Hasdal sendromu ve dizine kadar suça batanlar


Hasdal, TSK'nın bağrında habis bir tümöre döndü. Bu saplantı, orduyu taşıması gereken disiplin ve ciddiyetten uzaklaştırdığı gibi hukuka saygıdan da ayrı düşürdü. Dilimize pelesenk oldu, "TSK hukuk ve demokrasiye saygılıdır" nutukları bir şey ifade etmiyor. Lafla peynir gemisi yürümez Lafla peynir gemisi yürümediği için nutuk atmak yerine hukuka saygıyı ve demokrasiye bağlılığı hal ve tavırlarınızla göstermeniz gerekir. Hasdal'a mekik dokuyarak değil. Ama bizim generaller ne yapıyor? Balyoz tutuklusu muvazzaf subaylar için sistematik bir şekilde yana yakıla çalışmaya devam ediyorlar. Bunlar darbeye teşebbüs etmişler mi, millet iradesini hiç etmişler mi, ihanet planları yapmışlar mı kimsenin umurunda değil. Sırtlarında aynı renkli üniforma var ya, ettikleri haltın önemi yok. Önce Org. Necdet Özel kasım ayının başında Hasdal'daki Balyoz tutuklularını sürpriz bir şekilde ziyaret etmişti. Sonrasındaysa bu ziyaretler TSK'nın kronikleşmiş diliyle teamül haline getirilmiş. Hem de periyodik olarak. Üstelik ziyaretler sonrası rapor hazırlanıp üst makamlara arz ediliyor. Genelkurmay Harekât Başkanı Korg. Abdullah Recep'in 19 Ekim'de Çukurca'daki terör saldırısında 24 askerimizin şehit düşmesinden 1 gün sonra operasyonun başında olması gerekirken Hasdal'a ziyaret gerçekleştirdiği belirtiliyor. Bu mu size teslim edilen Mehmetçikler'e ve toprağa düşenlere saygınız? Şu Ergenekon ve Balyoz tutuklularının yarısı kadar Mehmetçikler'i sevebileydiniz keşke. Hiç utanıp sıkılmıyor musunuz? Hasdal ziyaretlerinin tüm masraflarının TSK'ya fatura edilmesi de ziyaretlerin kurumsal bir kararla yapıldığının açık bir göstergesi değil mi? Üst komutanlarca belirlenen ziyaretçi subaylar, Etimesgut havaalanından ziyaretçileri bekleyen uçaklara binip İstanbul'a uçuruluyor. İstanbul'da da yine resmi araçlarla karşılanıyorlar. Ziyaretlerde yol parasının, yenilen yemeklerin, uçuş ve karşılamaların tamamen devlet imkânlarıyla karşılanması da cabası. Her tarafları tavır, hepsi suç Suç üstüne suç denir bu tabloya. Dahası Ergenekon ve Balyoz'a kurumsal destek, hukuka karşı hasmane tutum içine girmek denir. TSK mevzuatında yukarıda sayılan faaliyetlerin hiçbirisi görev olarak düzenlenmemiştir. Ziyaretlerde kullanılan TSK araç ve gereçlerinin hepsi keyfi, şahsi ve özel kullanımdır. Disiplin suçu olmasını bir yana bırakın, Askeri Ceza Kanunu'nun 130. maddesine göre suçtur. Resmi araç ve eşyaların hizmet ve görev dışı bir işte ve alanda kullanılması yasaktır, suçtur. "Askeri eşyayı... özel menfaati için kullanan asker kişiler, eşyanın değeri, önemi... fiilin işleniş şekline göre üç aydan iki seneye kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar." Özel menfaatler için yapılan tüm masraflar da sorumlu kişilere ödettirilir. Devamlı ziyarete gidiliyor. Hasdal'a ziyarete giden bu subaylara cezaevi müdürünün izin vermesi mümkün değil. Ziyaretler askeri savcının izniyle gerçekleşmesi gerekir. Akrabalık bağı dışında böyle vahim suçlarda yargılamanın gölgelenmemesi için her gelene izin vermek mümkün değildir. Askeri cezaevinde tutuklu er ve erbaşlarla her gelen görüşebiliyor mu? Eğer bu konuda ziyaretçilerin görüşmeleri üst komutanların emriyle yapılıyorsa Askeri Ceza Kanunu'nun 115. maddesine göre görevi kötüye kullanma suçuna işaret eder. Tutuklu subaylar için emirle yardım toplamak söz konusuysa, aynı şekilde 115. madde gereğince görevi kötüye kullanma suçunu oluşturuyor. Genelkurmay'ın kurumsal olarak Hasdal tutukluları için hukuki strateji ve destek planları üzerinde çalışması, görev alanı dışına çıkması ve siyaset yapması demektir. Bu da yine aynı kanunun 115/2 maddesine göre en az 6 ay hapis cezasını gerektirir. Bu generallerle ne terör biter maazallah ne de savaşa girilir. Hasdal ve Balyoz türküleri tutturdukça, onları kayırdıkça milletin gönlünden uzaklaştığınızın farkında mısınız? Bu tuhaf tutkunuzun onda birini teröristlere yöneltseydiniz bir tane terörist kalmazdı. İlker Başbuğ ve Koşaner bir kere ziyaret etti diye adamları tefe koymuştuk. Şimdikiler Hasdal'a düzenli sefer koydu. Necdet Özel'e de ne kadar umut bağlamıştım. Yazık...
<< Önceki Haber Hasdal sendromu ve dizine kadar suça batanlar Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER