İslâm Dünyası'nın kalbi burada attı


ASTANA (Kazakistan) İslâm Dünyası'nın Doğu'daki ucunu teşkil ediyor Kazakistan... Nüfusça olmasa da toprak genişliği açısından ilk sırada yer alan ülkesi bu dünyanın... Doğal kaynaklar bakımından zengin... Dünya sorunları konusunda da hassas ve iddialı... İddiasını ikili ve çoklu girişimlerde bulunarak geliştirmek niyetinde... Geçen yıl (2010) Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilâtı'nın (AGİT) dönem başkanlığını üstlenen ilk Müslüman ülke sıfatını kazanmıştı Kazakistan; bu yıl da İslâm Konferansı Teşkilâtı (İKT) Dışişleri Bakanları Konseyi'nin başkanlığını üstlendi. Önce önemli bir duyuru: İslâm Dünyası'nı oluşturan 57 ülkenin üyesi olduğu örgüt köklü değişimler yaşıyor ve bunun ilk adımı olarak adı ile amblemini değiştiriyor... Tam kalbinde Kâbe'nin bulunduğu sade bir amblemi var artık, yeni adı da İslâm İşbirliği Teşkilâtı (İİT)... Sıra, üç yıl önceki İslâm Zirvesi'nde kabul edilmiş tüzüğe uygun yeni hedeflerin hayata geçirilmesinde... İİT'nin genel sekreteri Prof. Ekmeleddin İhsanoğlu, göreve geldiği günden bu yana örgütü hem daha iyi tanınır hem de etkili kılma yolunda çabalar sarf ediyor. Yarı yarıya işlevsiz ve hedefsiz örgütü, dünyadaki değişime paralel bir zihinsel devrime öncülük edebilecek bir hareketliliğe kavuşturmak öyle kolay bir iş değil... Üye ülkelerinin yarıdan fazlası krallar ve emirler tarafından yönetilen, halkın taleplerine fazlaca kulak asılmayan bir coğrafyanın en üst uluslararası örgütünün başı olarak, demokrasiden, şeffaflıktan, hesap verilebilirlikten, insan haklarından ve kadınların eşitliğinden söz ediyor... En itibarlı 18 hukukçudan oluşması öngörülen bir bağımsız İnsan Hakları Komisyonu olacak İİT'nin; özellikle kadınlar, çocuklar ve gençlere karşı ihlâllerle ilgilenecek... İİT Dışişleri Bakanları Zirvesi'ne ev sahipliği yapan Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, açış konuşmasında, İslâm Dünyası'nın uygarlıklara örnek teşkil ettiği parlak çağı ile en geriden gelinen bugünü arasındaki farklılıklara işaret etti. İslâm Dünyası'nı 'rönesansa' davet etti. Prof. İhsanoğlu'nun çabalarıyla paralel bir beklenti bu. 'Arap Baharı' diye adlandırılan uyanışın başlamasından önce değişimin kaçınılmazlığını anlatıyordu Prof. İhsanoğlu. Şimdilerde birbirine düşman farklı dünyalar olarak algılanmak istenen ayrı dinlerin mensuplarını diyalog zemininde buluşmaya çağırıyor sürekli... Bu arada Müslümanların taraf olduğu kanlı ihtilâflara da medar olma gayretinde... ABD Başkanı Barack Obama ve İngiltere Başbakanı David Cameron ile baş başa görüşmeler yapmasının, Tunus'la başlayıp Yemen, Bahreyn, Mısır, Libya ve Suriye ile devam eden halk ayaklanmalarında barışçı yöntemlerden sapılmasın diye taraflara heyetler göndermesinin sebebi bu. İki yıl sonra süresi dolup da genel sekreterlikten ayrıldığında arkasında silinmez izler bırakmış olacak Ekmeleddin İhsanoğlu... En büyük sınav Eylül ayında BM Genel Kurulu'nda Filistin Devleti'nin tanınmaya açılmasıyla verilecek. İİT, 1967 sınırlarına sahip, Doğu Kudüs başkentli bir Filistin Devleti'nin kalıcılık kazanması için bütün gücüyle çalışıyor.
<< Önceki Haber İslâm Dünyası'nın kalbi burada attı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER