Deniz
Baykal, 1938 doğumlu, 72 yaşında, ömrünün yarım asırlık kısmını
siyasete vermiş, Türkiye’nin en tecrübeli
politikacılarından birisi.
Daha doğrusu, DP’nin emanetçisi
Cindoruk sayılmazsa, aktif siyasette bulunan en tecrübeli politikacı...
Deniz Baykal, meziyetleri olan bir siyaset adamı... Hukukçu,
avukat, SBF’de doktorasını vermiş,
ABD’deki önemli üniversitelerde akademik çalışmalar yapmış, doçent olmuş...
Deniz Baykal,
Maliye Bakanlığı,
Enerji Tabiî Kaynaklar Bakanlığı,
Başbakan Yardımcılığı ve
Dışişleri Bakanlığı görevlerinde bulunmuş. Son derece hareketli bir politika hayatı olmuş.
CHP’de, İnönü’den sonra en fazla Genel Başkanlık yapmış kişi unvanına sahip. 1992’den bu yana
küçük kesintilerle 18 yıl CHP Genel Başkanlığı makamında oturmuş.
Deniz Baykal, birkaç asılsız iddia dışında dürüst bir politikacı olarak tanınıyor. İyi ve mazbut bir ailesi var. Ailesini ve yakınlarını politikanın dışında tutmayı başarmış, nepotizmden uzak kalmış...
***
İşte, son yılların en alçakça ve namertçe düzenlenmiş siyasî
komplosuna mâruz kalan Deniz Baykal böyle bir kişi...
Deniz Baykal’ı ve politikasını bu sütunlarda en sert şekilde eleştirdik, lâkin bu aşağılık saldırı karşısında daima onun yanında olacağız.
Baykal’ın içinde yer aldığı iddia edilen ve tahrifata uğradığı anlaşılan görüntü ve
ses kayıtları bizi de
hiç kimseyi de ilgilendirmez. Özel hayatın gizliliği temel bir haktır.
Bizi ilgilendiren, Baykal’ın siyasî faaliyetleridir, siyasî görüşleridir.
Bu alçakça komployu kim düzenlemiş olursa olsun, komploya mâruz kalan siyaset adamının hüviyetine ve siyasetine bakılmadan onun yanında yer almamız ve bu alçaklığa karşı çıkmamız gerekir.
Şurası da unutulmamalıdır ki, bizim halkımız bel altına vuranlardan hiç hoşlanmaz; bu olayı
Amerikan toplumu gibi değerlendirmez ve
mağdur olana sahip çıkar.
***
Deniz Baykal
istifa etmemeliydi... Zira, bu istifa komplocuların amacına ulaşmasını sağlamıştır. Bir
CHP Kurultayı’nın arefesinde ve genel seçimlere 1 yıl kala Ana Muhalefet Partisi’nin başsız kalması temin edilmiştir.
Başta Başbakan Erdoğan olmak üzere, Hükûmetin ve İktidar Partisi’nin bu komplo karşısındaki tepkilerini takdirle karşılıyoruz. Başbakan’ın, kayıtların derhal kaldırılması, tertipçilerin araştırılıp bulunması ve olayın ima yoluyla dahi olsa da gündeme getirilmemesi hususundaki talimatları son derece olumludur. Bu alçakça tertibin
iktidar çevresi tarafından hazırlanmış olma ihtimalini vârit görmüyoruz. Bu komplonun, CHP Kurultayı öncesinde Baykal’a
muhalif çevreler ya da
Ergenekon benzeri odaklar tarafından hazırlanmış olma ihtimali yüksektir. Zira, iktidar çevrelerinin Baykal muhalefetinden fazla şikâyetçi olmadığı bilinmektedir.
***
Deniz Baykal’ın istifa konuşmasında iktidara yüklenmesi haksızlıktır ancak bunu normal karşılamak gerekir. Aksi takdirde, komplonun CHP çevreleri tarafından düzenlendiğinin kabulü icap ederdi ki, bu ihtimal de CHP’ye zarar verirdi.
Baykal’ın istifası, bir bakıma onurlu bir
jest teşkil etmiş, parti içinde ve dışında bunu isteyen çevrelerin tatmin olmalarını sağlamıştır. Bu suretle, Baykal’ın siyasî bir komploya mâruz kalarak mağdur edildiği de bâriz bir şekilde görülmüş olmaktadır.
Bundan sonra hangi gelişmeler olabilir?
1. Baykal politikayı gerçekten bırakabilir. Bu durumda CHP karışır ve Kurultay’da farklı adaylar çıkabilir. Bunların en şanslısı,
İstanbul Belediye Başkan adaylığı sırasında başarılı görülen Kemal Kılıçdaroğlu’dur.
2. Baykal politikayı bırakmaz; bir müddet ara verir. Bu takdirde, CHP Altan Öymen’in genel başkanlığına benzeyen bir ara dönem geçirir. Seçimden önce yapılacak Olağanüstü Kurultay’da Baykal tekrar genel başkan olur.
3. Önümüzdeki 22-23
Mayıs Kurultayı’nda Baykal, Grubun ve Örgütün ısrarı üzerine dramatik bir dönüş yaparak tekrar Genel Başkanlığa seçilebilir.
***
Bu belden aşağı alçakça saldırıyı tekrar kınıyor ve bütün samimiyetimizle Deniz Baykal’a geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.
Bu komployu düzenleyen şerefsizlerin de en kısa zamanda bulunarak cezalandırılmasını istiyoruz.