Yayınlanmayan kasetler de tehlikelidir


MHP'yi sarsan kaset skandalında herkes doğal olarak bu işin faillerini arıyor ya da MHP'nin yeniden dizayn edilmesinin hedefini anlamaya çalışıyor. Rivayetler ve komplo teorileri muhtelif. Yaşanan rezaleti ve MHP tabanının içine düştüğü travmayı unutturmak isteyen çevreler 'Türkiye'nin bölüneceği ve Türklük tanımının anayasadan çıkacağı, buna karşı çıkmasın diye MHP'nin baraj altına itileceği' türden akla ziyan komplo teorileri ortaya atadursun herkesin gözü yeni kasetlerde. Zira başka kasetlerin de olduğu ve yakında piyasaya çıkacağı konuşuluyor. 'Bu görüntüleri kim çekiyor, nerede arşivliyor, hangi istihbarat servisleriyle ortak çalışıyorlar' gibi soruların hepsi önemli. Ama bu hengamede unutulan bir soru daha var: Ya yayınlanmayan kasetler? Şöyle düşünelim. Bir şekilde kaseti çekilmiş bir bürokrat, siyasetçi ya da asker... Hiç kimsenin bilmediği şantaj kasetleriyle tehdit edilmişler midir? Ülke menfaatine aykırı işler için şantaja maruz kalmış mıdır? Çünkü Ergenekon soruşturmasında gördük ki yüksek yargının hatırı sayılır miktarda üyesinin benzeri görüntüleri kaydedilmiş. Ha keza TSK'yı sarsan casusluk ve fuhuş çetesi skandalında da hatırı sayılır miktarda subayın tuzağa düştüğü ortaya çıktı. Yani bu görüntüleri organize bir şekilde çeken, arşivleyen ve günü geldiğinde kullanan, derin bağlantıları olan yapıların varlığı tartışma götürmez. Bu ifade hem MHP hem CHP kasetlerinin yabancı istihbarat örgütleri tarafından servis edildiği gibi bir anlam içermiyor. Zira iki konu da daha çok yerel dinamiklerle ilgili. Fakat ortaya çıkmayan kasetleri yabana atmamak lazım. Çünkü bir kaset servis edilmiş ve piyasaya çıkmışsa artık 'ya şantaj tutmamış' ya da 'istenilen alınamamıştır.' CHP ve MHP kasetlerinden bağımsız olarak kaset şantajlarına bir de bu gözle bakmakta fayda var. MİT Kılıçdaroğlu'na ne dedi? Gündem kaset skandalları ile sarsılırken önemli bir açıklama geldi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu meğerse Baykal kasetini bizzat MİT'e sormuş. Kılıçdaroğlu ile konuşan meslektaşlarımızın aktardığına göre Kılıçdaroğlu MİT'ten de 'doyurucu' bir cevap alamadığını söylemiş. Önce hakkı teslim edelim. Baykal'a yönelik kaset komplosu ortaya çıktığında 'bu işin arkasındakileri bulmak boynumuzun borcu' diyen ve daha sonra işi hükümete atan sonra da tekrar gündemine almayan Kılıçdaroğlu sessizce de olsa kasetin izini sürmüş. MİT Müsteşarı'na da sormuş. Gerçi aldığı cevabı 'doyurucu' bulmamış. Tabii bu durumda insan merak ediyor acaba o 'doyurucu' olmayan cevap neydi? MİT'in 'vallahi hiç duymadık biz de internette gördük' demeyeceğine göre iş daha da merak uyandıran bir hale geliyor. Sahi MİT ne demiş olabilir? Kemal Kılıçdaroğlu devletin istihbarat kurumundan aldığı bilgiyi paylaşacak mı yoksa Baykal'a komplo yüzünden hükümete yüklenmeye devam mı edecek? Çünkü Ankara kulislerine göre o kasetin çekildiği yer, 'garip şekilli evler'in olduğu sitenin konumu, içeride kaç görüntünün çekildiği, toplam uzunluğunun ne kadar olduğu, seslerinin nasıl silindiği gibi teknik bilgiler birden fazla kişi tarafından biliniyor. Üstelik failler MHP kasetlerinde olduğu gibi uzaklarda filan değil. Hatta aynı mekanlara anahtar kullanarak girdiklerini bile söylemek mümkün. Sahi, MİT CHP liderine 'içeriye bakın' demiş olabilir mi?
<< Önceki Haber Yayınlanmayan kasetler de tehlikelidir Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER