç örgütlerine
yardım etmekten onlarca ceza alan, pek çok soruşturması devam eden, ve Ankara gece hayatının vukuatlı, masalarda sızan ve bıçkın bir müdavimi olmasına rağmen, parası hiç bitmeyen bu kişinin, prezervatifliğini (koruyuculuğunu) ‘Semiz Kuş’un yaptığını, ne Başbakan ne de İçişleri Bakanı biliyordur değil mi?
Bu arada Şamil Tayyar’a; “Dikkat et seni gazeteden kovmasınlar” dediklerine göre, değil herhangi bir soruşturma geçirmek, yolda yürürken ayağım bir taşa takılıp yere bile düşsem, sorumlusu ‘Semiz Kuş’tur’. Çünkü bir Emniyetçi arkadaşıma da yıllar önce aynen Şamil Tayyar’a dendiği gibi; “Hacca gitmemden daha hayırlı bir iş olacak seni Emniyet’ten attırmak’ demişti.
Ve bu ‘Semiz Kuş’ şimdi de yeni kurulan Terör ve
Güvenlik Müsteşarlığı’na getirilecek ve orayı da bu örgütleyecekmiş... Vay ki ne vay!.. HSYK’daki Ali
Suat Ertosun olayının Emniyet versiyonu da ‘Semiz Kuş’tur benden söylemesi...